Cem Yakışkan’dan Mektup...
Gezi Direnişi’ne verdikleri destek yüzünden 16 Aralık’ta müebbet hapis istemiyle hakim karşısına çıkacak olan ÇARŞI’nın liderlerinden Cem Yakışkan, önceki gün Twitter hesabından bir mektup paylaştı.
“Aklımızın alamayacağı kadar hileyle, aldatmacayla, haksız ve zalimce bir tarih yazılmakta. Kimimiz insanlığa dair ne varsa inancını yitirdiğinden suskun, kimiyse safını inkara sığınarak, teslimiyet ve boyun eğmekten yana, kimi ise hala İSYANDA! 70’lerden bu yana, Denizlerin, Mahirlerin isimlerinin yüksek sesle söylendiğinde bile suç sayılabileceğini sanan evlerden... tarihin tekerrürden ibaret olduğunun bire bir örnekleri BİZLER! Ellerinden gelse idam cezasını bugün uygulayabilmek isteyenleri, mecburiyetinden müebbete çevirdikleri günlere geldik. Hiçbir şey değişmedi vicdanla vicdansızlığın safında. Uyuşturucu baronları, emlak simsarları, silah tüccarları, hırsız ve tecavüzcüler, kadın tacirleri ve katiller!!! Katle ferman verenler!!! Padişahım çok yaşa!!! diye bağıran, alkış tutan üç beş gazeteci müsveddesinden... Vatandaşı olmadığı bir ülkenin paralarını çaldığı halde hırsız!!! denildiğinde, o ülkenin evlatlarını adamlarına dövdürenlerden... Ayakkabı kutularından hafif 16 kilo kalan BERKİN’İMİZİN anasını meydanlarda yuhalatabilen zihniyetten... Dövülerek öldürülen oğlunun kasedini tekrar tekrar bir anneye izlettiren sisteminizden! Saraylardan daha büyük bir evi olduğundan halkı açken israfı hak bilenlerden! Soma’da ambulansı bile kirletebileceğini düşündüren adaletsizlikten; sizin gözünüzde idamlıksam, NE MUTLU BANA!
Siyah Beyaz dünyam ve halkımıza; Bizler hiçbir siyasi partinin veya paralel her neyse?! Egemenliğini tanımayacak kadar asi ruhlu semt çocuklarıydık, düşeni kaldırdık! Bütün suçumuz bu! Beni veya benim gibi düşünenleri tribünlere siyaset karıştırmakla suçlayanlar, gün gelecek bu duruşumuzun haklılığını, yürek sesinden öteye gitmediğini ve bir gün onların da ihtiyacı olabileceğini anlayacaklar! Elbette ki bunlara sevinenler de olacak aranızda... Alışılagelmiş mücadelelerde her zaman olduğu gibi, kin ve nefretle beslenenlerden hiçbir beklentimiz yok! Bilakis bu gibi süreçlerde kimin ne olduğunu anlamamızı sağlayan dost görünümlü çakallara da teşekkürlerimi borç bilirim. Bütün bu zaman zarfında zor günlerimizi fırsata çevirenlere elbet bir gün bir yerlerde, yüz yüze gelmek ümidiyle...
Tüm dostlarıma, kardeşlerime; Kardeşlerim; yüreğinizin sesi seslerin en mert olanıdır. Tek kişi kalsanız da o sesi dinlemekten vazgeçmeyin. Unutmayın ki futbol sadece futbol değildir bizim için... Futbol BEŞİKTAŞ’tır, BEŞİKTAŞ ise hayat! Dostlarıma ve aileme; Beni zor günlerimde yalnız bırakmayan, çoğu kez erkeklerden daha dik duran bacılarıma, ablalarıma ve annelerimize; Her zaman uzakta da olsa, gerçekte, kalben bizleri bağrına basan, unutmayan ve tüm taraftarlara ve halkımıza; “Dost kötü günlerde belli olur!” sözünü hak eden bütün abi, kardeş ve gökyüzünde sonsuzluğa uçan tüm KARTALLAR’A; SELAM OLSUN!!! Hakkım varsa da HELAL!!! Ben ve benim gibi çocuklar uyurken susana! Ölürken isyan edene... Bunun için bedel ödenecekse ödeyebilene... Bu toprakları ve halkını çok sevene... İnsana yatırımı farz bilene, onlar güçlüyse biz haklıyız, halkız, diyene... Ihlamurlu yoldan, selam olsun!”