Selahattin Akbulut dosyasındaki 20 yıllık cezasızlık son bulsun!

Selahattin Akbulut dosyasındaki 20 yıllık cezasızlık son bulsun!

İzmir’in Buca İlçesi Merkez Komutanlığında zorunlu askerlik yapan er Osman Karadeniz’den 12 Haziran’dan beri haber alınamıyor. Yıllardır kayıplar mücadelesi yürüten insan hakları savunucuları ve kayıp aileleri olarak devletin elinde bulunan bir askerden 15 gündür haber alınamaması karşısında endişeliyiz. Zorunlu askerlik yapan Osman Karadeniz’in can güvenliği Milli Savunma Bakanlığı’nın ve AKP hükümetinin sorumluluğundadır. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Davutoğlu Osman Karadeniz’in başına gelenleri açıklamak zorundadır. Olayın derhal ciddi bir biçimde araştırılıp, soruşturularak açığa kavuşturulmasını talep ediyoruz. Biz İHD İzmir Şubesi olarak Karadeniz ailesi ile birlikte tüm yasal girişimlerde bulunduk.Kayıp Osman Karadeniz’in bulunması için; İnsan hakları örgütlerini, tüm partileri ve demokratik kitle örgütlerini girişimlerde bulunmaya,medya çalışanlarını bu olayı gündemleştirmeye çağırıyoruz Kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak bu olayın takipçisiyiz.

İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi Yaşam Hakkı NöbetindeBu hafta 25. dönem milletvekilleri yemin ederek göreve başladı. 7 Haziran seçimleri, demokratik hukuk devleti kurabilmek için Türkiye’ye önemli bir fırsat sundu. Seçimlerin demokratik olmayan bir rejimden demokratik bir rejime geçmeye vesile olması için partilerin, hak karşıtı söylemler yerine, ülkenin sorunlarıyla yüzleşen, barış ve çözümünden yana, hak ve özgürlükler eksenli, bir siyasete geçmelerini talep ediyoruz. Partileri, tüm annelerin gözyaşındaki sorumluluğu kabullenip, bu gözyaşlarını dindirecek politikaları hayata geçirmeye çağırıyoruz.

Bugün barış karşıtı, çatışmacı, yurttaşı düşman gören politikaların sonucunda işlenen insanlık suçlarından biri olan Selahattin Akbulut’un gözaltında kaybedilmesi gerçeği unutulmasın diye buluştuk. 60 yaşındaki Selahattin Akbulut Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Kenhizirkan (Tatlıçayır) Köyü, Mehmetşirvan (Eriktepe) Mezrası’nda yaşıyordu. Koruculuğu kabul etmediği için baskı altındaydı.

Defalarca gözaltına alındı, işkence gördü, ölümle tehdit edildi. 21 Haziran 1995 günü askerler Mehmetşirvan mezrasına baskın düzenledi. Baskın sırasında sivil giyimli 5 kişi Selahattin Akbulut’u evinden alıp zorla beyaz bir torosa bindirerek götürdü. Onu “Komutan çağırıyor, karakolda ifaden alınacak, götürüp hemen geri getireceğiz” diye gözaltına alan sivil giyimli kişilerin arasında ailenin ve köylülerin tanıdığı Mehmet, Levent ve Recep ön isimli uzman çavuşlar da vardı.

Akbulut’u sormak için Bismil Jandarma Tabur Komutanlığına giden aileye Tabur Komutanı İzzet CuralBizde yok” dedi. Aile Bismil Cumhuriyet Savcılığına başvurdu. Gözaltı işlemi önce sözlü olarak kabul edilse de sonrasında reddedildi. Tüm girişimler sonuçsuz kaldı; Selahattin Akbulut’tan 8 ay boyunca haber alınamadı. 26 şubat 1996 tarihinde Akbulut ailesini telefonla arayan ve kendini astsubay olarak tanıtan bir kişi onları Kuruçay’da gömülü bulunan bir ceset teşhisi için çağırdı. Selahattin Akbulut’un eşi ve kız kardeşi Işıklar köyüne gitti. Kol ve ayakları kesilmiş tanınmaz haldeki cesedi giysilerinden teşhis ettiler. Akbulut’un işkence ile öldürülen bedeni kaybedilmek üzere Dicle’ye katılan Kuruçay’da kuma gömülmüştü. Ceset üzerinde yapılan inceleme sonucunda savcılık, maktulün 6 ay önce ateşli silahla öldürüldüğünü açıkladı.

Gözaltına alınıp öldürülmesi arasında geçen iki ay boyunca Akbulut’un başına gelenler araştırılmadı. Selahattin Akbulut’u gözaltına alanlar, vahşice öldürenler bilinmesine rağmen 20 yıldır gözaltına alındığı inkar edildi, hukuk işletilmedi, failler cezasızlıkla ödüllendirildi. Selahattin Akbulut’un kaybedilmesinden Bismil İlçe Komando Tabur Komutanı İzzet Cural başta olmak üzere Bismil Jandarması sorumludur. Görev yaptığı süre içinde Bismil’de kayıp, infaz, işkence ve köy yakma gibi insanlık suçlarını sıkça uygulayan İzzet Cural hiçbir soruşturmaya tabi tutulmadı, aksine Jandarma Genel Komutanlığı Hareket Başkanlığı’nda Daire Başkanlığı görevine kadar terfi ettirildi.

Selahattin Akbulut’un kaybedilmesinden dönemin; Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Tansu Çiller’in Başbakan, Nahit Menteşe’nin İçişleri Bakanı olduğu 50. hükümet, İsmail Hakkı Karadayı’nın Genel Kurmay Başkanı, Aydın İlter’in Jandarma Genel Komutanı olduğu TSK, Orgeneral Doğan Bayazıt’ın Genel Sekreter olduğu Milli Güvenlik Kurulu sorumludur. Selahattin Akbulut’un kaybedilmesindeki failler ve faillere bu vahşi ortamı sağlayan Sorumlular yargılanmalıdır.

Selahattin Akbulut dosyasındaki 20 yıllık cezasızlık son bulmalı, adalet sağlanmalıdır.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
İZMİR ŞUBESİ


Konuyla ilişkili diğer makaleler