Ayşe Bilge Dicleli… Bir Dostun Ardından

Ayşe Bilge Dicleli… Bir Dostun Ardından

Ayşe Bilge DicleliBu yazı bazı okuyucularımızdan tepki alabilir, ancak biz düşündüklerimizi ve hissettiklerimizi yazamayacaksak bu mücadeleyi neden veriyoruz? Ayşe Bilge için “eski” dost tanımlamasını kullanmadım. Çünkü dostluğumuz hiç bir zaman bozulmadı. “Eski” yoldaş diyebilirdim, fakat ona da gerek yok.

Ayşe Bilge, 68 devrimci gençlik hareketi içinde THKP-C saflarında yer almış, çok ağır ve anlatılamayacak işkencelerden geçmiş, 12 Mart zindanlarında yatmıştı. Ardından kısa bir ara duraktan sonra Türkiye Komünist Partisi saflarına katılmıştır. Alman Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu, almanca ve ingilizceyi ana dili gibi kullanabilen bir insandı Ayşe Bilge. İKD saflarında ve Barış Derneği yönetiminde özellikle basın-yayın ve uluslararası ilişkiler alanında faaliyet yürütmüş, aynı zamanda legal parti basınında, Politika Gazetesi’nde görevler üstlenmiş ciddi katkılarda bulunmuştur. 12 Eylül faşist diktatörlüğü döneminde politik göçmenlik koşullarında Parti’nin merkezi aparatlarında ideolojik alan ve basın yayın çalışmalarında değerli çalışmalar yürütmüştür. Duvarın üstümüze yıkılması yaklaştığında ülkeye dönüş yaptı Ayşe Bilge.

89 yılında işler iyice sarpa sardığı bir dönemde yaptığımız bir sohbette Sovyetler Birliği ve Sosyalist Sistemin varlığını sürdüremeyeceği kuşkusu yoktu, ancak içine girilen o ideolojik olarak bulanık ve keşmekeş süreçten nasıl çıkılacağı konusunda farklı düşüncelerimiz vardı. Ayşe Bilge o dönemde su katılmamış bir “yenilenmeci” idi. Glasnost ve Perestroyka politikalarının bir çözüm olduğuna samimi olarak inanıyor, sosyalizmin başarısı için zorunluluğunu savunuyor ve ona göre düşünüp yazıyordu.

1992 yılında tekrar İstanbul’da görüştük. “Hayal kırıklığına uğradım” dediğini ve bunu içtenlikle dile getirdiğini bugünmüş gibi hatırlıyorum. Arada sırada karşılaştığımız oldu. Ancak artık aynı çizgide değildik. En son 2009 yılında ortak bir dostumuzun 60. yaş gününde kısa olmayan bir sohbetimiz oldu. Daha önce Leninizme olan inancını yitirdiğini biliyordum, o gün Marksizmin de dünyanın ve toplumların sorunlarına yanıt üretemediğini kendi düşüncesi olarak dile getirdi. Üzüldüm, içim bir kez daha burkuldu ama kızamadım. Ayşe Bilge saygı duyduğum ve sevdiğim bir insandı. Ağır hasta olduğunu öğrendiğimde aradım, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Ama yüz yüze görüşmek yerine ortak dostlarımız üzerinden haberleştik.

Bu yazıyı neden yazma gereği hissettim. Evet hissettim, yazmasam bir eksiklik hissedecektim. Maalesef bu tarih bizim tarihimiz. Gerçekleri ne kadar acı çeksek de yok sayamayız. Ayrı yollara düşmüş olsak da mayamız ortak. Bu olguyu hiç bir değişiklik yok edemiyor. Sonuçta 2014 Cumhurbaşkanlığı ve 2015 genel seçimlerinde aynı adayları destekledik. Eğer mücadelemizde daha başarılı olabilseydik O’nun da farklı düşüneceğine, yani sosyalizm için mücadele edeceğine olan inancım tam oldu her zaman. Bazen çok bedel ödeyen ve hesapsız kitapsız bir şekilde her şeyini bütün varlığını bu mücadeleye verenler de “başarı ve sonuç alma duygusunu” tatmak istiyor. Bu da olmayınca farklı hesaplaşmalara yöneliyor. Son tahlilde bu da çok insani değil mi?

Oya Baydar T24’de yazmış. Birçok nitelemesine katılmam mümkün değil. Ama bu yazı tam da o partiye çok emeği geçmiş bazı insanlarımızın bugünkü duygularını yansıtıyor. Oya Baydar kalemini epeydir hoyratça kullanıyor ama Ayşe Bilge bunu hiç bir zaman yapmadı. O kendi yaşamına, mücadelesine, partisine, yoldaşlarına, dostlarına, sonunda ayrı düşse de her zaman çok hassas yaklaştı.

Bir yerden sonra O’nların yapamadığını biz gerçekleştirmekte kararlıyız. Ne kadar başarılı oluruz, başarıyı kendimiz görebilecek miyiz, bu ayrı bir soru. Ancak en azından Ayşe Bilge dostumuz ile "Demokratik bir Türkiye" gerçekleşmesine yönelik olan düşüncelerimiz sonuna dek asgari müştereğimiz olarak kaldı. O konuda mevziiler kazanabilir, başarılar elde edebilirsek ne mutlu bize. Mücadelesi, anısı ve kişiliğine saygıyla...

Eşi Zülfü, kızı Zeynep, torunu Hazal ve tüm akraba ile dostlarına baş sağlığı diliyor, acılarını paylaşıyoruz.


Konuyla ilişkili diğer makaleler