Seçim Sonuçlarına Sosyolojik Bir Bakış

Seçim Sonuçlarına Sosyolojik Bir Bakış

Selahattin DemirtaşDoğu ve Güneydoğu’da Kürt siyasi hareketi ciddi ve çok önemli bir başarıya imza attı. Neden mi ; Mevcut iktidar blokunun tüm baskı ve engellemelere rağmen, hem Kürt siyasi hareket hiçbir tahrike ve provokatif tutumlara kapılmadan, bölgedeki toplumsal muhalefeti iyi örgütleyip sonuç odaklı bir taktikle büyük bir zafer ortaya çıkardı.

Herkes dikkatli baktığında seçim sürecinde şunu net görebilir; İktidar, ki kastettiğim sadece siyasi anlamdaki iktidar değildir "biyo-iktidar" kavramı üzerinden gidecek olursak toplumsal yapı ve dokular üzerinde çok ciddi olumsuz gerçeklikler yaşandı. Ne mi? Şöyle; Dini argümanlar mevcut siyasi iktidar elitleri tarafından çok kullanılmasına rağmen, varolan toplumdaki politik ahlak bilinç tarafında büyük bir direnç yada direngen bir sosyal dinamizmle karşılık verildi. Örneğin; hutbelerde şovenizm kokan diyanet fetvaları, sosyal tabanda mütedeyyin demokrat muhafazakar insanlar hiç itibar etmedi. Hatta birçok camide cuma günleri samimi inançlı insanlar tepki amaçlı gittikleri "ibadet" yerlerini hiçbir kaygı ve tereddüte girmeden terkettiler. Evet buna benzer birçok örnek verilebilinir elbette.

Son olarak belki şunlar söylenebilinir; İktidar bloku hemen hemen her seçimde yaptığı taktik mi desek afedersiniz "ahlaksızıklık" mı desek, velhasıl dini argüman üzerinde ön gördüğü başarıyı yakalayamadı. Ki tüm bunlara rağmen aynı zamanda mevcut siyasi iktidara çok önemli bir uyarı da verilmiş oldu, o da şudur: Bölgede mevcut koşullarda önemli oranda siyasi temsil gücü olan Halkların Demokratik Partisi - HDP, tüm dünya kamuoyu ve türkiye kamuoyunun gözleri önünde ciddi bir başarı elde etmiş oldu ve kayyum zihniyetinin adeta toplumsal dokuların içinde yarattığı tahribatları durdurmak adına adeta bir anti-virüs şeklinde enjekte olup, toplumun rahat bir nefes almasını sağlamış oldu.

Bir diğer ve asıl mesajı mevcut siyasi iktidara idi. O da şuydu: Tüm baskılara rağmen kabul görmeyen kayyum politikalarının ayyuka çıkması adeta ilahi adalet tescil olundu şeklinde toplumun her kesimi tarafından dillendirilmektedir ve herkes büyük bir politik olgunluk içerisinde tekrar toplumsal barış sürecinin başlatılması umuduyla güne başlayıp günlük uğraşlarıyla yaşama tüm sıcaklığıyla sarılmış vaziyettedir.

Sonuç olarak; Yaşam bazen çok garip!

Büyük kazanmak için bazen büyük kaybetmeyi göze alabilmekte fayda vardır. Ne gariptir, Şırnak yerel yerinde yönetimi mevcut durumda AKP’nin eline geçmiştir. Yine Bitlis, Ağrı vb. Ama Batı’da da İstanbul, Ankara vb büyük kentler ise CHP’nin eline geçmiştir. Sizce bu durumda 2019 Türkiye yerel seçimlerinin kaderini hem siyasi parti anlamında hem sosyal sınıfsal anlamda hangi sosyal hareket yada hangi toplumsal kesim belirledi. Cevabı mi? Bence, kendi tabirimle söyleyecek olursam SELOCAN ve hitap ettiği toplumsal kesim. Sizce peki? Saygı ve sevgilerimle.


Konuyla ilişkili diğer makaleler