Türkiye ve Dünyaya Bakış - 7

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 7

Türkiye ve Dünyaya Bakış - 7

6 MAYIS’TA DENİZLERİ ANARKEN

6 Mayıs 1972’nin yıl dönümünde Türkiye zorlama bir seçim atmosferine girmiş durumda. Bu seçimlerin neden öne çekildiğinin ayrıntısı konusunda yanıt arayan okuyucularımız Politika Gazetesi’nin 10 gün sonra yayınlanacak olan 51. sayısında gerekli ayrıntıları bulabileceklerdir.

Dikkat çekici olan en belirgin nokta Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i idama götüren kararın TBMM’de onaylanması sırasında oy veren vekillerin aidiyetleridir. AP, CHP, MHP ve CGP vekilleri ezici çoğunlukla bu kararı onamışlardır. Bu olgu bize TBMM’de yer alan kimine merkez sağcı, kimine milliyetçi faşist, kimine sağ demokrat, kimine de sosyal demokrat veya ortanın solu dense de tüm bu partilerin TC Devleti iradesi ve statükosu doğrultusunda tavır belirleme geleceğini sürdürmeleridir. Bir yandan birbirlerini yiyor gibi gözükseler ve sözde ülkeyi politik olarak tıkanıklıklara kadar sürdükleri iddia edilse de, bunların tümünün bir şovdan öteye gitmediğini tespit edebiliyoruz.

Bugün durum farklı mı? Hayır! O yıllardan bugünlere sınıfsal açıdan değişen hiç bir olgu yoktur. Bir yanda AKP, MHP seçim ittifakı, diğer yanda CHP, İP, SP, DP seçim ittifakı. Sorun Kürt ulusal sorunu veya ülkenin demokratikleşmesi olunca bu partilerin tümü “teröristlere” karşı birlikte harekete edecek nitelikte olduklarını defalarca kanıtladılar. Bir CHP madem o derece demokrat geçiniyor, neden OHAL koşullarında seçime gidilmesi konusunda bir tek açıklama yapamıyor. Veya aynı CHP neden HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması oylamasında red oyu kullanmadı?

Deniz’lerin idamlarından 46 yıl sonra adına “burjuva demokrasisi” denen sermayenin diktatörlüğünün demokrat olamayacağı gün gbi hala ortada. Onun için Denizlerin idam sehpasında ifade ettikleri son sözleri

- Yaşasın Marksizm-Leninizm’in yüce ideolojisi

- Yaşasın işçiler ve köylüler

- Yaşasın Türk ve Kürt halklarının ortak mücadelesi

bugün da geçerliliğini korumaktadır.

Ülke 24 Haziran için seçimlere hazırlanırken, Deniz, Yusuf, Hüseyin ve daha nice devrim şehidine karşı görevimiz, darağacında ifade ettikleri düşünceler doğrultusunda politik tutum geliştirmek ve bu uğurda mücadele etmektir. Onları ancak bu şekilde anmak mümkündür. Gerisi laf-ı güzaf olur.

SEÇİMLER VE SEÇİM BLOKLARI

24 Haziran seçimleri ile ilgili yazılacak ve söylenecek çok şey mevcut. Gazetemizin 51. sayısı ağırlıkla bu konuda yazıları kapsıyacak. Ancak ifade edilmesi gereken birtakım konuları kısa kısa vurgulayalım.

