O bildik taşeron devrede: Emperyalizmin “Bizim çocukları”
Ne vakit dünyanın her hangi bir köşesinde devrimci yükseliş olsa emperyalizmin kapitalist düzenini korumak için kullandığı unsurlar, bir şekilde devreye sokulur.
Geçmişten bu yana her daim beslenen bu unsurlar, elde hazır bir kuvvettir.
Sermaye basınının görmezden geldiği ancak sosyalist basın ve sosyal medyada gün be gün yayınlanan Kobane’de öldürülen Kürt çocukları tam bir vicdan uyanışı yaratmıştı ki; Ortadoğu’yu kendi menfaatleri doğrultusunda şekillendirmek isteyen emperyalizm, o bildik; o eski bizim çocuklarını devreye soktu.
Ne olursa olsun Milliyetçilik kaşınacaktı!
Hemen Doğu Türkistan disketi konuldu sürücüye. Özellikle sermaye basını ve yine sosyal medya aracılığıyla ters bir gündem yaratılmak istendi. Farklı tarihlerde çekilmiş kanlı çocuk fotoğrafları bir bir yayıldı.
Önceleri vicdanı ağır basan kimi “sosyalistler” de bu oyuna dahil oldu.
Ancak işin sahteliği kısa sürede anlaşıldı ve amaçlananın aslında hiç de basit olmadığı gün yüzüne çıktı. Türkiye, büyük ağabeyin isteği doğrultusunda Suriye’ye karşı bir taarruza hazırlanıyordu.
Sınır boyunda askeri hareketlilik başlamıştı. Ancak böyle bir savaş durumunda Türkiye yalnızca Suriye’ye değil aynı zamanda başta Rusya olmak üzere İran ve Çin’i de karşısına alacaktı.
Dolayısıyla halk arasında şimdiden bir karşı cepheye ihtiyaç doğmuştu.
Bir yandan Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Hareketi’nin tek taraflı ilan ettiği ateşkese rağmen, o bile çiğnenirken; faşistler, gelecek olası tabutlarla hem Kürtlere karşı kışkırtılacak bir yandan da daha büyük bir hedefle Çin nefreti yaratılacaktı.
Ve emperyalizmin bizim çocuklarının ölüm ocaklarına asıldı pankartlar: “Çinlinin kan kokusu burnumuzda tütüyor!” Doğu Türkistan’da sözde yaşananlar ayrı bir yazı konusu. Oranın ileri gelenleriyle emperyalist ağabeyin ilişkileri bir yazıya sığmaz.
Emperyalizm Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken bir taşla birkaç kuş vurmak istiyor. Çin’in her gün yükselen ekonomisi kapitalizm için büyük tehdit.
Asya’da gelişen ittifak kan emici kapitalistleri ürkütüyor. Komünistler tüm bu olasılıkları ve emperyalizmin saldırı metotlarını geçmişten bu yana biliyor.
Türkiye halkları barış türküleri söylemenin hasretiyle gün be gün daha da güçlenirken; ülke yeniden bir kaos ortamına çekilmek isteniyor ve sermayenin elinde daha çok disket var!