Mustafa Adnan Akyol İle Söyleşi: “Hem Türküz, Hem Kürdüz, Hem Alevi, Hem Sünni, Hem Sağcı, Hem Solcuyuz… Ama Hepimiz İşçiyiz!

Mustafa Adnan Akyol İle Söyleşi: “Hem Türküz, Hem Kürdüz, Hem Alevi, Hem Sünni, Hem Sağcı, Hem Solcuyuz… Ama Hepimiz İşçiyiz!

İnşaat İşçileri eski Genel Başkanı Mustafa AkyolÜlke çapında işçi arkadaşlarla yeni bir örgütlenme içinde olan, İnşaat İşçileri Derneği ve İnşaat İşçileri Sendikası eski Genel Başkanı Mustafa Adnan Akyol ile güncel konularda ve yeni örgütlenme çalışmaları üzerine verimli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Politika: Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin tabana henüz yansımadığı iddia ediliyor. Sence öyle mi?

Mustafa A. Akyol: Öyle değil.İleride daha da kötü olabilir ama bugün yansımış durumda. İşçi ve emekçiler arasında özellikle inşaat sektöründe, işten çıkarmalar, ücretlerin geç ödenmesi ve hak gaspları iyice yaygınlaştı. Krizle beraber sektör durağanlaştı. Demir ve çimento fiyatlarının maliyetleri yükseldi. Malzeme alımında zarar ediyorlar ve acısını işçiden çıkarıyorlar. Satışlar durdu. Satışlarda tamamen yabancılara yöneldiler ve ondan da sonuç alamıyorlar.

Her şeye zam geliyor. Sadece işçi yevmiye ve ücretlerine zam gelmiyor. İnşaat sektöründe işçiler 5 yıl önceki yevmiyeleri alıyor. Onun da tamamını alamıyor. İşçi tıkanmışlığı aşamıyor. Karnını zor ve sağlıksız olarak doyuruyor.

Politika: 29 Ekim’de İstanbul’un yeni havalimanı kısmen açıldı. Sence açılan bir havalimanı mıdır, yoksa bir işçi şehitliği midir?

Mustafa A. Akyol: İGA’da 30 bin ila 40 bin arası işçi çalışıyor. Çalışan işçi sayısının 60 bine çıktığı dönemler dahi oldu. Çok işçi öldü. Bu inşaatın temelinde işçilerin kanları ve cesetleri vardır. Bunun telafisi yok. Havalimanının belirli bölümlerine, apronlarına ölen işçilerin adları verilmelidir. Ama bunu da yapmasınlar. Aslolan işçilerin örgütlenip bu tür katliamları mümkün kılan düzene son vermeleridir.

Tahta kuruları içinde yatmayı reddettikleri için işçileri tutukladılar. Hem işçiye ve hem de kendi devletlerine karşı suç işleyen patronlar pasta yemeğe devam ediyorlar. Ve patronlar işçiye iddia ettikleri gibi ekmek dahi vermiyorlar. Çünkü patronlar her direnişin karşısında “ekmeğinizi biz veriyoruz” diyorlar. Bu yanlış. İşçi olmasa patron hiç bir şey değildir. İşçi bunu bir anlasa…

Orada çalışmış olup da ölmeyen işçilerin çıkardığı sonuçları sorarsan, bu konuda onları bu yaşadıklarından ders çıkarmaları için örgütlenmeleri gerektiğinin önemini belirtmek istiyorum. Bu deney ancak o şekilde bilince çıkabilir. Ancak sadece Yeni Havalimanına kilitlenip popülist olmamamız lazım. Havalimanında yaşananlar inşaat sektöründe her gün her yerde yaşanıyor. Çok daha kötü şartları olan şantiyeler var. Havalimanının tek özelliği çok büyük bir şantiye olması ve onbinlerce işçinin orada çalışıyor olmasıdır.

Politika: Yaz aylarında herkes tatildeyken sizler Türkiye’nin 24 ilinden onlarca genç işçi ile bir toplantı düzenlediniz ve birtakım kararlar aldınız. Bu konuda okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?

Mustafa A. Akyol: Tüm işkollarını kapsayan temelde bir örgütlenme yürütüyoruz. Bütün işkollarından işçilerin birarada olacağı bir dernek kurmaya ve bir gazete çıkarmaya karar verdik. Önce tek dernekle başlıyoruz. İleride her sektöre bir dernek kurarak tümünü bir federasyon altında toplama hedefimiz var. Aynı konu gazete için geçerli. Şu anda tek bir işçi gazetesinin ön hazırlıkları yürüyor. Ama ilerde sektörlerde örgütlendikçe gazeteleri sektörlere göre ayırmak gerekecek. Burada biz Türk değiliz, Kürt değiliz, Alevi değiliz, Sünni değiliz, sağcı değiliz, solcu değiliz, hepimiz işçiyiz. Şöyle de ifade edilebilir: Hem Türküz, hem Kürdüz, hem Alevi, hem Sünni, hem sağcı, hem solcuyuz ama hepimiz işçiyiz.

