Kürdistan Bölgesi Zergelê Köyü Katliamı Halkların Demokratik Partisi Araştırma İnceleme Heyeti Raporu

Kürdistan Bölgesi Zergelê Köyü Katliamı Halkların Demokratik Partisi Araştırma İnceleme Heyeti Raporu

Zergele Köyü bombardımanından sonra...3 Ağustos 2015 günü; Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Siirt Milletvekili Prof. Dr. Kadri Yıldırım, İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür, Merkez Yürütme Kurulu üyesi Hatice Altınışık’tan oluşan heyetimiz , 4-5-6 Ağustos tarihlerinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi; Hewlêr, Kandil ve Süleymaniye’de araştırma ve temaslarda bulunmuştur. Çalışmalarımızın tamamında HDP Hewlêr Temsilcileri Şilan Eminoğlu ve Abit İke de hazır bulunmuşlardır.

Zergelê Köyü’nde bombardımandan sağ kurtulan yerleşik halkın tanıklıklarına göre, saldırı gününden bir iki gün öncesinde insansız hava araçlarıyla kapsamlı keşifler yapıldığı; 1 Ağustos 2015 tarihinde, takriben saat 04:00’te ilk saldırının başladığı, 06:00’ya kadar belirli aralıklarla en az üç kez bombardıman yapıldığı ve bu esnada insansız hava araçlarının da keşifler yoluyla saldırıyı yönlendirdikleri tarafımıza aktarılmıştır.

Heyetimizin Erbil hastanelerindeki yaralılar, Zergelê Köyü sakinleri, siyasi parti ve resmi makamlar nezdinde yaptığı görüşme ve girişimler sonucu aşağıdaki tespitler yapılmıştır:

  1. Bombardımana maruz kalan Zergelê Köyü’nün, Ankara Hükümetinin resmi açıklamalarının aksine PKK kampı değil, sivil bir yerleşim yeri olduğu görülmüştür. Bombardıman sonucu hayatını yitirenler sivil ve silahsız insanlardır.
  2. Kandil, yüze yakın köy ve mezranın bulunduğu geniş bir bölgedir. Tüm yerel kaynaklar bu sivil yerleşim birimlerinin içinde ve yakın çevresinde PKK’nin herhangi bir kampının hiç bir zaman olmadığını belirtmektedir.
  3. Türkiye resmi makamlarının, saldırıdan önce Kürdistan Bölgesel Yönetimini bilgilendirdiklerine dair yaptığı açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Zira Kürdistan Bölgesel Yönetimi saldırı sonrası bilgilendirilmiştir.
  4. Ankara Hükümet yetkililerinin, Kürdistan Bölgesi resmi makamlarının da hava operasyonlarını desteklediğine dair yaptığı açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Bilakis görüştüğümüz tüm makamlar hava saldırılarından ve doğurduğu sonuçlardan duydukları rahatsızlıkları açıkça ifade etmişlerdir.
  5. Hava saldırısı ve doğurduğu sonuçlar insan hakları hukukuna aykırı olduğu gibi insancıl hukukun da açık ihlalidir. Zira başka bir ülkenin sınırı 150 km aşılarak bir köy bombalanıp sivil bir katliam gerçekleşmiştir.
  6. Bombardıman sonucu oluşan bu hukuk ihlalinde sorumluluk Türkiye Hükümetinin olduğu kadar, kullanılan silahları Türkiye’ye satan veya hibe eden ülkeler de bu sorumluluktan muaf değildir.
  7. Bölgeye yönelik hava saldırıları, sivil insan katliamının yanı sıra yüzlerce hektarlık ormanlık alanın yanmasına, bu alan içinde bulunan bütün canlıların ölümüne ve doğanın tahribatına neden olmuştur.

Sivillerin katliamıyla sonuçlanan TSK’nın hava saldırısının siyasi sorumluluğu Türkiye Hükümeti’ndedir.

Hava saldırısının doğurduğu hukuki sorumluluk silsilesi içerisinde bulunan, talimatı veren, uygulayan ve kamuoyunu yanlış bilgilendiren tüm sorumlular hakkında huzurunuzda suç duyurusunda bulunuyoruz. Sınır aşırı hava saldırısının oluşturduğu tahribatın vahameti, saldırıda kullanılan uçak ve mühimmatın menşei ülkelerin hükümetlerini de bu saldırıdan sorumlu tutmaktadır.

Türkiye Hükümetine bu mühimmatı veren ülkelere, söz konusu silahlarla sivillere dönük saldırılar gerçekleştirmemesinin garanti altına alınması çağrısında bulunuyoruz.

AKP Hükümetini, bu saldırının oluşturduğu korkunç tahribatı dikkate alarak askeri operasyonların çözüm olmayacağı gerçeğini görmeye davet ediyoruz. Otuz yıllık çatışma pratiğinden de hareketle savaşın, çatışma, gözyaşı, yıkım, yoksulluk ve çözümsüzlüğü derinleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacağı aşikardır.

Bir kez daha ifade etmek isteriz ki, 1990’ların savaş dili ve pratiğiyle barış inşa edilemez. Yine ifade etmek isteriz ki, çözüm konuşmaktır, diyalogdur ve müzakere masasıdır. Bir daha yeni trajedilerin, yeni savaş suçlarının ve telafisi imkânsız acıların yaşanmaması için acilen çift taraflı ateşkes çağrısında bulunuyoruz.


Konuyla ilişkili diğer makaleler