  1. MHP destekli AKP-SARAY Rejimi bu seçimleri güçlülüğünden değil, zayıflığından ve tıkanmışlığından dolayı yapıyor.
  2. Ülke ekonomisi tam bir çıkmaz içinde. Kriz tepe yapmadan son şanslarını değerlendirmek istiyorlar. Belki seçimlerle durumu ve kendimizi kurtarırız düşüncesindeler.
  3. TBMM’nde temsil edilen HDP dışındaki tüm partiler burjuva partileridirler ve devlet adına ayrı ayrı görevleri vardır. CHP ve/veya İP’yi muhalif partiler olarak adlandırmak eşyanın tabiatına aykırı olur. Aralarında kimi çelişkiler olabilir, ancak ana yönelim ve görevleri 1920’den beri gelen TC geleceğini ve statükoyu koruma işlevidir.
  4. İşçi sınıfı, emekçileri, yoksullar, işsizler, emekliler, kadınlar, gençler bugün içinde bulundukları ekonomik sorunları çözmek ve ileriye yönelik güvence elde etmek için nesnel olarak iki ayrı blok olarak giren burjuva partilerine karşı çıkarlara sahiptirler.
  5. Demokratlar, devrimciler, sosyalistler, komünistler bugün devlet geleceğinin statükosunu bozacak sürece girilebilmesi için ilk aşamada MHP-AKP-SARAY Rejimine son vermek için ilk ve sert vuruşu bu ittifaka yöneltmelidirler.
  6. Kürt halkı, Aleviler, dürüst inanış müslümanlar MHP-AKP-SARAY rejimine işçi sınıfı ve emekçi yoksul halklar saflarında sayılmaktadırlar. Nesnel olarak iki ittifak bloku ile uzlaşmaz çelişkilere sahiptirler.
  7. CHP, İP, SP, DP’den oluşan ikinci ittifak TC’nin statükosunu korumak için oluşturulan yedek bloktur. ABD ve NATO’cu güçlerin önlemidir.
  8. Burjuva partileri arasındaki çelişkileri değerlendirme yönünde bir ortam oluşursa ilk aşamada MHP-AKP-SARAY Rejimine son verecek ve onlardan hesap soracak yönde tavır belirlemek siyasi bir yaklaşım olacaktır.
  9. HDP bu vekil seçimlerinde ve CB seçimlerinde Türkiye halklarının, işçi sınıfının, emekçi yoksulların umududur. İşlevsiz kılınan TBMM’ye ne kadar çok vekil yollanırsa o kadar avantajdır. CB adayımız Selahattin Demirtaş ne kadar fazla oy alırsa muhalefet cephesinin gelişme sürecine o denli katkı sağlanacaktır.
  10. Asıl sınıf mücadelesi 24 Haziran’dan sonra keskinleşecektir. O açıdan 1,5 aylık seçim çalışması süreci bu amaca hizmet edecek şekilde ele alınmalıdır.
  11. Sosyalistlerin, devrimci demokratların, Alevilerin ve de anti-kapitalist Müslümanların HDP listelerinden aday olmaları konusunda HDP’nin sunduğu öneri ciddi ele alınmalı, değerlendirilmeli ve HDP dışından HDP listelerinden aday olacakların çevre ve tabanları ülke çapında HDP seçim çalışmalarına aktif katılmalı, CB adayı olarak da Selahattin Demirtaş için çalışmalıdır.
  12. İşçi sınıfının politik örgütü tüm güç ve olanakları ile bu süreci destekleyecek, seçim kampanyası sürecinin tam içinde olacak ve seçimler sonrası yükselecek ve keskinleşecek olan sınıf savaşımına hazırlık yapacaktır.
  13. Tüm güçler, olanaklar ile CB adayımız Selahattin Demirtaş ve tüm HDP vekil adaylarını desteklemeye… Güncel görev budur.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Ekonomi çok kırılgan ve kriz içinde.

  • Üretim tüketimi finanse edemeyecek düzeyde.
  • Dış alımlar ile dış satımlar arasındaki makas mali olarak sürekli büyüyor.
  • TL’nin yabancı para birimleri karşısında değer kaybı sürüyor.
  • Tüketim ürünleri fiyatları ile işçi, emekçi, işsiz ve emekli  gelirleri arasındaki açı yoksullar aleyhine sürekli büyüyor.

Sadece bu ekonomik göstergeler dahi ekonominin çöküşünün belirgin emareleridirler.

Bunun sonucu ekonomik kriz ve kaos olacaktır.

Milli olarak nitelendirdikleri ekonomi dövize endekslidir. Bunun milli bir yanı yoktur. Köprülerin, Avrasya, Marmaray, Uçak biletlerinin maliyetlerini döviz cinsinden ifade ediyorlar. Sonra TL’ye çevirip tahsil ediyorlar. TL’nin döviz karşısında bu derece değer kaybettiği bir ortamda, Türkiyeli işçi, emekçi ve çalışanların, ama en önemlisi emeklilerin ise döviz değil TL kazandıklarını unutuyorlar.

İşçi Sendikaları bu gerçekliğe uygun bir ekonomik, sosyal paketi işverenlerin ve devletin karşısına koymalıdır. Bu çerçevede seçim döneminde faaliyet yürütüp, üyeleri olan işçi ve emekçileri işçi-emekçi-emekli düşmanı rejim ile karşı karşıya getirmelidir. İşçi-emekçi-yoksul-emekli-işsiz geniş yığınların iki burjuva blokuna karşı halkların demokratik vekillerini desteklemelerini istemelidirler. HDP etrafında kenetlenilmeli anti-kapitalist mücadeleyi güçlendirecek önlemler alınmalıdır.

HDP Türkiye’nin biriken bütün bu sorunların çözümü konsunda yeterli olamayacaktır. Ancak, HDP bu mücadele sürecinde, yığınların sorunlarına sahip çıkmaları doğrultusunda küçümsenemeyecek bir rol oynayacaktır. HDP ne denli fazla oy alırsa, ülkenin ekonomik ve de dolayısıyla politik sorunlarının çözümü yönünde devrimci bir sürecin başlamasına kapı açacak, eşik atlatacaktır.


Konuyla ilişkili diğer makaleler