Kasım 2015

Demokratik Cumhuriyet ve Barış İçin İleri

Türkiye, birisi 7 Haziran, diğeri 1 Kasım’da yapılmış olan iki seçim yaşadı. 7 Haziran seçiminde devletin bütün baskısına rağmen halkların isteği sandığa yansıdı. O nedenle Erdoğan’ın hoşuna gitmedi, çeşitli oyunlarla “tekrar seçim” söylemi ile ikinci bir seçime götürdü Türkiye’yi. Hiç kimse bu seçimin adil ve eşit ortamda geçtiğini söyleyemez. RTE 1 Kasım seçimleri öncesi herkes sonuçlara saygılı olmalıdır diyordu. devamı


Devrimci Politik Tutsaklardan Mektuplar

Değerli Devrimci Tutsak Arkadaşlar

Maalesef, gazetemizin sahibi ve sorumlu müdürü Kemal Tayfun Benol arkadaşımızı Ankara Katliamı’nda diğer arkadaşlarımız ile beraber kaybettik. Tayfun’un bize emanetini daha da geliştirmek, misyonu gereği konumlandırmak ve Tayfunların hesabının sorulacağı güne hazırlanmak için siz nasıl insanüstü, devrimci bir irade ile tutukevlerinde direniyorsanız, biz de aynı irade ile görevlerimizi yerine getireceğiz. devamı


Cepheler Arasındaki Rojava: Uluslararası Af Örgütü’nün Rojava Raporu ve olası etkileri üzerine

Amnesty InternationalBu yazı Errol Babacan ile Murat Çakır’ın ABD’nde yayımlanan Jacobin dergisi için kaleme aldıkları makalenin kısaltılmış Türkçe çevirisidir. Makale Türkiye kamuoyunda da tanınır bir yeri olan Uluslararası Af Örgütü’nün Rojava hakkında yayınladığı son raporu eleştirel okumayla ele almaktadır. AKP iktidarının Kürdistan Özgürlük Hareketine karşı yürüttüğü kirli savaşın yanı sıra, bilhassa PYD öncülüğündeki Rojava’ya karşı hasmane tutumlarını ve saldırganlığını artırdığı bir dönemde yayınlanan bu hayli sorunlu raporun eleştirisini okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. devamı


Bir İşçinin Gözüyle...Terörist kim?

Ekonomik olarak egemen olan burjuvalar ve onların devlet örgütü, örgütlü yapısı ile bir terör örgütüdür. Bu kapitalist ve emperyalist devletler; uluslar ve azınlıklar, işçi sınıfı ve emekçi halklar üzerinde baskı ve sömürü aracıdırlar. Ve bundan dolayıdır ki teröristlerdir. devamı



Fiili Durum: Özyönetim

HDP’ nin Haziran (7 Haziran) seçimlerinde % 80’in üzerinde oy aldığı ilçe, mahalle ve semtlerde yaşayan Kürt halkı, seçimlerden hemen sonra yaz aylarında, yaşadıkları bu yerellerde fiili durum yaratarak “özyönetim” bölgeleri ilan etmişti. devamı


Bir Gider Bin Geliriz

Kardeşini, dostunu, yoldaşını kaybedenlerin sayısı; yaşanan acının tarifi yok. Anlatılan hikâyelerin bir sonu da. Patlayan bombalarla yaşamını yitirenler coğrafyanın dört bir yanında toprağa düşmüş, yeni kavgalara filizlenmişken; kim bilir kaç evde aktı gözyaşlarımız yüreğimizin en derinine, kaç sokakta yankılandı yitirdiklerimizin isimleri... devamı


Kemal Tayfun’un Ardından

Hiç kimseye silah doğrultmadı, elini kana bulamadı bu geleneğin insanları 95 yıdır; hep öldürüldükleri, zindanlara atıldıkları, işkencelerden geçirildikleri, sürgünlere gönderildikleri halde... Katillerden farkımız budur işte bizim, insan sevgisi ve vicdan sahibi olmak... devamı


“Fuhuş Ülkesi Almanya’nın Özgür Cennetine Hoşgeldiniz”

Der Spiegel dergisinin kapak resmi(Prostitutionsland Deutschland Willkommen im Paradies für Freier)(1)

ntv haber kanalının online sitesinde yazan Diana Sierpinski’e ait. Ve buna benzer bir başlığı ise 2013 Mayıs ayında, Der Spiegel (ayna) dergisi atmıştı: “Genelev Almanya” (2) diye. Der Spigel’in kapaktan verdiği bu başlık, Almanya’da o zaman çok konuşulmuştu. “Biz fuhuş ülkesi miyiz” diye. Oysa insan ticareti, emperyalist Avrupa burjuvazisinin kutsal birliği AB, bu işi resmileştirmişti. Başı ise Alman burjuvazisi çekiyordu. İkinci sırayı ise İspanya burjuvazisi almıştı. devamı