Türkiye ve Dünyaya Bakış - 16

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 16

Türkiye ve Dünyaya Bakıi - 16

BAŞKANLIK SİSTEMİ

 

Eski/Yeni Cumhurbaşkanı ve yeni “Devlet Başkanı” bugün Saray’da büyük bir tören düzenledi. “Yol ayrımını seçimle gerçekleştirdik” mealinde bir söz söyledi. Evet, yol ayrımı… Doğru bir kavram. TKP tam 4 senedir “Ya diktatörlük, ya da demokratik bir sürecin yolunu açacak bir dönemeç” tespitini yapıyordu. Sonuçta gerçekleşen “başkanlık” ünvanlı bir diktatörlük oldu. R.T. Erdoğan da bugün Saray’da yaptığı açıklama ile TKP’nin bir olasılık olan öngörüsünü teyid etmiş oldu.

Ülkede OHAL kalkacak, daha doğrusu uzatılmayacak deniyor, ancak, bugüne dek çıkarılan tüm KHK’lar ve muhtemelen cuma gününden başlayarak OHAL’in oylanacağı son gün olan 18 Temmuz’a kadar daha bir dizi KHK yayınlayarak OHAL’i aratmayacak bir “işleyiş” sağlanacak.

Zaten tek bir diktatörün yönetiminde olan, parlamentosu veto dahil hiç bir hakka sahip olmayan, sadece Başkan’ın kararlaştıracağı KHK’ları onaylama görevi olacak olan, göstermelik bir parlamento söz konusu. Seçim çalışmaları önemliydi, ancak bundan sonra parlamentodan herhangi ilerici ve demokratik yönde kıpırdayış beklemek hem sayısal olarak hem de nesnel olarak somutta mümkün değil. Ola ki, devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever, sosyalist vekiller ellerinden geldiğince parlamento komisyonlarında dönen gizli oyunları halka açıklarlar, deşifre ederler ve parlamenterlerimiz ile parlamento dışı yığın hareketi somut konularda kesişerek yığınsal bir direnişin yolunu döşer.

Türkiye artık faşist yöntemlerle yönetilecek bir polis devletidir. Demokrasinin kırıntısını beklemek ham hayaldir. Uzun vadeli, sabırlı ve ısrarlı bir çalışmayla bu rejim yığınlar nezdinde deşifre edilmeli ve yığınların direnişi sağlanmalıdır. Başka yol yoktur.

 

***

 

TCDD ÇORLU KAZASI

 

Çorlu’da Uzunköprü-Halkalı treni yüzlerce yolcusuyla raydan çıktı ve onlarca ölü ve yaralı var. Raydan çıkan sadece tren değil kuşkusuz. Ülkenin tüm alt ve üst yapısı, iskeleti raydan çıkmış vaziyette. TCDD vagonları raydan çıkmış çok mu acayip?

Fotoğraf karelerine bakınca sebep gün gibi ortaya çıkıyor. Menfezler üzerinde raylar ile menfez arasında hiç bir inşaat önlemi alınmamış. Rayların oturduğu bir temel yok. Tarlanın içinde toprağın üzerine döşenen raylar, menfezlerden geçerken de benzeri taş ve topraklarla doldurulmuş geçilmiş. Ne bir demir konstrüksiyon ne çimento ve beton…

Kendi oturdukları saraylarda milyarlarca gereksiz inşaat harcaması yapanlar, Vahdettin Sarayı, Yıldız Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Huber Köşkü ve Beştepe Sarayına kaynak ayırana kadar kara, demir ve deniz yollarına aklı başında gerekli altyapı yatırımlarını yapsınlar, temsil, ikram ve kendi harcamalarına kısıtlama getirsinler.

Bu konu mesela geniş işçi, emekçi, yoksul halk yığınları arasında yankı bulacak bir muhalefet çalışmasıdır. Özellikle Trakya’da, olayın yaşandığı bölgede beklemeksizin bildiriler yayınlanmalı, toplantılar düzenlenmeli ve halk örgütlenmelidir. Yaralı ve yakınlarını kaybedenler ile dayanışma çalışması başlatılmalıdır. Ülkenin diğer bölgelerinde, Kürdistan dahil demiryolları ve otoyollar mercek altına alınmalı ve örgütlenme gerçekleştirilmelidir.

Üçüncü havalimanı ile hava atacaklarına Çorlu’daki menfezleri önce tamir etsinler!

 

***

 

SOMA DAVASI

 

Göstermelik SOMA DAVASI duruşması hakimler rapor aldıkları için ertelendi. Bu duruşmalar karar duruşmaları olacaktı. Birileri zaman kazanmaya çalışıyor. Bu çok açık belli oluyor. Soma halkı, 301 yakınını, canını kaybedenler, sendikalar, ilerici, devrimci demokratik örgütler ne yapıyor?

Mahkeme önünde pankart açmak ve slogan atmak gerekli, ancak, bunun bizzat mağdurlar arasında örgütlenme çalışması ile tamamlanması sağlanmazsa daha çok duruşma ertelenir ve sonunda tüm zanlılar ya hafif cezalarla 301 canın hesabını yargı karşısında vermekten kurtulurlar ya da belki de aklanırlar.

SOMA olayı, yeni rejim koşulları altında “Başkan”ın mesajı ile bir duruşmanın nasıl ertelenebileceğini gösterdiği gibi, Soma halkının buna tepkisini de örnek olarak gösterecek niteliğe sahip olabilmelidir.

 

***

 

ABD’YE KARŞI BARIŞ İÇİN SAVAŞ

 

ABD her alanda yeni yaptırımlar peşinde. Çin Halk Cumhuriyeti’nde üretilen malların ABD’ye sokulmasına fahiş ek vergi çıkardılar. NATO çerçevesinde NATO üyelerinin ABD’ye Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Pasifik’te askeri destek sağlama düzeylerini artırmak için, üyelere silahlanma yaptırımları dayatıyor. Buna uymayan üyeleri ekonomik yaptırımlar ile tehdit ediyor. Rusya’ya karşı yeni ekonomik ve siyasi yaptırımlar peşinde. Bu konuda AB ve Almanya ile aralarında sorun olsa da Ukrayna ve Kırım kozunu kullanarak onları  ikna etme çabasında. Rusya Federasyonu resmen ABD ve müttefikleri tarafından bir savaş tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, saldırı olasılığına karşı her tür hazırlık içinde olduklarını, bunun belki bugün açısından güncel olmadığını ama hazırlıkların bugün güncel olarak sürdürüldüğünü açıkladı.

Bunlar sadece birkaç örnek. Balkanlarda Makedonya üzerinden yeni bir savaş ocağı yakmaya çalışan, Ortadoğu’yu kan ve barut bölgesi haline getiren, Pasifikte somut savaş manevraları yapan bir ABD ve NATO ile karşı karşıyayız. Bu nedenle BARIŞ Mücadelesinin önemi güncel olarak dünden daha yakıcı olarak Sosyalizm mücadelesinin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Unutmayalım; Emperyalizm çürüyen, can çekişen ve dağılan kapitalizmdir. Giderken ardında bir harabe bırakmayı ve kendisiyle beraber insanlığı yok etmekten geri durmayacak bir karakterdedir. Onun için önümüzdeki dönem BARIŞ için mücadelelerin ve SAVAŞ’a karşı direnişlerin yaygınlaşacağı bir dönem olacak. Türkiye ve Kürdistan’da da…


Konuyla ilişkili diğer makaleler