''Bizden'' Olmayan Biri, ''Bizden'' Birini Anlatıyor

''Bizden'' Olmayan Biri, ''Bizden'' Birini Anlatıyor

Trabzon’un Sürmene ilçesi, Baştımar Köyünde doğan Yakup Demir’i bu sefer biz değil, komünist olmayan bir hemşehrisi, meşhur kabadayılardan Dündar Kılıç’ın yeğeni, Dündar Kılıç’tan aktaralım. Bu aktarımı bilerek yapıyoruz. Amacımız, “bizden” olmayan birinin “bizden” birine, bir komüniste bakış açısını yansıtmaktır. Bu arada, Dündar Kılıç’ın da zamanında Yakup Demir’den çok etkilendiğini, kendi deyimiyle “onun hatırına” devrimci örgütlere 12 Eylül öncesi kendi olanakları ölçüsünde destek verdiğini de anımsamadan geçmemeliyiz.

“(...) Onun köyü hep tartışıldı...

Köyün bilinen tarihi Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon’u fethine dayanıyor Köye Türk ve Müslüman ailelerin iskanı 1700’lü yıllarda başladı. Tımar sahibi olan Yakup Ağa köyün ilk ve en köklü ailesinin adı oldu. Yakupoğulları’nın yanı sıra köye yerleşen bir diğer büyük aile ise Ceylanoğulları oldu. Baştımar Köyü’nde sadece bu iki aile yoktu hiç kuşkusuz. Zaman içerisinde birçok aile de bu şirin sahil köyüne yerleşmişlerdi. Hendemoğulları, Sahtiyanlar, Yanıkoğulları, Yazıcıoğulları, Küçükhüseyinler, Sedefler, Tarakçılar, Avcıoğulları, Alipaşaoğulları, Karamustafalar, Kızkapanoğulları ve Hubalioğulları.

Cumhuriyet Dönemi

Yakupoğulları’ndan Hacı Yakupzade Ahmet Ağa’nın oğlu olan Hafız Mehmet Efendi Baştımar Köyü’nün belki de en tartışılan ismidir. Baştımar’da doğdu, İstanbul’da hukuk eğitimi aldı. Çeşitli bölgelerde hakimlik yaptı. 1912’de Osmanlı Meclis-i Mebusan’a seçilerek mebusluk görevinde bulundu. Tam üç dönem mebusluk yaptı. Meclis-i Mebusan’ın dağılması üzerine Trabzon’a döndü ve avukatlık yaptı. 1920’de Bakü’de düzenlenen ünlü Doğu Halkları Kurultay’ına Anadolu delegasyonunu temsilen katıldı. Ama giderek taraftar bulmaya başlayan Bolşevizm’e karşı durulması gerektiğini savunuyordu. Ankara’da kurulan ilk mecliste Trabzon milletvekili olan Hamit Bey’in ayrılması üzerine Trabzon milletvekili oldu. Ardından bakanlık günleri geldi ama bu kabına sığmayan Karadenizli için bu makamlardaki günleri de sayılıydı. Adalet Bakanlığı’nı 13 gün, İçişleri Bakanlığı’nı ise yalnızca 1 hafta yaptı. Her iki görevden de kendi isteğiyle ayrıldı. Kolay söz geçmeyen, başına buyruk ve esaslı muhalif Hafız Mehmet’in, Meclis’te Atatürk’e karşı olanların kurduğu ikinci grupta yer aldığını söylemem herhalde gereksiz.

İzmir Suikastı Sanığı

Hafız Mehmet, 1923’teki seçimlerle Meclis dışında kaldı. Ama Atatürk’e muhalefetini sürdürdü. Ta ki 1926 yılında kadar. 1926’da İzmir’de Gazi’ye düzenlenen suikast girişiminde yer aldığı gerekçesiyle tutuklandı. Suikast girişiminin başrolünde hemşerisi Ziya Hurşit vardı.

(Ziya Hurşit Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi’ne bağlı Mollaveyis köyünden ve Kürdoğlu ailesindendi. Onunla aynı köyden yetişen bir başka ünlü ise TKP’nin ünlü genel sekreteri Laz İsmail’di. Onların hikayesini de bir başka zaman yazarız.)

Kömünist Baştımar

Hafız Mehmet Bey, İzmir yargılamaları sonucu idam edildi. Hafız Mehmet’in öz yeğeni ise oldukça ilginç bir isimdi. Zeki Baştımar. Soyadını köyünden alan Zeki Bey, Trabzon Öğretmen Okulu’nda okudu. Ardından Moskova’ya yüksek tahsil için gitti. Burada sosyalist fikirlerle tanıştı. Türkiye’ye döndüğünde tercümanlık yaptı. Tolstoy’un ünlü ‘Harp ve Sulh’ romanını Türkçe’ye çeviren de Zeki Baştımar’dır. Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu. Kısa sürede merkez icra komitesine kadar yükseldi. İllegal faaliyet gösteren TKP içindeki kod adı yine köyüne ve sülalesine bir gönderme taşıyordu: Yakup Demir.

Zeki Baştımar 1940’lı yılların sonunda TKP’nin başına geçti. Genel sekreter oldu. 1951’de ona örgütsel dokümanları getiren Sevim Belli’nin (O da Karadenizli bir aile olan Kalkavanlar’ın kızıydı) polis tarafından yakalanmasıyla ünlü ’51 komünist tevkifatı başladı. Sevim (Kalkavan) Belli poliste kontrolsüz bir şekilde çözüldü. Ve bildiği bütün ilişkilerini bir bir anlattı. Zeki Baştımar’ın da dahil olduğu onlarca kişi, onun ifadeleri sonucunda tutuklandı. Ama en uzun cezayı alan Zeki Baştımar oldu. 10 yıl hapis...!

Baştımar’ın Gelini

Zeki Baştımar’ın amcasının oğlu da komünist partiliydi. Dündar Baştımar... Dündar Baştımar ilginç bir ailenin kızıyla evlilik yaptı. Mocanlar’ın kızı Ayşe Mocan’la evlendi. Peki, kimdi Ayşe Mocan? Nazım Hikmet’in teyzesi Sara Hanım’ın Şevket Mocan’dan olan kızı. Yani Dündar Baştımar Nazım Hikmet’in teyzesinin kızıyla evlenmişti. (Konuyu fazla dağıtmadan ekleyeyim. Şevket Mocan DP’li bir politikacıydı. Sara Hanım’dan boşanınca intikam amacıyla Nazım Hikmet’in Türk vatandaşlığından çıkartılması için kanun teklifini o verdi. Ve bu teklif kabul edilerek Nazım, vatandaşlıktan çıkartıldı. (...)

Ayşe-Dündar Baştımar çiftinin kızı Yıldız Hanım ise yine bir başka ünlü komünistimiz Dr. Nihat Sargın’la evlendi. (...)”


Konuyla ilişkili diğer makaleler