Faşizme Karşı Mücadelede İsimsiz Kahramanlar Ve Semih Özakça

Faşizme Karşı Mücadelede İsimsiz Kahramanlar Ve Semih Özakça

Dünya devrim tarihinde, ülkelerin devrim ve mücadele tarihinde şahısların önemli derecede büyük katkıları vardır. Devrimci mücadelede, demokrasi mücadelesinde, insan hakları mücadelesinde, barış, kadın mücadelesinde bireylerin önemi her safhada öne çıkıyor. Rusya’da ağabeyinin idamı sonrasında kendisini bir anda devrimci mücadelenin içinde gördü Lenin. Büyük ve dahi insan, bireysel silahlı mücadeleyi, anarşizmi red ederek, kitlelere dayalı politik mücadele içine girmeye karar verdi. Zorlu mücadeleler sonucunda Rusya’ya damgasını vurdu, Ekim devriminine önderlik etti, kitleler tarafından benimsendi ve çok sevildi. Rosa Luxemburg da hem ülkesi Almanya, hem de Avrupa’daki komünist hareketin gelişiminde önderlik etti, Almanya’da Komünist Partisi’nin kurulmasına Karl Liebknecht ile birlikte öncülük ettiler. Örgütlenme konusunda çok aktif bir şekilde çalıştı, yaşamı boyunca hep devrimci mücadele içinde oldu. Tarihsel koşullar onu öne sürdü, o da gereğini hakkıyla yerine getirdi. Lenin gibi o da dünya proletaryasına ışık oldu, yol gösterici oldu. Avrupada nice binlerce devrimci insan toplumun bağrından çıkmış, ilk önce öğrenci hareketlerine önderlik etmişler, egemen sınıflara boyun eğmemişler, faşizme, ırkçı, şoven, kafatasçı egemen sınıfların en barbar yönetimlerine boyun eğmeden, yaşamları pahasına mücadele vermişlerdir. Dünya devrim tarihinde isimsiz kahramanlar milyonla tarif edilir. Laos’ta, Kamboçya’da, Küba’da, Vietnam’da, Mozambik’te, ve daha nice Avrupa, Asya, Afrika, Latin Amerika ülkelerinde mücadelede önderlik etmiş, halkların sevgi ve desteğini kazanmış nice kahramanlar, militanlar var olmuşlardır. Che, Fidel, Nelson Mandela, Amiral Cabral, Thomas Sankara, Samora Machel gibileri, Ho-Şi-Min, Le Duan, Dimitrov, Togliatti, Gramsci, Ernst Thalmann, A. Cunhall, İ.Bilen gibileri kendi dönemlerinde önderlik etmiş devrimciler olmuşlardır. Komünistler kitle içinde sevilen, sayılan insanlar olmuşlar, en ağır faşizm koşullarında mücadele eden, zindana düşmüş insanlar yılmadan hep demokrasi ve devrim mücadelesi içinde olmuşlardır.

Somut şartların somut tahlili nice önder insanları toplumlara armağan etmişlerdir. Ülkemizde Deniz Gezmiş gibi NATO’ya, 6. Filo’ya karşı en önde olan insan, üniversitede mücadeleyi örgütleyen, kitleleri harekete geçiren genç devrimci, idama bile giderken yaşasın devrim ve halkların kardeşliği diyebilmiştir. Harun Karadeniz ilerici devrimci öğrenci hareketine yön vermiştir, mücadele içinde olmuştur, ölüme sevk ettikleri halde yine de yılmadı teslim olmadı. Mahir’ler, İbrahim’ler devrimci mücadele için ölümü göze aldılar asla teslim olmadılar. Mustafa Hayrullahoğlu gibi Kürt komünistler çıktı, İstanbul’a okumaya geldi, sınıf mücadelesi ile tanıştı, öğrenci gençliğin dışında proletarya içinde çalıştı, yılmadı, mücadeleden kaçmadı. 12 Eylül faşist rejimine kalleşçe öldürülünceye kadar kafa tuttu. İlerici kadın hareketi içinde yiğit kadınlar çıktı, kadın hareketine damga vurdular, hep en önde oldular. Boran’ları, Onger’leri, Meryem’leri, Atviye’leri unutmak mümkün mü? Bölgemizde Mehmet Çakmak’lar, Necmetin Büyükkayalar, Fuat Önen’ler, Ali Aslan’lar, Mahmut Çıkman’lar, Zerruh’lar çıktı. Kendi dönemlerine damgalarını vurup mücadele ettiler. İran’da Kasımlo, Şerefkendi, Suriye’de Salih Müslüm, İlhan Ehmed gibileri, milliyetçi de olsa Mustafa Barzani, Mesut Barzani kendi dönemlerinde mücadele etmiş ve eden insanlardırlar. Siyasal’da öğrenci lideri olarak şekillenen A. Öcalan da devrimci mücadeleye damgasını vuran kendi mücadele alanında politikalar geliştiren, Kürt halkının en geniş nüfusunun desteğini kazanan, hiç teslim olmayan, İmralı’da tutsak dahi olsa, mücadale içinde olan bir liderdir. Sakine Cansız’lar ve daha nice kadın yoldaşlar devrim mücadelesinde yorulmadan hep önde oldular. Faşizm ve sömürgecilik koşullarında devrimci mücadele içinde olmak her babayiğidin haddi değildir. Yorulanlar, mücadeleden kaçanlar, teslim olanlar, çıkarları için mevcut hükümetle uzlaşanlar, kariyer ve maddi çıkar için yalakalık yapanlar, ruhlarını teslim edenler, kayyımlardan medet umanlar daima olmuştur olacaktır. Çıkar peşinde koşmayanlar da vardır, hatta kendi sınıfına ihanet eden yurtsever insanlar vardır, eğer kendi egemen sınıfıyla uyuşamaya gitselerdi bambaşka zengin olabilecek olan ama ihale peşinde koşmamış, “nimetleri” kendi elleriyle itenler ve her şeyleri ile devrimci mücadele içinde yer alanlar da vardır. Bölgemizde de böyle dürüst insanlar mevcuttur. Bunlar çıkarlarını gözetmeden, halkıyla beraber olan mücadele eden insanlardır.

