Devrimci Politik Tutsaklardan Mektuplar

Devrimci Politik Tutsaklardan Mektuplar

Merhaba Politika Emekçileri,

Gazetenizin 8. sayısını okuma olanağım oldu. Öncelikle başarılar dilerim. Devrimci bir tutsak olarak gazetenizi takip etmek istiyorum. Teorik yayın/dergi vb. varsa okumak isteriz.

Kendinize iyi bakın. Peşinen teşekkürlerimi sunar, devrimci duygularla başarılar dileriz.

Selam ve saygılarımla.

Veysel Kaplan
2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi/Kocaeli

 

Biz çocuktuk

Biz çocuktuk
Tarihin eskitemediği devrimci çocuklar
Çocukluğumuz eski bir fotoğraf karesinde
Yüzlerimizdeki o masum gülücüklerimizle
herbirimiz büyüdük,
Ama çocuk kaldı hep bir yanımız
Herbirimiz zamanın akışına doğru yüzdük
Bu zamanda devrim için ölümsüzleşenler...
Ve sosyalizm için ekmek kavgasına
tutuşanlar oldu
Kapitalizmin sınırsız sömürüsüne
başkaldırdık
Dağlar yolumuz
Zindanlar evimiz oldu
Bir çok acılar gördük
Bir çok idamlar
Savaşlarda en çok biz öldük
Dünya döndükçe zamanla çiçek olduk
Denizlerden, Mahirlerden, İbolardan,
Kemal Pirler, Mazlum Doğanlar’a
Onlardan geriye nice çocuklar yetişti
O çocuklardan biri de biz olduk
Ülkemdeki toprağın altında büyük
yaralar var
Dokunursan toprağa çıplak ağlatır seni
Türkülere dönüşür ağıdının dili
Hüzünlü anılar kalır sana hep
Sonra özgür kuşlara selama durursun
Bir bir toprak olsa da düşler
Geriye kalır masum ve tatlı gülüşler
Sorsana kimler bu yoldan geçti?
Devrimcileri nice sanatçılar anlatsın sana
Keşke hep çocuk kalsa bir yanımız
Zamanla sevmeyi
Zamanla gülmeyi
Zamanla aşkı
Zamanla sevdayı
Ve unutulan sevgiyi
tekrar yeşertirdik
bir fidan gibi...
Dünyaya aşkımızı kazıdık
Bir göz dünyaya gözlerini açarken
Ve bir göz de dünyaya gözlerini kaparken
Hepimiz zamanın değirmeninden geçtik
Ölümüne direnişleri konuştuk
Mutluluğun tablosunu
Onuru ve şerefi
yüreğimize kazıdık
Dünyanın muhteşem güzelliğine
O doyumsuz sevdasına
Ölümsüz kahramanlara
Kapitalizmin çakallarına inat
Bir kez daha
Devrimci enternasyonalist ruhumuzla
Yüzbinlerin özgürlük çığlığı ile
Selama durduk...

Recep MOTUR
Dinar T Tipi Kapalı Cezaevi

 

Özgür yüreklerinize merhabalar...

Merhaba Arkadaşlar,

Yoldaşlık ruhu ile sizlere selamlarımızı gönderiyoruz. İyi ve sağlıklı olmanızı, yoldaşlık ruhu ile diliyoruz. Bizler de iyiyiz, direnişe devam...

Sevgili Arkadaşlar; bir kez daha siz yoldaşlara mektup yazmanın heyecanı ve mutluluğunu yaşadığımızı söyleyebiliriz. Biz siyasi tutsaklardan duygu ve düşüncelerimizi paylaşmamızı istemişsiniz. Bizler de gönlümüzden geçen duygu ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak isteriz. Bu kapitalist neoliberal sistemin değirmeninde, tüm yasaklara karşı devrimci enternasyonalist ruhla, sosyalizm için emek ve mücadele edenlere teşekkürlerimizi iletiriz. Politika gazeteniz elimize düzenli ulaşıyor. Özellikle ülkemizdeki devrimci hareketlerle ve dünyadaki çeşitli devrimci hareketlerle ilgili yazıları içtenlikle okuyoruz. Devrimci hareketlerin yazıları ve devrim uğruna ölümsüzleşen yoldaşların anılarının yazılmasını anlamlı buluyoruz. Dünyanın dört bir yanında; Kürdistan’da, Rojava’da, Şengal’de, canla başla devrimci enternasyonalist ruhla mücadele verilmesi bizi hem duygulandırıyor hem de heyecanlandırıyor. Çünkü bu kapitalist neoliberal sistemi ancak devrimci enternasyonalist dayanışmanın ruhu ile etkisizleştirebiliriz. Dünyanın neresi olursa olsun devrim uğruna ölümsüzleşen yüzbinlerce ölümsüz kahramanı anıyoruz. Bu büyük ölümsüz devrimcilerin yaşamlarını kaleme aldığınız için elinize sağlık diyoruz.

