POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 03.02.-09.02.2020

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 03.02.-09.02.2020

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 03.02.-09.02.2020

İDLİB'DE SON GELİŞMELER

İdlib’deki gelişmeler gündemin ilk sıralarındaki yerini koruyor. Türkiye, 2 Şubat tarihinden beri muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) verilerine göre en az 1300 TIR’lık Zırhlı araç, silah ve mühimmat gönderdi bölgeye.

Yine kimi kaynaklar bölgeye çok sayıda asker sevk edildiğini, Türkiye’nin gözlem noktalarının en az birer tabur askerle korunmaya alındığını bildiriyor. İçeriden bilgi aktaran kimi trol hesaplar ise Türkiye’nin İdlib de İHA uçurmaya başladığını ileri sürüyor. Bu güç yığma işini AKP ve Erdoğan yönetimi askeri güçle desteklenmiş diplomatik baskı aracı olarak kurgularken, işin bir süre sonra kontrolden çıkıp sıcak çatışmaya dönme ihtimali ise her geçen gün artıyor. Buna izin vermemek için Türkiye ile Rusya arasında kurulan mekanizmanın görüşmeleri de sürüyor. Bazı kaynaklar Rusya’nın Türkiye’ye, M4 ve M5 Karayollarının gerisine çekilmesini önerdiğini ancak bu önerinin reddedildiğini bildiriyor. Yine Türkiye’nin “Suriye rejimi operasyonları durdursun ve girdiği yerlerden geri çekilsin” talebi de Rusya tarafından reddedildi. Haliyle bu da sıcak çatışma ihtimalini güçlendiren bir diğer unsur olarak varlığını sürdürüyor. Yerelden bilgi aktaran kimi kaynaklar ise, cepheye silah taşıyan araçların İdlib’ten savaşçıların ailelerini taşıdığını ve bu grupların Efrin’e yerleştirildiğini aktarıyor.

Türkiye’nin tehditleri ve bölgeye güç aktarımı sürerken, Suriye rejimi de bölgedeki ilerleyişini sürdürüyor. Rejim İdlib’in dibine kadar girerek neredeyse Halep Şam arasındaki bağlantıyı sağlayan M4-M5 Karayollarının tamamının denetimini ele geçirdi. Konuya ilişkin şimdiye kadar taraflardan çok sayıda açıklama geldi. MSB Hulusi Akar, bölgedeki sivilleri koruyacaklarını savunarak, “Bunun için gerekirse gazi de oluruz şehit de” açıklamasında bulundu. Suriye rejimi ise yaptığı açıklamada şimdiye kadar bölgede 600 km karelik alanı “terörist gruplardan” temizlediklerini aktardı. Rusya-Türkiye ve Suriye ekseninde yaşanan bu gerilim bölgedeki dengeleri de etkiliyor. ABD ve Batılı devletler Rusya’ya karşı Türkiye’yi desteklerken, Rusya da, Suriye Rejimi ile Kürt Özerk Yönetimi arasında ilişkileri geliştirmek için çabalarını yoğunlaştırdı. MSD Eş Sözcülerinden İlham Ehmed son dönemlerde rejim ve Rusya ile Hummeymi üssünde görüşme gerçekleştirdiklerini Özerk yönetimin tanınmasına yönelik çalışmalar başlatıldığını açıkladı. Ehmed ayrıca Cenevre’ye katılacaklarını da söyledi. Ancak bu görüşmeleri organize eden Rusya’nın daha önce Türkiye’nin Efrin’e girmesine izin verdiğini unutmamak gerekir. Rusya İdlib’e karşılık Tel Rıfat ve başka Kürt bölgesini verme pazarlığı da yürütebilir.
 

