Netleşmek Şart!

Netleşmek Şart!

Türkiye Komünist PartisiTürkiye Komünist Partisi, partimiz etrafında ve hakkında nitelemelere müdahil olma ihtiyacı hissettik.2001 yılında devletin icazeti ile isim hırsızlığı maharetini hayata geçiren SİP’liler, her nedense aralarında hiç bir ideolojik, politik fark olmamasına karşın ortadan ikiye bölündükten sonra piyasaya iki oluşum çıktı. Biri “KP” adını aldı, diğeri ise “HTKP”. Bu iki oluşum dışında bir de, Toplumcu Kurtuluş Partisi 1920 mevcut. Bu tür gelişmeler her zaman mümkün. Bizim aydınlatmak zorunda olduğumuz konu şu; Bu oluşumların hiç bir tanesi TKP’nin bölünmesi veya ayrışması ile ortaya çıkmış oluşumlar değildir. Bazı yerlerde “TKP’nin bölünmesi ile oluşan ...” diye cümleler kurulduğu için bu konuya değinme gereği hissettik. TKP seksenli yılların sonu ve doksanlı yılların başında bir likidasyon (tasfiye) girişimi yaşamıştır. Bu doğrudur. Likidatörler (tasfiyeciler) önce “birleşme” sonra ayrışma tabelaları altında partiyi terkederek sağa ve “sola” savrulmuştur, bu da doğrudur. Sonuçta, uluslararası alanda birçok kardeş Komünist Parti’nin de yaşadığı gibi, TKP daralmıştır, politik etkisi azalmıştır, ama yok olmamıştır. Çünkü, Mustafa Suphi yoldaşın TKP’nin kuruluş kongresinde söylediği gibi, işçi sınıfı var olduğu sürece TKP var olacaktır. Hiç bir güç onu yok edemez.

Bir diğer konu, eskiden TKP üyesi olup da bugün belirttiğimiz bu oluşumlarda yer alanların sayısının parmakla sayılacak kadar az olmasıdır. Ancak, onları birleştiren ortak payda Kemalizm paydasıdır. Onların, “politik etkisi azalan ve daralan” bugün ise tekrar köklerinin üzerinde yükselen ve politik etkinliği artan TKP’den en büyük farklılıklarından biri de budur. Bu tabloyu en net şekilde çok yakın geçmişte iki konuda gördük. Birincisi; Birleşik Haziran Hareketi’ne yaklaşımları. İkincisi; Rasih Nuri İleri’nin ölümü üzerine bir araya gelmeleri. İki olguyu da anlıyoruz. Ama aramızda büyük farklar olduğu da ayrı bir gerçektir. Bu oluşumlara özenip web sayfalarında aynı frekanstan yayın yapanlar mevcut. Fakat, maalesef onlar da Kemalizm ile aralarına gerekli çizgiyi koyamıyorlar.

Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katillerinin kim olduğunu, Komünistleri, Devrimcileri, Kürtleri, Alevileri, Ermenileri, Süryanileri, Ezidileri kimlerin katlettiğini, sınıfsal olarak Kemalizmin bir burjuva akımı (ideolojisi bile değil) olduğunu ve Şefik Hüsnü’lerden beri partimizin başına ne geldiyse Kemalizm yüzünden geldiğini hatırlatmaktan başka bir açıklama yapma gereği duymuyoruz. Söz konusu olan sanatçı edasıyla bir resim tablosu hakkında yorum yapmak değildir, söz konusu olan doksan küsur yıl önce kurulan, bugün de süren ve yıkılması gereken Kemalist burjuva diktatörlüğünün değerlendirilmesi sorunudur. Bu da belirleyici önemdedir. Özellikle Komünistler açısından...

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Organı ATILIM Gazetesi Aralık 2014 Başyazısı
(www.türkiyekomünistpartisi.org sitesinden alınmıştır.)


Konuyla ilişkili diğer makaleler