Birleşik Metal-İş Sendikası'ndan MESS Dayatmalarına Yanıt: GREV

Birleşik Metal-İş Sendikası'ndan MESS Dayatmalarına Yanıt: GREV

10 Ocak 2015 tarihinde İstanbul’da sendika merkezinde toplanan Birleşik Metal-İş Merkez Toplu İş Sözleşmesi (TİS) Kurulu’nda işyerlerinden gelen bilgiler; metal işçilerinin büyük bir çoğunlukla MESS dayatmalarını kabul etmedikleri, ücret uçurumunun kapatılması için iyileştirmelerin olmadığı, metal işçilerinin yaşam standardını yükseltmeyen ve düşük ücret sistemini 3 yıllık sözleşme ile kalıcılaştırmayı hedefleyen sermayenin dayatmalarına karşı “bedeli ne olursa olsun” direnmek yönünde oldu. Merkez TİS Kurulu, Genel Başkan Adnan Serdaroğlu’nun konuşmasının ardından alkışlar ve sloganlarla alınan kararı kutladı.

Birleşik Metal-İş GrevleriGazetemizin baskıya girdiği saatlerde DİSK’in önünde muhtemelen Birleşik Metal-İş üyesi yaklaşık 15.000 işçinin MESS dayatmalarına karşı GREV kararı açıklanacak. Zaten 10 Ocak’ta yapılan Merkez TİS Kurulu’nda tüm kurul üyeleri tek tek söz alarak bu kararı olgunlaştırdılar.

Grev, işçilere birleşmeyi, birlikte mücadele etmenin kendilerini güçlendireceğini öğretir. 15.000 Birleşik Metal-İş üyesi işçi zaten aylardır direnişteydi. Örgütlü oldukları hemen her fabrikada hergün yürüyüş, yemek boykotu, basın açıklaması ile eylem yapıyordu ve geçen sayımızda yazdığımız gibi Gebze’de coşkulu, yığınsal bir mitingle de mücadeleye hazır olduğunu dost düşman herkese bir kez daha göstermişti.

Metal işçisi, MESS’in dayatmalarına boyun eğmemekle sadece kendisi için değil tüm işçi sınıfı için umudun adı olmaya adaydır. Tüm sınıf kardeşlerinin gözleri onların üzerinde. Sadece DİSK’e bağlı işçiler değil, Türk-İş’e, Hak-İş’e üye işçiler de Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin bu mücadelesini dikkatle takip ediyorlar. Özellikle de MESS’le grup sözleşmesini alelacele imzalayan Türk Metal üyesi işçiler merakla bu mücadelenin sonucunu bekliyor olacaklar.

Şu anda sendikalaştıkları için, ya da üyesi oldukları patron yanlısı sarı sendikalardan ayrılıp hakkını hukunu koruyacağına inandığı sendikalara üye oldukları için işten çıkartılan, kışta kıyamette kapı önüne konulan işçilerin umudu da metal işçisinin mücadelesindedir.

40 bin metal işçisi, 1977 Mayıs sonunda “DGM’yi Ezdik, Sıra MESS’te” belgisiyle greve çıktığında nasıl Türkiye İşçi Sınıfının tarihine damgasını vurduysa bugün de 15.000 işçinin “bedeli ne olursa olsun direneceğiz” demesi sınıf hareketinde taşların yerli yerine oturmasında önemli bir kilometre taşı olacaktır. Kuşkusuz bu sadece Metal işçisinin görevi de değil. Yine nasıl 1977 MESS grevlerinde tüm işçiler, emekçiler, komünistler, kadınlar, gençler, esnaflar, köylüler Maden-İş üyeleriyle dayanışma içine girdilerse, bugün “MESS’in dayatmalarına boyun eğmeyeceğiz” diyen Birleşik Metalİş üyesi işçilerle de aynı dayanışmayı örmek, onların mücadelesini kendi mücadelesi gibi görmeyi bilince çıkarmak gerekiyor. Deneyimler işçiler birlik olursa eğer, yenilmeyeceğini göstermiştir.

Grev aynı zamanda bir okuldur da. Yine geçen sayılarımızdan birinde Ülker işçisinin patron yanlısı Öz Gıda-İş’ten DİSK’e bağlı Gıdaİş sendikasına geçtikleri için işten atılan işçilerinden birinin direniş çadırındaki fotoğrafını yayınlamıştık. Elinden Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” kitabını düşürmüyordu. Şöyle demişti; “Ülker’de 12 saat çalışmaktan okumaya vaktim olmuyordu. Direnişin 37. gününde 6. kitabı bitirdim.” Çalıştığı zamanlarda okumaya, tartışmaya hatta düşünmeye yeterince vakit bulamayan işçiler kim tarafından, nasıl sömürüldüklerini daha iyi görüp öğrenirler. Kendilerini sınıflarının davasına adayan işçilerin sayısı grevler sırasında daha da artar. Sınıf bilincinin daha arttığı, sosyalizmi öğrenenlerin sayısının çoğaldığı grevler, işçi sınıfının savaşımının birer parçasıdır. MESS patronlarına karşı haklarını savunmak için direnen, savaşım veren, her türlü zorluğu göğüsleyen, daha disiplinli ve uyanık davranan metal işçileri bu mücadeleden güçlenerek çıkacaklardır.

Haydi metal işçilerinin mücadelesiyle dayanışmayı yükseltmeye!...


Konuyla ilişkili diğer makaleler