Barış savaşımını görmezden gelen “komünist”ler...

Barış savaşımını görmezden gelen “komünist”ler...

AKP ve CB Erdoğan, 7 Haziran’da kaybettikleri iktidarı yeniden ele geçirmek için ülkeyi kan gölüne çevirmekten geri durmayacağını gösterdi. Ateşkes’in sona erdirilmesi için Suruç’ta 33 devrimciyi katlederek başladılar işe. Arkasından “DAEŞ’e operasyon” diye havalandı Malatya’dan, Batman’dan, Amed’den kalkan Türk savaş uçakları... “DAEŞ”in mevzilerinin üzerinde alçaktan uçuş yapıp Kandil’e, Cudi’ye, Gabar’a yöneldi onlarca savaş uçağı. Kaç “sorti” yaptıklarını yandaş medya, merkez(!) medya sevindirik halleriyle anlatmaya koyuldular hep birlikte. Cudi dağı günlerce yandı. Börtü böcek sağ kurtulamadı bu kıyamdan. Bir kez daha görüldü ki, Kürde düşman olanlar sadece Kürde değil, o’nun dağına, ormanına, orada yaşayan yılana, tilkiye, kaplumbağaya, hatta karıncaya bile düşmanmış oysa...

Konuşmayanlar, duymayanlar, görmeyenler çokça olsa da, AKP’nin savaş konseptine karşı halkların duyarlı olan kesimleri bir araya gelip “Barış Bloku” adında bir örgütlenmeye gitti hızla. İstanbul’da Ağustos ayının kavurucu sıcağında, kimsenin sokağa çıkmaya bile cesaret edemediği günlerde Barış Bloku’nun çağrısıyla Aksaray’da kitlesel basın açıklaması yapıldı, valilik yürüyüşe izin vermediği için. Ardından Bakırköy Halk Pazarı’nda onbinlerce İstanbul’nun katılımıyla Barış Mitingi düzenlendi. Mitingin sunucuları Barış Bloku’nun bileşenlerini saymaya başladığında tüm dikkatimi toplayarak dinledim. HDP, EMEP, ÖDP gibi siyasi partiler, CHP milletvekilleri, DİSK, KESK, TTB gibi emek örgütleri, politik dergi ve gazeteler, sivil toplum örgütleri, mahalle ve köy dernekleri gibi daha burada sayamayacağım kadar örgüt, kurum, kişi vardı. Sadece KP, HTKP ve TKP 1920’nin adı geçmiyordu bileşenler arasında. Şaşırmadım...Ama kendisine “komünist” diyen bu partilerin barış savaşımına bu kadar ilgisiz olmasına üzüldüm. Her üç partinin de web sitelerine baktım. 2 ayı aşkın süredir Kürdistan’da AKP’nin halka yönelik tanklı, toplu, uçaklı, helikopterli, özel harekatlı, askerli, komandolu, koruculu saldırılarında onlarca sivil, çocuk öldürüldü, bu “komünist”lerin internet sayfalarında tek kelime yok. Üstelik bu “komünist” partilerden birinin üst düzey yöneticileri “Barış Derneği” diye bir dernek de kurmuşlardı bir zamanlar. Yasaklı TKP’nin ismine konmakla kalmamışlar, 12 Eylül öncesinin Barış Derneği’nin de adını kullanmaya başlamışlardı. Merak ettim, 30 Ağustos 2015 günü Barış Derneği’nin web sitesine bir göz attım. 2014 yılı ve 2015 mart-nisan aylarına ait basın açıklamaları. Başlıklardan birkaçı şöyle:

“- 24 Nisan bir barış günü olarak anılmalıdır

- Göçmen katliamını durdurmak için savaşa ve sömürüye karşı mücadeleye

- Çanakkale Savaşının Yüzüncü Yıl Dönümünde Emperyalizme ve Gericiliğe Geçit Yok

- Yaşasın Özgür Filistin

- Barış Derneği direnen Filistin halkının yanındadır!

- Türkiye savaş çetesinden kurtarılacaktır.

- Suriye uçağı ya da bataklıkta boğulma!”

Bugüne dair birşey göremedim. Barış Derneği’nin faaliyetlerini askıya mı almışlar, dernek kapanmış mı bilmiyorum? Sayfadaki “1 Eylül Dünya Barış Günü” bildirisi 2014 tarihli. Halkların, emekçilerin barış taleplerine sahip çıkmayan nasıl “komünist” olur anlamıyorum?


Konuyla ilişkili diğer makaleler