Çeşitli işkollarından ve şehirlerden biraraya gelip bütün bir gün ne yapmayı düşündüğümüzü tartıştık. Çok farklı deney, fikir ve öneriler geldi. İşçiler arasında AKP’ye, MHP’ye, CHP’ye, HDP’ye oy verenler vardı. Ancak hepimiz bir düzlemde hemfikir olduk ve Emek Konseyleri biçiminde ama hukuksal (tüzel) olarak dernek statüsünde örgütlenme kararı aldık. “Birlik ve Dayanışma için EMEK KONSEYLERİ” adı konusunda oy birliği ile karar verildi. Ayrıca yapacağımız çalışmaları ülke genelinde işçiler arasında, fabrikalarda, OSB’lere, madenlerde ve tüm işyerlerinde yaygınlaştırmak için, işçilerin hazırlayacağı ve işçilerin dağıtacağı bir gazete çıkarma kararı aldık, adını da oy birliği ile EMEK GÜCÜ veya EMEĞİN GÜCÜ olarak belirledik. Bu isimlerden birinin seçimini delegeler kurulacak derneğin yönetim kurulunda görev alacak arkadaşlara bıraktılar.

İnşaat İşçilerinin Eylemi

Politika: Nasıl bir çıkış ile çalışmayı başlatıyorsunuz? Hangi sektörlerden işçiler bu çalışmaya katılıyor?

Mustafa A. Akyol: Elimizden geldiğince bütün sektörleri katmaya çalışacağız. Şu anda inşaat, metal, maden, deri, tekstil, katı atık ve kağıt, taşımacılık, kargo, bilişim ve hizmet sektörlerinden işçi arkadaşlarla hazırlıklara başladık. Şu aşamada ağırlığımız inşaat, metal, maden ve katı atık işçileri arasında ama tüm sektörlerden işçileri kucaklamayı hedefliyoruz.

İnşaat sektöründeki problemler, özellikle Çalışma Bakanlığı’nın hiç bir şey yapmamasından oluşan sorunlara ve inşaat sektörüne hiç uymayan iş yasalarına karşı bir imza kampanyası başlatacağız. İnşaat işkolundaki işçilerin özgün mağduriyetleri mevcut ve bunları öncelikle ele alacağız. Örneğin; çalışma şartlarından dolayı işsizlik parası alma hakkımız yok ama bizden işsizlik sigortası primi kesiyorlar. Yani, primini ödediğimiz haktan yararlanamıyoruz. Çünkü, yasa son 3 senede 600 işgünü sigortalı çalışmayı öngörüyor. Artı, son 120 gün yani 4 ayda hiç kesintisiz aynı işyerinde çalışmış olmamız gerekiyor. İnşaat işçilerinin yüzde 80’ninin böyle bir şansı yok.

İnşaat işçisinin 63 yaşında 50 kiloluk çimento torbasını taşımasını bekliyorlar. Biz ise 50 yaşında emekli olmak istiyoruz. Asker ve Polis’teki yıpranma payı inşaat işçileri için de geçerli olmalı ve erken emeklilik gerçekleşmeli. Bu sadece 2 örnek.

Politika: Bu çalışmanı alanı neresi olacak. Sendikalarla ve diğer kurumlarla ilişkilerinizi nasıl öngörüyorsunuz?

Mustafa A. Akyol: İşçilerin olduğu her yer, yaşadıkları ve çalıştıkları alanlar çalışmalarımızın sahasıdır. İşyerleri ve mahallelerde Konseyler kuracağız. Tek kıstasımız, ortak paydamızın işçi, emekçi ve işsiz olmamızdır.

Sermayenin çizdiği sınırlar içinde sendikal mücadele verdiğini zanneden anlayışları reddediyoruz. Sınıf ve Kitle Sendikacılığı’nın etkin olduğu BİRLİK sendikacılığını savunuyoruz. Tabandan bunun gücünü yaratıp işçi temsilciliklerinden başlamak, sendika şube, bölge ve merkezlerine etkide bulunmayı hedefliyoruz.

Biz siyasi hegomoniden bahsederek işçi sınıfının gücünün gelişmesinden söz ediyoruz, değilse siyasi anlayışların etkinliğinden değil. Onun için sınıf örgütlenmesini hedefliyoruz. Dolayısıyla sendikalar da siyasal örgütlerin yerini almamalı ve onların uzantısı olmamalıdır. Sendikalarda sendikal örgütlenme yaparak işçilerin sınıf bilincini yükseltmeyi önümüze temel görev olarak koyuyoruz.

Politika: Mustafa Başkan, teşekkür ediyoruz. Okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Mustafa A. Akyol: Tabii ki var. Politika okuyucularının bulundukları il ve mahallelerde ve de işyerlerin- de bize ilişki sağlamalarını ve işçileri biraraya getirip bizi davet etmelerini bekliyoruz.

Böylece Politika okurlarının da bu sınıf örgütlenmesinin ülkede dalga dalga yaygınlaşmasına somut katkı- ları olacaktır. Bizi direk arayabilir- ler. Tüm Politika camiasına teşekkür ediyorum.


Konuyla ilişkili diğer makaleler