Gündem Üzerine

Gündem Üzerine

Marx, “Bir kediyi köşeye sıkıştırırsanız o da son çare olarak sizi tırmalayacaktır. Devrimci şiddet tercih değil doğanın ve diyalektiğin yasaları gereği zorunluluktur” diyor.

Peki egemenler en çok ne zaman ve hangi durumlarda güç gösterisi yapar?

İşte basit dille anlatmaya çalışırsak; şöyle bir sonuç çıkıyor ortaya...

Egemen yapı; sermaye devletini kurdu kuralı, işçi sınıfı, emekçiler ve azınlık olarak gördüğü halklar üzerindeki baskı ve zulmünü her seferinde şiddetin dozajını daha da artırarak sürdürüyor.

Hal böyle olunca pek tabii şiddet görenler de, kendi savunma mekanizmalarını kendi savunma yöntemlerini geliştiriyor.

Sırf bu basit anlatımdan bile Kürt Özgürlük Hareketi’nin hangi şartlarda savaş yolunu seçtiğini okuyabilmeli.

13 yıllık süreçte sermayenin talepleri doğrultusunda ekonomiyi dizayn ederken; işçi sınıfını ve çalışanları “yaşayabilme kaygısı” dışında tüm kaygılardan uzak tutmaya çalışıyor iktidar.

Sınıfı, sınıf savaşımından koparıp basit insani taleplerini savunmaktan bile geri durmaya zorluyor.

Lakin sınıf, özellikle metal iş kolu özelinde artan sınıfsal hareketle birlikte emin adımlarla sarılıyor sınıf savaşımına.

Sermaye devleti köşeye sıkışıyor. Sıkıştıkça yeni baskı ve zulüm alanları yaratıyor.

Hatta yıllardır dönüp dönüp açtığı kabuk bağlamasına bir türlü müsaade etmediği yaraları yeniden deşiyor.

Zulümler artıyor!

Kürt illerinde katliamlar, dış ve iç politikada yaratılan suni krizlerle oyalatılan halk ve temel yaşamsal ihtiyaçlara muhtaç bırakılarak susturulmaya çalışılan işçi sınıfı...

Sermaye devletinin birkaç savaş metodu sadece.

Fakat artık sökmez!

Çünkü işçi sınıfı da, Kürt Özgürlük Hareketi dinamikleri de, bu kokuşmuş yapının artık son çabaları olduğunu iyi biliyor.