Devrimci Politik TutsaklarTürkiye cezaevlerinde onbinlerce siyasi tutsak vardır. Kuşkusuz cezaevlerinde yaşamak, her şeyden mahrum olmak demektir. Haksızlığa ve keyfi cezalara maruz kalmak demektir. Kibrit kutusu gibi bir gökyüzüne bakmak ve kibrit kutusu gibi bir mekanda yıllarca yaşamak demektir ve özgürlüğümüz, kafesteki kuşun özgürlüğü kadardır. Zindanlar, sözde egemenlerin terbiye ve ıslah ettirme merkezleridir. Ha, terbiye ve ıslah olanlar var mı diye soranlar varsa:) kuşkusuz ıslah olmadığımız gibi demirden bir irade ile güçleniyoruz. Okudukça derinleşen ve derinleştikçe özgürlük yürüyüşümüzü zafere götürmek için daha da mücadelemize sarılıyoruz. Onun için bu kapitalist faşizan düzen her zaman kaybetmeye mahkumdur. Bizler halkımız için verdiğimiz her mücadeleden ve bedelden büyük onur duyuyoruz. Elbet birgün güneş halkımızın üzerine doğduğunda ve zindanlar boşaldığında o zaman özgür yarınlarda buluşacağız.

Politika gazetenizin yazıları anlamlı ve güzeldir. Özel olarak sizlerden isteyeceğimiz bir şey yok. Ancak gerilla resimleri ve anıların olduğu zenginleştirilmiş doğal yazıları severiz. Siyasi tutsaklar için de gerekenleri yaptığınız için bir şey söyleyemeyiz. Yalnız yazımsal olarak birçok cezaevinden de sizlere katkılar olabilir. Ben de bir şiirle ilk katkımı yapmak isterim. Mektup üzerinden sizleri tanıdığımız için mutluyuz. Bizler de zindanda karlı bir fotoğrafımızla sizlere kendimizi tanıtmaktan sevinç duyarız. Bu güzel duygu ve düşüncelerle o güzel yüreklerinize selamlarımızı gönderiyoruz. Her şey gönlünüze göre olsun. Hoşçakalın.

ÖZGÜR YARINLARDA BULUŞMAK DİLEĞİYLE... Sevgilerimle...

Recep MOTUR
Dinar T Tipi Kapalı Cezaevi

 

Yalan ve Leş...

Yalanların ahlak dışı olmasının nedeni, kutsal ve dokunulmaz hakikati çiğnemesi değildir. Zorbalıkla, yalana “hakikat” dedirtene kadar uyguladığı fiili şantajdır.

Hakikatsizlikteki şehvani arzu ve kendi kudretinin gözükaralığı, yalancının yalanını her gün biraz daha banalleştirir. Kırbacın zindan dehlizlerindeki sesi Esat OKTAY’vari bir kahkahanın izdüşümleriyle, vahşetin çoğalacağını haber verir. Kurban leşe dönene kadar bu seremoni devam eder.

Ancak Leş, zindancı için zafer emaresi olmaktan, çabucak bir belaya döner.

Leşin hacmi, zindancının işkencesine eşlik etmiş güruhun suç açlığını doyuracak hacimde değildir. Oysa zindancının, işkence ritüeline davetteki vaadi buydu. Bu vaadi kesin emir bilenler, boğazlarında sakladıkları dişlerini ağızlarına doğru itmiş ve iştahla kurbanın leş olmasını beklemiştiler.

Çok olmanın avantajı, kurban leş olduğu andan itibaren bela olmuştur. Büyük yalanların sürdürülemezliği, büyük yangınlar gibidir. Büyüdükçe yutmak zorunda olduğu artar, bu artık bulabileceğini azaltır. Büyük yalanların tıpkı büyük yangınlar gibi, dehşetlerine ters bir biçimde küldağları ve enkazlar yığınlarına dönmeleri bundandır.

Zindancı, bunu bilmese bile, hissedar bu nedenle leşe daha şiddetli vurmaya devam eder. Oysa kurban daha ilk kırbaçla düşen maskelerin yürek çökerten acısıyla, hiçbir fiziksel acı hissetmemektedir. Ve zindancının kırbaçlara eşlik eden barbarca sesi, Leş için geride kalmış bir hayata ait binanın yıkılırken çıkardığı sesi anımsatmaktan öte bir anlam taşımamaktadır.

Leş bile vahşete teslim olmadığında bir hakikat emaresidir. İktidar sahip olduğu tüm bilgilere rağmen, bilmediği bilgi budur...

***

Merhaba Arkadaşlar, Sevgiler, Saygılar Politika Gazetesi’nin üç sayısını aldım. Komünal paylaşım ve duyarlılığınız için teşekkürlerimizi iletiyoruz ve Politika’yı beğeniyle okuyoruz. Güzel çalışmadır. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Sizleri kutluyoruz.

Tekrardan paylaşımınız için teşekkürler. Tüm arkadaşların selamlarını iletiyorum. Siz halk emekçilerine saygıyla...

Ebedin ABİ
Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi


Konuyla ilişkili diğer makaleler