Günün Birinde Ya Çıldıracağız Ya da Dünyaya Hakim Olacağız *

Günün Birinde Ya Çıldıracağız Ya da Dünyaya Hakim Olacağız *

Sabahattin AliŞair, romancı, usta bir edebiyatçı, Sabahattin Ali. Kemalizm’e, baskıya, zulme ve başta ifade özgürlüğü olmak üzere her türlü insanca yaşam hakkı ihlaline, sınıfsal bir bakışla baş kaldıran ve direnen de yine Sabahattin Ali.

Devlet karanlığı hangi Sabahattin Ali’ye düşmandı?

Sözü ve gücü kaleminde bir edebiyatçı, öğretmen, konservatuvarda “dramaturg”luk yapan, dehası yaşama yayılan ama en çok yaşadığı coğrafyaya ve acılarına sessiz kalmayan bir aydından, yürekli bir insandan bahsediyoruz aslında.

Dağlar ve Rüzgar” ilk ve tek şiir kitabı, Değirmen, Kurtarılamayan Şahaser, Kırlangıçlar, Viyolonsel, Birdenbire Sönen Kandil’in Hikayesi, Bir Gemici Hikayesi, Bir Orman Hikayesi, Kağnı, Sırça Köşk gibi çok sayıda öykü ile sayısız konuyu işlemiştir.

Kuyucaklı Yusuf’ta; sınıfsal yaklaşımı ve ezen-ezilen ilişkisinin devlet bürokrasisi içinde nasıl mayalandığı ve insan psikolojisini betimleme yeteneği ile,

Kürk Mantolu Madonna’da; sıradan görünen ancak ailesi başta olmak üzere toplumun çukura ittiği bir memurun (Raif Efendi), sıradışı bir kadına aşkını (Maria Puder) anlatırken, alışılagelmiş “zayıf” kadın tipolojisinin dışına çıkarak “güçlü” kadını resmetmesiyle,

İçimizdeki Şeytan’da; faşizmin yükselişte olduğu II. Dünya Savaşı’nın Avrupa üzerindeki etkisinden esinle, yine faşizme öykünen aydın tipolojisini, Ömer karakteri ile ve onun küçük ve kirli burjuva dünyasını yansıtırken, yine güçlü bir kadın karakteri Macide ile ilişkisini yazıya dökerken,

... romancılığının hem insan psikoloji ile bağını hem de toplumsal ve sistemle ilişkisinin çığır açacak tarzda şekillendiğini görüyoruz.

1930’da Nazım’la tanıştığı ve toplumsalgerçekçi öykülerinin yer aldığı “Resimli Ay” dergisindeki yayınlarından dolayı “yıkıcı propaganda” yaptığı gerekçesi ile tutuklanır ve 3 ay sonra aklanır. 1932’de “Atatürk’e hakaret” suçuyla yargılanır ve 14 ay ceza alır. 10 Mayıs 1933’te Sinop Cezaevi’ne nakledilir.

Sabahattin Ali'nin kitaplarıSinop Cezaevi’nin duvarları Sabahattin Ali’yi anlatır bugün de. “Aldırma Gönül” ve “Geçmiyor Günler Geçmiyor” şiirleri bu tutuklu günlerinin eşsiz eserleridir. Karadeniz’in hırçın dalgalarının onun deyimi ile “duvarlarını yaladığı” Sinop Cezaevi Sabahattin Ali’nin kimliğinde önemli bir dönüm noktasıdır. “hürriyeti gözlerin önüne kadar getirmek, sonra birden bire çekip götürmek için yapılmış bir yer” olarak tanımladığı Sinop Cezaevi aslında onun geleceğinin de ironisini içinde barındırır. Karadeniz’in o hırçın sularında katledilen Suphilerin çığlığı o duvarlara çarparken, Sabahattin Ali ve nicesi için o günden bugüne bir katliam dizgesinin seslerinin hiç dinmeyeceğinin habercisiydi o kulaklarını çınlatan ve kalemine düşen dalga sesleri. Bugün devletin seyirlik olarak açtığı o cezaevi duvarlarını, hücrelerini dolaşırken nefesinizi tutun ve hissedin yaşanmış olabilecekleri. Çıktığınızda kendinize gelmek ve nefesinizi bırakmak için başınızı kaldırın ve bahçesindeki dut ağacına yaslanın... Bizler için bu coğrafyanın dışarıda da mahkumiyet olduğunu göreceksiniz açıkça. Bu duvarların arkasında umuda tutunan bir kocaman yürekti Sabahattin Ali.

