Renault İşçileri Eylemde!

Renault İşçileri Eylemde!

Renault işçileri direniştePolitika / Bursa: Renault işçileri asgari ücret ayarlaması ve asgari ücret üzeri çalışan işçilerin maaşlarında oluşan dengesizlikler üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanlar Kurulu’nun 13 Ocak 2016’da MESS patronlarına yaptığı çağrı doğrultusunda 15 Ocak’ta eyleme çıktı.

Birleşik Metal-İş Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirisinde şöyle denilmekteydi:

“... Asgari ücretin 1 Ocak 2016 tarihi itibariyle (Asgari Geçim İndirimi dahil) 1300 TL’ye yükseltilmesi sonucu toplu sözleşmelerde yer alan ve bugüne kadar asgari ücretin üzerinde bir ücrete karşılık gelen işe giriş ücretleri, bugün asgari ücretin altında kalmıştır.

Metal işkolunda, Metal Sanayi İş Gruplandırma Sistemi ile, yapılan işin niteliğine göre değişkenlik arz eden işe giriş ücretlerinin tümü aynı miktara, yani asgari ücrete eşitlenmiş, böylece iş grupları arasındaki farklılık ortadan kalkmıştır.

Diğer yandan asgari ücretteki artış doğal olarak asgari ücretin üzerinde ücret alan işçiler için de bir artış beklentisi yaratmıştır. Asgari ücretteki artış sonrası nispeten daha kıdemli işçilerle yeni işe girecek işçilerin ücreti arasındaki fark bazı işyerlerinde ortadan kalkmış, bazı işyerlerinde ise oldukça yakınlaşmış, dolayısıyla ücretlerle kıdem arasında bir ilişki kalmamıştır..

Bu nedenlerle, toplu sözleşmelerdeki işe giriş ücretleri yeniden düzenlenmeli; işçiler arasında kıdem farkını dikkate alacak şekilde bir ücret düzenlemesi yapılmalıdır. Aksi halde, işyerlerinde çalışma ilişkileri ve iş barışı bozulacaktır...”

Renault işçilerinin 15 Ocak’ta gösterdikleri kararlılık önemlidir. Dün iktidar ve patron işbirlikçisi sarı sendika Türk Metalİş’e kırmızı kart gösteren Renault işçileri, bugün sendikaları Birleşik Metal-İş öncülüğünde en doğal hakları için uyarı eylemleri yapıyorlar.

Otomotiv proletaryası ve diğer iş kollarındaki işçilerin sorunlarının nihai çözümü işgücü sömürüsünün ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Türkiye, otomotiv sektöründe altın yıllarını yaşıyor. Gerek üretim ve gerekse ihracatta bu işçilerin iş gücü ile üretilen araçlar sayesinde bu memnuniyeti yaşayan Türkiye burjuvazisi kazanca doymuyor. Doyması ve paylaşması da beklenemez. Bu, kapitalistlerin, işverenlerin doğasına aykırıdır.

Şimdi sendikalara önemli bir görev düşüyor. Otomotiv sektörü ve diğer sektörlerde üyelerinin ve tüm işçilerin patronlara karşı hakkını savunurken, aynı patronların iktidarı olan AKP Rejiminin Kürt halkına yönelik imha savaşına karşı, sınıf kardeşlerinin fiili dayanışmasının örgütlenmesi gerekiyor. İktidar, milliyetçi ve dini hassasiyetleri sömüren söylemler ile işçi sınıfını ülke gerçeklerinden uzaklaştırmaya, hatta kendi yanına çekmeye çalışıyor. Bu oyunu bozmak, Türkiye işçi sınıfına en doğru ve sağlıklı bilgileri aktarmak, bu uğurda da işçi sınıfının sözünü söylemesini sağlamak için sendikalara önemli görevler düşüyor. Birleşik Metal-İş Genel Kurulu’nda Halit Erdem’in yaptığı konuşmada dile getirdiği “ÜLKENİN BİR YANINDA SAVAŞ VARKEN, ÖBÜR YANINDA DEMOKRASİ OLABİLİR Mİ?” görüşü belirleyici rol oynuyor. Demokrasi’nin olmadığı bir toplumda işçi sınıfının haklarından söz etmek mümkün değildir. Onun için demokrasi için mücadele, kirli imha savaşına karşı barış için mücadele ile işçilerin ücretlerinin artırılması mücadelesi birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.

Asgari ücret ve düşük ücretlerin yükseltilmesi için mücadele ile Kürt işçi ve yoksul emekçilerine karşı yürütülen kirli savaşın durdurulması için mücadele, Kürt işçi ve emekçileri ile dayanışma bir madalyonun iki yüzü gibidir. Bir yüzü BARIŞ, diğer yüzü DEMOKRASİ’dir. Bu ikisinin olmadığı toplumsal koşullarda EMEK SÖMÜRÜSÜ, BASKI ve ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASI vardır. Bu koşullarda da işçi sınıfının ekonomik mücadelesini dahi sürdürme koşulları yoktur. Çünkü burjuvazi elindeki anti-demokratik, baskıcı devlet aparatı ile en ufak bir istem için girişilen hak mücadelelerini anında boğar.

Şimdi, sendikalar, tek tek fabrikalardaki işçiler, en başta RENAULT işçileri, seslerini Akademisyenlerin “BU SUÇA ORTAK OLMAYACAĞIZ!” çağrısı ile birleştirmelidirler. “DEVLET ŞİDDETE SON VERMELİ!” istemini yükseltmelidir. Değilse asgari ücret mücadelesi de, ücretlerin artırılması mücadelesi de yarın patronların iktidarının şiddeti ile bastırılabilecektir.


Konuyla ilişkili diğer makaleler