Bir Dosttan Mektup Var...

Bir Dosttan Mektup Var...

Sevgili Dostlar,

10 Ekim benim doğum günümdü, kanla yıkandık... Ne bulunduğum ülkede idim ne de Ankara’da, ıssız bir yerde sadece telefon konuşmaları yapabildim, internetin olduğu yerde Ankara’da eylemde olan yeğenimi arayabildim.

Londraya döndüğümde başladım birikenleri okumaya. Göz bebeğimiz, dostlarımız, yoldaşlarımız ölmüş, okudum, öğrendim.

Dostlar ne demeli bilmiyorum, elbette katili tanıyoruz, bir çehresi yok ama, biliyoruz, kan kokuyor katil. Maske üstüne maske takıyor... Ama katil. Ayakları onu Kanlı Pazarlara kadar geri götürüyor...Katil işte şiirini gözlerimizin önüne getiriyor, ama heyhat halkımızın belleği kısa ömürlü, insanlarımız tarihi oldukları yerden yazıyorlar.

8 Haziran seçim kutlamasında HDP İl herkesi Kızılay’a çağırdı, Sakarya’ya...Diyarbakır bombalarının ardından sadece bir kaç gün sonra kutlama yapılacak, seçim zaferi kutlanacaktı. Dört döndüm, bombacı kılıklı insan aradım alanda, bu hem hevallerin hem polisin dikkatini çekti tabi. HDP’lilerden tanıdıklarıma hava kararmadan alanın sakin ve düzgün boşaltılmasını söyledim. Polis hazırlıklarını yapmış, az bir şey taşkınlığı şiddetle ezmeye hazırdı. Başlarında eski polisler olduğu kadar yeni yetmeler de vardı, tanınıyorlar hemen.

Niye anlattım bunu; önlem alma konusunda hala bizler polislere, devlete güveniyoruz. Sakarya’da buluşalım diyen kafanın, oranın güvenliği konusunda hiç bir bilgisi ve öngörüsü yok. Suruç’ta çukurdaki binaya çocukları dolduran kafa da öyle... Polis, “yok gidemezsiniz diyor”, çocuklar bir binaya doluşuyorlar... Bina yolun altında... Kaç ölü çıktı oradan... Onlara ölü demek ne kadar doğru?..

Sevgili Kemal Atakan, bunlarla canını sıktımsa özür dilerim.

Çalışmalarınızda başarılar.
 

* Sevgili Yaşacan, duygularını yalın ve gerçekçi bir biçimde aktardığın için teşekkür ederiz. Gerçeklerin hatırlatılması bazen sıkkın canların kendilerine gelmesine de yardımcı oluyor. Sağ ol, var ol. Dostça selamlarımızla.

Politika Kollektifi


Konuyla ilişkili diğer makaleler