REJİM ÇIKMAZDA

İdlib’de terörist grupları korumak için neredeyse savaşa hazırlanan AKP Hükümeti, Ülkeyi de felaketlere sürüklüyor. Son dönemlerde yaşanan deprem ve çığ felaketlerinden sonra açlık ve işsizliğin yarattığı toplumsal travma intihar ve ölümlere yol açmaya devam ediyor. En son Hatay Valiliği önünde Adem Yarıcı isimli vatandaş “Çocuklarım aç” diyerek kendisini ateşe verdi. AKP’li kimi isimlerin “ucuz siyasi manevralar” şeklinde yorumladığı olay nedeniyle Yarıcı hayatını kaybetti. İnsanların yaşamlarına mal olan ekonomik tahribatların derinleştiğini gösteren çok sayıda veri de var. Dolar, geçen Cuma günü 6 TL’yi aşarken haftaya da yine 6 TL sınırlarında başladı. Yine yüzlerce insanın çığ altında kaldığı Van’dan felaket haberleri gelmeye devam ediyor. Dün yansıyan bir bilgiye göre Van sınırında 15 mülteci donarak hayatını kaybetti. Yine kimi mülteciler donma tehlikesine karşı kendilerini ihbar etti. AKP ise ya bu gündemleri görmezden geliyor ya da konuyu gündeme getirenleri suçluyor. Hatta bunun yol açabileceği toplumsal bir itiraz halini bastırmak için bir yandan Bekçiler yasasını geçirerek daha militarist bir örgütlenmeye yöneliyor bir yandan da Gezi Davasında “müebbet hapis” talebiyle verilen mütalaalarla gözdağı veriyor. Kürt muhalefetini bastırmaya yönelik saldırılarını da sürdürüyor. Bu hafta Selçuk Mızraklı dahil olmak üzere pek çok Kürt belediye başkanı bugün ve bu hafta mahkemeye çıkarılacak.

Ülke ekonomisi tüm çarpıtılan verilerle yapılan propagandaya rağmen yerlerde sürükleniyor. Yeni yılın ilk ayında bugüne kadar yaşanmadığı oranda küçük ve orta işletmelerin kepenk kapatmak zorunda kalmaları gerçekleşti. Semt ve mahalle çarşılarında küçük esnaf ardı ardına iflas ediyor. Büyük işletmeler ve fabrikalar üretimlerine ara vermeye devam ediyorlar. Üretime ara verme tenkisatlar ve ücretsiz izin dayatmaları doğuruyor. Ekonomik üretim bu kadar kötü düzeylere inmiş ve işsizlik sayıları gün geçtikçe artarken, su, gaz, elektrik, yakıt gibi yaşamsal ürünlerde ve temel besin kaynaklarında zam üzerine zam dalgaları sürüyor. Bu da yetmiyormuş gibi Devlet Demir Yolları ve şehir içi ulaşım ücretlerine yüzde ellilere varan zamlar açıklandı. Ülkedeki tüm bu ekonomik sorunlar ülke dışında, Suriye'deki savaş ile perdelenmeye çalışılıyor. Yaratılan milliyetçi ruh hali ile yığınların dikkati farklı noktalara çekilmeye çalışılıyor.

 

KORONAVİRÜS'ÜN RÖVANŞI

Koronavirüs'ün ABD emperyalizmi tarafından Çin Halk Cumhuriyeti'ne karşı ekonomik ve siyasi anlamda mücadele anlamında bir hamle olarak değerlendirenlerin ve bu salgının bir biyolojik saldırı olarak nitelendirilmesi gerektiğini değerlendiren ve savunanların sayısı gün geçtikçe artıyor. "Sokaktaki vatandaş" da konuyu böyle değerlendiriyor. Buna karşı ÇHC yetkilileri bu yönde resmi bir açıklama yapmaktan uzak duruyorlar, hatta ÇHC İstanbul Başkonsolosu böyle bir saldırıya ihtimal vermediklerini söylüyor. Belki de siyasal ve diplomatik alanda doğru olanı yapıyorlar.

Salgının yayılması ve ölüm vakalarının artmasına karşı Çinli ve Rus bilim adamlarının virüse karşı bir ilaç bulma çabaları sürerken Küba'dan rahatlatıcı ilk haber geldi. Kübalı bilim adamları Koronavirüs'e karşı bir aşı geliştirdiklerini ve bu konuda Küba ile Çin arasında resmi temasların sürdüğünü açıkladılar.


Konuyla ilişkili diğer makaleler