Çocuklar Kadar Yürekli Olmak
Bir coğrafya düşünün...Kocaman bir yaşam dururken önlerinde; düşleri, çocuk bedenleri ölüme yazılmış. Hiçbir sözcük, hiçbir çığlık, hiçbir acı tarifleyemez dünü ve bugünü... Katliam güncesine dönüşen “çocuklarımız” var bizim. Çocuklarımız öldürülüyorlar.
Devletin sistemli saldırı noktalarından birisi yine Cizre bugünlerde. Kaç eve ateş düştü biliyor musunuz? Bir asırlık inkar ve imhanın, mücadelenin yükünü taşıyan analar-babalar var. Bu mücadeleden, çocukları için insanca yaşam çıkartmak isteyen analar-babalar, çocuklarını, umutlarını toprağa veriyor tek tek...
Nihat Kazanhan, 12 yaşındaydı. Başından vurularak katledildi.
Ümit Kurt, 14 yaşındaydı. Kalbinden vurdular.
Yasin Özer, 19 yaşındaydı. Akrepten açılan ateş sonucu katledildi.
Barış Dalmış, 15 yaşındaydı. Açılan ateş sonucu katledildi.
Akıl, mantık, izan, vicdan... Bütün kavramları altüst edercesine, bu vahşeti önceleyen zihniyet kapitalizmdir. Çünkü öldürür. Bu topraklarda hep aynıdır konuştuklarımız, hep aynıdır acılarımız. Anımsatalım:
Ceylan Önkol, Lice’de havan topu mermisiyle katledildi. 14 yaşındaydı henüz. Annesi eteğinde topladı evladını...
Uğur Kaymaz, Mardin’de babası ile birlikte katledildiğinde 12 yaşındaydı. Minicik bedeninden 9 kurşun çıkarıldı.
Roboskili çocuklar katledildi. Unutulmayacak acıları “katır sırtında” taşındı.
...ve ve ve nice çocuklar, gençler var. Berkin, Ali İsmail, Mehmet, Ethem, Ahmet, Abdullah, Medeni gibi.
Bir coğrafya düşünün.
Anaların yüreğini yakan, ağıt, gözyaşı, kıyım, ölüm kokan her karışı... İnsanım diyenin tüyleri ürpermeli. İnsanım diyenin yaşlarınca direnci ve inadı olmalı...Acılardan başlayarak yarının çocukları için bir düş kurmalı.
İnsanca yaşamak için, unutmamalı. Unutturmamalı.
Biz faillerini biliyoruz çocuklarımızın...Çocuk masumiyetinde bir gelecek için, borçluyuz onlara. Büyümeliyiz yüreklerinde...
Bir coğrafya düşleyin... Şeker tadında... Bütün Çocuklarımız için...