Selahattin DEMİRTAŞ’tan Okurlarımıza Mesaj

Selahattin DEMİRTAŞ’tan Okurlarımıza Mesaj

Selahattin Demirtaş

Gazetemiz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Armağan BARIŞGÜL arkadaşımızın, Edirne Cezaevi'nden tutsak olarak bulunan Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin DEMİRTAŞ ile HDP Basın Bürosu aracılığıyla yaptığı söyleşiyi okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.

Selahattin DEMİRTAŞ:

“… Üç aşamalı bir vizyonel plana sahip olmamız lazım.

Birinci aşama; halkı günlük saldırılara karşı koruyabilecek örgütlenmeyi yaratmak.

İkinci aşama; mevcut statükocu iktidarları yıkabilecek direnişi yaratmak.

Üçüncü aşama ise; anti-kapitalist bir modeli hayata geçirebilecek alternatifi iktidara taşımak şeklinde olmalıdır…”

Politika Gazetesi : Sayın Selahattin Başkan, 10 Eylül Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) 97. Kuruluş Yıldönümü’nü kutlama mesajınız Politika Gazetesi, okuyucuları, dostları ve TKP üye ve sempatizanları tarafından ilgiyle karşılandı. Bu ilginin kaynağı nedir?

Selahattin DEMİRTAŞ: Öncelikle sizin aracılığınızla bütün Politika okuyucularına selam ve sevgilerimi iletiyorum. Kuruluş yıldönümünden önce bir avukatınız beni ziyarete gelince tesadüf oldu ve TKP’nin Kuruluş Yıldönümü’ne mesaj iletme fırsatı doğmuş oldu. Bu şekilde TKP’nin değerli emekçilerine cezaevinden de olsa dayanışma dileklerimi iletmiş olmak benim için de önemliydi. Sizlerden de aynı dayanışma dileklerini duymak beni onurlandırdı. İdeolojik olarak aynı çizgide olmasak bile, ezilenden yana taraf olmak, anti-kapitalist ve anti-emperyalist bir duruş sahibi olmak, faşizme teslim olmamak gibi çok önemli ortak noktalarımız olduğuna inanıyorum. Karşılıklı ilginin en önemli nedeni bu olsa gerek. Elbette ilgilerinden dolayı Politika okurlarına içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum.

Politika Gazetesi: Ülkemiz içinde bulunduğu karmaşık süreçten, kaostan nasıl çıkabilir?

Selahattin DEMİRTAŞ: Hem küresel, hem bölgesel, hem de ulusal düzeyde büyük bir alt-üst oluşun yaşandığı yıllardan geçiyoruz. Kapitalizm tıkandığı her noktada yeni pazar alanları ve yeni bir atılım ile bu tıkanıklığı aşmaya çalışıyor. Önemli ölçüde savaş ve yıkımın yarattığı pazar (silah sanayi¸ güvenlik hizmetleri, yıkımdan sonra müteahhitlik hizmetleri vb.), teknolojik gelişmelerin yarattığı pazar, gelişmekte olan ülkelerin kaba sömürüsüne dayalı pazar vs. gibi hamleler ile krizler aşılmak isteniyor. Kapitalizm için önemli olan şey, dünyanın her yerinde istikrarın ve barışın sağlanması değildir. Tam tersine dünyanın belli bölgelerinde yönetilebilir, sürdürülebilir krizler yaratarak, bu krizlerden yararlanmak kapitalist ulusal üstü sermayenin bir taktiği ve hamlesidir. Kapitalizm için hayati olan şey kesintisiz büyüme, aşırı üretim ve tabii ki aşırı tüketimdir. Bunun savaş ve barış ortamında gerçekleşmesi kapitalizm için çok da önemli değildir. Kapitalizmin merkez gücünü oluşturan ülkeler (ABD, İngiltere, Almanya, Fransa başta olmak üzere) kendi güvenliği ve iç barışı korunmak koşulu ile dünyanın her yerinde kaos ve savaş çıkarabilir.

Bizim gerek ülkemiz, gerekse Ortadoğu için çözümler üretirken üç aşamalı bir vizyonel plana sahip olmamız lazım. Birinci aşama; halkı günlük saldırılara karşı koruyabilecek örgütlenmeyi yaratmak. İkinci aşama; mevcut statükocu iktidarları yıkabilecek direnişi yaratmak. Üçüncü aşama ise; anti-kapitalist bir modeli hayata geçirebilecek alternatifi iktidara taşımak şeklinde olmalıdır. Bu üç aşamanın da temel öznesi halk olmalıdır. Bu açıdan baktığımızda öncelikli olarak direniş merkezlerinin asgari düzeyde ortak siyasi cephesini oluşturmak ve akabinde Türkiye’de ve Ortadoğu’da halkların birliğini sağlayabilmek ve bu şekilde direnmek dışında hiçbir yol ve yöntem kalıcı çözüm üretmez.

Politika Gazetesi: Parlamentonun tatil edildiği, devre dışı bırakıldığı yeni süreçte parlamento dışı alanlar, işyeri ve mahalle çalışmaları ön plana çıkmaktadır. Demokrasiyi kurmanın ve barışı kazanmanın yolu da buradan geçmektedir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Selahattin DEMİRTAŞ: Katılıyorum. Parlamenter sistemlerin en büyük demokrasi supabı halk örgütlülüğüdür. Halkın kendi iradesine ve geleceğine sahip çıkması için demokratik ve meşru bütün mücadele yöntemleri parlamento dışında da kullanılmalıdır.

Politika Gazetesi: Özgür, barışçı, demokratik bir toplumun kurulmasının anahtarı olan Kürt devrimci, demokrat ve özgürlük güçleri ile Türkiye işçi sınıfının devrimci güçlerinin ortak birleşik güç ve eylem birliğinin oluşturulması için ne yapmalı, nasıl yapılmalı?

Selahattin DEMİRTAŞ: Hayır Bloğu, Gezi Direnişi ve Kobanê Direnişi bu konularda bize oldukça önemli veriler sundu. 7 Haziran seçimlerinde de biz HDP olarak önemli ölçüde bahsettiğiniz perspektifi hayata geçirdiğimiz için başarılı olduk. Detaylarına boğulmadan, evrensel temel ilkelerde bir araya gelmek ve mücadele birlikteliğini yaratarak ve tabii ki pratikte direnerek bunu sağlayabiliriz.

Politika Gazetesi: Cezaevindeki dik duruşunuz ve edebiyat çalışmalarınız HDP/HDK, sanat ve edebiyat çevrelerinde moral yaratmakta ve size olan sıcak ilgiyi daha da artırmaktadır. Edebiyat ve yazma konusunda önünüze koyduğunuz bir hedefiniz ve söylemek istediğiniz başka bir mesajınız var mı?

Selahattin DEMİRTAŞ: İyi bir edebiyat okuruyum aslında. Kendimi edebiyatçı olarak tanımlamıyorum. Yazdığım öykü kitabına gösterilen büyük ilgi bana da moral oldu. Bundan sonra daha iyi bir öykü kitabı ya da roman yazabilmek için çalışmalarıma devam ediyorum.

Politika Gazetesi Yayın Kurulu, okurları ve dostları adına en sıcak selam ve dayanışma duygularımızı iletir, barış dolusu özgür günlerde buluşmak dileğiyle söyleşimize katıldığınız için çok çok teşekkür ederiz.

Selahattin DEMİRTAŞ: Son olarak; Ben de sizlere teşekkürlerimi ve yoldaşlık duyguları ile sıcak selamlarımı iletiyorum.


Konuyla ilişkili diğer makaleler