Mazıdağı’nda tanıdığım, çok samimi olmasak da olsa tanışıklığımız gelişen, efendi, temiz, sakin ,dürüst, ağırbaşlı, halktan biri olan eğitim emekçisi SEMİH ÖZAKÇA da böyle bir kişidir. Eşi ESRA ile elele tutuşur gezer, tur atar, halkın içine karışır, örgütler, tartışırdı. Kendi halinde bir öğretmen olarak tanıdık kendisini. Mazıdağı Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda öğretmenlik yapan mütevazi, beyefendi bir insandır. Eşi de, can yoldaş Esra hanım da, en az Semih hoca kadar değerli insandır. Mazıdağı halkı tarafından sevilen, sayılan Esra hoca, Kolçıya köyünde öğretmen, Semih hoca da ilçe içinde öğretmenlik yapardı. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde ikisi de, köylüler, emekçiler, öğretmenler, yörenin kadınları ile çok değerli çalışmalara katıldılar, onların örgütlenmelerine yardımcı oldular. Semih hoca Politika Gazetesi’ne aboneydi, elden alırdı. Beraber okur, tartışırdık. Her konuda aynı görüşlerde birleşemezdik, özellikle Ulusal Sorun ve Özgürlük Mücadelesi konusunda farklı değerlendirmelerimiz olurdu, ancak bu konuları medenice tartışırdı, kavga etmezdi. Kendini iyi yetiştirmiş biriydi, Eğitim-Sen içinde en sevilen insandı. Öğretmenleri 1 Mayıs’a Mardin’e götürürdü, hiç boş durmazdı. Aşırı derecede sakin, zekasıyla hareket eden bir insan olarak tanıdık kendisini. Bugün halk Semih, Esra ve Nuriye’nin direnişlerini takip ediyor, halk arasında hep konuşulur, kahvelerde parklarda gündem Semih ve eşidir. Bahsettiğim gibi, her dönemde bazıları çıkar devrimci mücadeleye, demokrasi ve barış kavgasına damgasını vurur. Semih hoca da öyle oldu. Başkent Ankara’da OHAL ve KHK’lara karşı her gün en önde koştu. KHK ile görevden alındıktan sonra onbinlerce KHK muhatabının sesi oldu. Yılmadan, korkmadan bir direnişe Nuriye hoca ile birlikte önderlik etti. Mazıdağı halkı, öğrencileri, öğrencilerinin aileleri, komşuları, sokakta selam verdiği tüm Mazıdağı sakinleri bugün Cezaevinde sürdürdükleri açlık grevini takip ediyorlar. İlçemizde aşırı derecede polis, jandarma, MİT ve Özel Harekatçı, JÖH, PÖH baskısı var. Her köşe başında halkımızı tedirgin etmek, sindirmek için dolaşıyorlar. Onun için çıkıp ilçe meydanında Semih, Nuriye, Acun ve Veli için dayanışma eylemi örgütlemeleri mümkün olamıyor. Fakat her hanede bu konuda güçlü bir dayanışma olduğu ve faşizme teslim olmayan bu yiğitlerin ışıklı yolunun Mazıdağı halkının da önünü aydınlattığını biliyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz. Faşizme karşı, demokratik bir ortak vatan için birleşik mücadele tek kurtuluş yolumuzdur. Devrim şehitlerimiz de bugün faşizme karşı direnenler de tüm halkımızdan bunu bekliyor. El ele, savaşsız, sömürüsüz, özgür vatanımızı kurmak için saflarımızı sıklaştıralım.


Konuyla ilişkili diğer makaleler