100. Yıla Yaklaşırken İki Not

100. Yıla Yaklaşırken İki Not

 

Partimi Arıyorum

 

12 Eylül’ün, küreselleşmenin, liki- dasyonun tozu dumanı arasında yitip giden insanlar, bir aralık bulduğunda ya- şama yeniden tutunma uğraşısıyla yollar aradılar. Dağılmışlığın yalnızlığını aşa- cak, kendini yeniden anlamlandıracak yollar... 12 Eylül ve süreçlerini hangi dü- zeyde yaşamış, zurnanın bilmem hangi deliğinde olursa olsunlar köklerini besle- yen özsu bir gün kurumuş yapraklarına can vereceği umudunu yitirmediler.

Sesleri çıkmadı, bir araya gelemedi- ler; çekingen, utangaç bir suskunlukla gözlediler. Bir gün yatağını çoğaltan bir damla olacağı umuduyla içlerinde birik- tirdiler gözyaşlarını.

Nerede onlar?

Okulunu bitiremeden, kalifiye ola- madan işkence gördüler, zindanlarda yattılar, direndiler, sürgüne gittiler... Büyüdüler, sevdiler, hayal kırıklığı ya- şadılar. Bir aralıktan yaşama yeniden katıldıklarında ‘komünist’ti onlar. Hep öyle dediler onlara. Gururlandılar. Ama hep ayrı bir yerdeydiler. Yaşamın içinde kendi başlarına. Köklerindeki özsu dal- larını besleyemiyordu çünkü. Kurumuş yaprakları her yerde ele veriyordu onları. Ne kadar zor bir şeymiş kendi başına ya- tağına ulaşmak.

Ufacık bir coşkunun peşine takıldılar bazen... Kimi bir çuval inciri berbat etti. Kimi eksik kalan, yanlış giden bir şeyler olduğunu sezinledi, kinlerini haykıracak bir yol bulamayınca içlerine aktılar ses- sizce.

Derinde, bir yerlerde birikti onlar. Tam akmanın zamanıdır derken çatalla- şan, çatallaştıkça küçülen yataklara kuş- kuyla baktılar.

Nerede onlar?

Onlar her yerde... Sessiz bir Anadolu şehrinde, kasabasında, köyünde. Onlar hep vardılar. Yanlışları, eksiklikleriyle hep akmak için yollar aradılar.

O’nu aradılar... Partilerini...

Dostlar bir selam verin, bir el salla- yın. El verin, ayağa kalkın, çoğalın... dostlar... Hiç ‘kimse’ bunca birikimi derlemeden, hesabını aktarmadan ya- rına; akamaz... Bir yaz yağmuru gibi yitmeyin toprakta. Birikin, akın... Dost- lar...

 

10 Eylül 1920

 

TKP; Marksizm-Leninizm’in, III. Enternasyonal’in ideolojik temelleri üzerine 10 Eylül 1920’de kuruldu. Tür- kiye proletaryasının öncü siyasal gücü, bir asırlık devrim ve sosyalizm savaşı- mı yanında işçi sınıfına düşman sapkın akımlara karşı da bıkmadan mücadele yürüttü,yenilmedi..

TKP kuruluşunun 98. yılında, işçi sınıfının,devrimin öncü ve temel gücü olduğunu savunan bütün kesimlerce ül- kenin her yerinde yüreklerde yaşatılacak, bir çok kentte çeşitli etkinliklerle işçi sı- nıfının devrimci programını yığınsal bir güç haline getirme mücadelesi yürüte- cektir.

Bugün T.K.P. adıyla sistem içine yer- leşen Yalçın Küçük yetiştirmeleri SİP’li- lerin TKP ile hiçbir ilgisi yoktur. Daha 1970’li yılların sonunda TKP düşmanlı ğını çalışmalarının merkezine koyan bu kesim, dönemin en yığınsal; ’Yolumuz İşçi Sınıfının Yoludur’ diyen ilerici-dev- rimci gençlik örgütü İGD’ye, “İGD’li goşistler” karalamasıyla kinlerini kusu- yordu.

SİP TeKePe’nin geçmişte olduğu gibi bugün de; işçi sınıfına bakışı, ulusal so- run ve Kürt ulusuna yaklaşımı, bağlaşık- lar, devrim teorisi ve diğer birçok temel konuda Türkiye İşçi Sınıfı’nın öncü kolu TKP ile uzaktan yakından hiçbir benzer- liği yoktur. TKP bir asırlık tarihinde dü- zenin değil, düzen karşıtı güçlerin öncü savaş gücü olmuştur.

Burjuvazi dünya çapında çok yön- lü ideolojik saldırılar düzenliyor. Zaaflı her alanı değerlendiriyor. Liberalizm ve milliyetçilik tortularıyla devrimci- demokratların, komünistlerin ideolojik yapılarını zayıflatmayı, bu noktadan he- def şaşırtmayı zorluyor. İçi boşaltılmış özgürlük ve demokrasi masallarıyla dev- rimci örgütleri, komünist partileri düzen partilerine dönüştürmeye çalışıyor. Her alanda karşı devrimi besliyor. Bir yan- dan sahte komünist partileri kurdurtu- yor, öte yandan işçi sınıfının öncülüğünü reddeden, terör ve baskı şartlarında gizli çalışma zorunluluğundan kaçan, geçici yenilgi dönemlerinde gemiyi terk eden, burjuvazinin dilini kullanan likidatörleri ileri sürüyor, gündemde tutuyor.

Barış ve Demokratik Yenilenme Programı (Alternatif Program) Türkiye Komünist Partisinin ideolojik, örgütsel ve politik yapısından tümüyle ayrı farklı bir niteliksel oluşumu ifade etti. Bu bakış açısı 80 sonrası yaşanan likidasyonun te- orik temeli oldu. Bu dönemi TKP olarak görenler burjuvazinin ideolojik tuzağına düşüyor.

TKP kurulduğu günden bu yana bu tür saldırılara karşı göğüs germiş; ideo- lojik, örgütsel, politik birliğini koruma savaşımı vermiştir. Asırlık şanlı tarihi, Marksist-Leninist temelde devrim ve sosyalizm ülküsünün tarihi olmuştur. Suphi’den Bilen’e bu ilkeleri savunan TKP bu gün de Türkiye İşçi Sınıfı’nın siyasal örgütü olarak savaşımını sürdü- rüyor.


Konuyla ilişkili diğer makaleler