Cumhuriyetin 10. yılı sebebiyle o duvarlar delinir ve özgür kalır. Devlete dönmesi ve eski düşüncelerini değiştirmesi şartı ile memuriyete dönebileceği baskısı yapılır. Varlık Dergisi’nde Atatürk’e hitaben “Benim Aşkım” adlı şiiri yayınlanır. Ancak Sabahattin Ali durmaz. Aziz Nesin’le birlikte 1946 yılında “Marko Paşa” adlı mizah dergisini çıkarır. Bu dergideki yayınlardan ötürü de sayısız ceza alır. Siyasal ve toplumsal karanlığın içinde bir umut olur Marko Paşa. Yazarları tutuklanır, baskı altında yayın yapar bu dergi. Aydın Ilgaz’ın belirttiğine göre bu dergi ve ismi sosyalist işçilerin önerisiyle hayata geçirilmiştir. Bu dergi politik mizahın da başyapıtlarından biri olmuş ve Sıkıyönetim Komutanlığı’nca yayını durdurulmuştur.

1948 yılında, Mehmet Ali Aybar’la birlikte çıkardığı “Zincirli Hürriyet”te yer alan “Asıl büyük tehlike bu iktidarın devamıdır” adlı yazısı sonrasında yine hakkında dava açılır ve bir kamyonla nakliyeciliğe başlar. Kamyonculuk yaptığı dönem bariz bir yorulmuşluğun ifadesidir. Türkiye’den çıkmaya karar verir.

Bulgaristan sınırına yakın, Kırklareli’nin Sazara köyü yakınında 16 Haziran 1948 günü katledilmiş olarak bulundu. Bu coğrafyada kendisinden önce ve sonraki sayısız karanlık siyasi cinayetten biridir bu. Ölümü basına 16 Ocak 1949’da yansır. Silah çaldığı için ordudan atılan eski bir asker ve muhbir Ali Ertekin bu cinayeti “Milli duyguları galeyana geldiği için” işlediğini söyler. Türk milleti için işlediğini söylediği savunması ile 4 yıl ceza alır ama aynı yıl çıkarılan af ile serbesttir. Bu mizansende de cinayetin faili belli ve çok tanıdıktır bizler için.

Devlet karanlığının düşmanın bir bütün olarak Sabahattin Ali olduğunu 41 yıllık bir yaşam öyküsünden anlayabiliyoruz. Bir aydın ve edebiyatçı olarak bugün durduğu yeri belirleyen, sözüne düşen her şey aslında insanı, yaşamı maddileştiren baskı, zulüm, şiddet ve faşizmin her zaman iktidarını koruduğu kapitalizme karşı şekillenen bir dünya görüşüydü. TKP’li olması belki de, hatta belki değil muhakkak, O’nun cezaevi ve sürgün süreçleri ve sonrasında katledilmesine kadar giden yolun düşman açısından ana nedeniydi.

Belki de roman karakterlerine, öykülerine yansıyan kişilik betimlemelerinden yola çıkarsak, Sabahattin Ali örgütlü bir kollektifle değiştirmenin araçları yerine, tüm çelişkileri ve sonuçlarıyla karşıtlandığı ve direndiği bir sisteme karşı tüm bireyselliği ile karşı durarak, iç dünyasında onurlu bir yaşam için kendisini yalnızlaştıran bir siyasi ve edebi kişilikti.

Onun anlamlı ve tevazu dolu yalnızlığından bugün biz sosyalist ve komünistler için çıkarılması gereken kocaman bir dünya olduğu kesin. Sözcüklerine kendinizi bıraktığınız da muazzam bir aşk duyacaksınızdır. İnsana ve yaşama dair...

* İçimizdeki Şeytan, (YKY 2012/Sayfa 70)

Kaynakça:

Yapı Kredi Yayınları (Ocak 2012)
Marko Paşa Meselesi/Aziz Nesin
Sınıf’ın Efsanesi, Dönüm Noktası: Markopaşa,
Aydın Ilgaz
T24/Doğan Akın


Konuyla ilişkili diğer makaleler