“ADALET" VE “KALKINMA” PARTİSİ İKTİDARINDA, ADALET EYLEMİ…

“ADALET" VE “KALKINMA” PARTİSİ İKTİDARINDA, ADALET EYLEMİ…

Dördüncü günün dolduran ADALET Yürüyüşünün ilk gününden itibaren Ankara’daki yoldaşlarımız eyleme destek verdi ve yürüyüşe katıldı. Yerellerde de aynı tavrı sergiliyoruz. POLİTİKA Gazetesi olarak ADALET YÜRÜYÜŞÜ’nü destekliyoruz ve aktif olarak yer alıyoruz.

Adında “adalet” kelimesi geçen bir partinin iktidarı döneminde ADALET YÜRÜYÜŞÜ düzenlenmek zorunda kalınması çok anlamlı ve politik bir eylemdir. Aynı partinin adında “kalkınma” nitelemesi de geçiyor. İşte şimdi AKP iktidarı döneminde ADALET’in kesinlikle olmadığı ve KALKINMA’dan anladıklarının sadece kendilerini ve onlara görev verenleri kalkındırmak olduğunu geniş yığınlara anlatabilmenin en güzel olanaklarından biri ele geçmiş durumdadır.

Devrimciler, Sosyalistler, Komünistler en küçük bir kıvılcımı büyük bir ateşe dönüştürmek için yığınların içinde, onların ön safında yer alır, öncülük yaparlar. 7 Haziran 2015 seçimlerinde halkın iradesini yok sayan, yenilgiyi baskı, terör ve katliamlarla kendi yengisine dönüştürmeye çalıştıran bir zihniyetin karşısında durmak bırakın komünist olmayı, demokrat olmanın en asgari kıstasıdır.

OHAL koşullarında böyle bir eylemin gerçekleşmesi ve ülke kamuoyunda ulusal düzeyde birinci konu haline gelmesi niteliksel olarak demokrasi ve toplumsal ilerleme mücadelemiz açısından ileri bir adımdır. Mümkün olduğu kadar geniş yığınların, işçi sınıfının kollarının, yoksul emekçi halklarımızın gerek merkezi anlamda süren yürüyüşe katılmalarını, yürüyüşün geçtiği yerlerde eylemliliklere katılmalarını sağlamak devrimcilerin, sosyalistlerin, komünistlerin görevidir. İstanbul’da Maçka Demokrasi Parkı’nda ve ülkenin tüm il ve ilçelerinde düzenlenen dayanışma eylemlerine sadece katılmak değil, örgütlenmesine en önde katılmak devrimci güçlerin en doğal ve yapması gereken etkinliktir.

Bu ülkede bugünkü toplumsal koşullarda böyle bir eylem içinde yer alınmayacaksa AKP-SARAY Rejimi’nin yığınların gözünde ipliğinin pazara çıkarılması nasıl sağlanacaktır? Yığınların nezdinde gerçek yüzü ortaya çıkmadan bu rejimden kurtulmak mümkün değildir. Çünkü ancak yığınlar hareketlenir ve bu rejime DUR derlerse bu rejimin sonunu getirecek güç oluşur. ADALET yürüyüşü bu dinamiklerin oluşması, genişlemesi ve son sözü söylemesi açısından son 2 yıldır oluşmamış olanaklar yaratabilecek niteliktedir.

Söz konusu olan CHP üzerine tartışma değildir. Günün ihtiyacı, mücadelenin gereksinimi bu değildir. Mecliste dokunulmazlıkların kaldırılmasında izledikleri yol, HDP’li belediyelerin görevden alınıp tutuklanmasında, vekillerin ve eş başkanların dokunulmazlıklarının kaldırılması, tutuklanmaları sürecinde takındıkları siyasi duruş onların sorunudur. 10 Ekim 2015 Ankara Katliamında onlarca üyeleri katledilmişken neden gerekli tepkiyi göstermedikleri, 15 Temmuz AKP-SARAY Darbesinde Taksim ve Yenikapı Mitinglerinde üstlendikleri uğursuz rol…. Bu olgular saymakla bitmez. Ancak bugün yeni bir durum ile karşı karşıyayız. CHP isteyerek ve istemeyerek de olsa ülkede devrimci demokratik mücadelenin yığınsallaşması ve üzerini örten ölü toprağın kaldırılması konusunda bir işlev görüyorsa, belirleyici olan bu olgudur.

CHP’nin kendi farklı planları da olabilir, devlete sahip çıkarak toplumsal muhalefetin gazını almak da isteyebilir. Kılıçdaroğlu parti içi mücadelede kendini güçlendirmek istiyor olabilir. Bunların hiç biri devrimci güçlerin kendi ödevlerini yerine getirmeleri, ilkeli ama yaratıcı, kıvrak politik duruş sergilemelerinin önünde bir engel değildir. Çünkü devrimci güçler neyi, niçin ve nasıl yaptıklarının bilincindedirler.

Yaşamın gerçekleri ciddidir. Bugüne dek ülkede statükonun korunmasında kilit rol oynayan, yığınların hareketlenmesinde fren görevi gören, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin karşısında devlet aklıyla duran güçler bugün bu eylemlilikle Türkiye devrimci demokrasi güçleriyle, Kürt devrimci demokratik özgürlük güçlerinin mücadelesinin birleşik bir niteliğe yükselmesine ortam hazırlayabilirler. Politik mücadele aynı zamanda böyle bir şeydir.

Böyle dönemlerde en keskin sözleri sarf edenler o keskin slogansı sözlerinin arkasında utangaçça pasifizmi, eylemsizliği önerirler. Ancak, dünya devrimci hareketinin tarihinde bu tür gelişmeleri devrimci sonuçlara yükseltmenin çokça örneği vardır. Bilinmelidir ki, kapitalizmin egemenliği altında yeri geldiğinde burjuvazi içindeki çelişkileri de ustaca değerlendirerek devrimci sonuçlar alınan örnekler sadece istisna değildir. Ancak şu anda güncel olan bu tartışma değildir.

ADALET Yürüyüşü’nü yayalım, yığınsallaştıralım, yerellerde destekleyelim, dayanışma toplantıları düzenleyelim, elimizden geldiğince tüm devrimci demokratik güçlerle dostça ilişkiler geliştirelim, demokratik ve özgürlükten yana tavır koyan yurttaş iradesinin ön plana çıkmasına katkıda bulunalım ve tüm bu niceliği HALK MECLİSLERİ, İŞÇİ MECLİSLERİ ve DEMOKRASİ MECLİSLERİ çatısı altında yaratıcılıkla birleştirelim. Sürekliliğini sağlayalım, büyütelim, genişletelim.

Politika