Thomas Moore: Ütopya

Thomas Moore: Ütopya

Thomas MooreBazı yapıtlar vardır yazarının önüne geçer. Siz kitabın ismiyle içli dışlısınızdır. Hatta onun oluşturduğu kavram, içeriğiyle size o kadar yakındır ki, onun bir kitap ismi olduğunu bile düşünemezsiniz. Bugün dünya dilleri arasında belki de en çok kullanılan bir sözcük-kavram haline gelmiştir ve bu bizim dilimizde de böyledir. “Ütopya”, (UTOPIA) işte böyle bir kitaptır. İngiliz yazarı kitabı 1515 yılında yün ticaretiyle ilgili anlaşmazlıkları aydınlatmaya yardımcı olmak için bir temsilci kuruluyla birlikte Flanders’a gittiğinde yazmaya başladı ve muhtemelen aynı tarihlerde yayınlandı. Yaklaşık 500 yıl önce; kitap halen çıktığı günkü kadar aktüel.

Ancak kitap hakkında söze başlamadan önce benzer birkaç eserden daha söz etmek istiyorum. Örneğin Cervantes’in Don Kişot’u. O da yazarının önüne geçen eserlerden biri. Tolstoy’un Savaş ve Barış’ı, Gothe’nin ‘Faust’u, Gogol’ün Taras Bulba’sı, Dostyevski’nin Suç ve Ceza’sı. Kuşkusuz daha da sayılabilir. Bizden örnek verecek olursak, öncelikle Rıfat Ilgaz’ın, Hababam Sınıfı ya da Aziz Nesin’in Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ı, Orhan Kemal’in Bekçi Murtaza’sı gibi benzeri eserler de gösterilebilir.

Ütopya’ya gelince: aslında Thomas More, (...) ”Açgözlülüğün toplumsal sonuçlarını eleştirip devlet hizmetine girmenin, bireye nelere mal olduğu hakkında düşündürüp, idealizm ve pragmatizmin iddiaları arasındaki çekişmeyi dengelemenin zorluğunu dramatize ederek, okurlarını, toplum için en iyinin ne olduğu konusundaki bu zorlu tartışmaya katılmaya çağırıyor.” Yazar yaşadığı çağın da etkisiyle kiliseyi, onun sarıldığı dinsel olguları ciddi bir eleştiriden geçirerek insanlığın toplumsal biçimlenişine yönelik etkilerini belirtiyor. Ayrıca ilerlemenin etkileme ile aydınlanmaya giden yolun gölgelendiği noktasındaki endişeyi açıklıkla gözler önüne seriyor.

Thomas More, 7 Şubat 1478’de Street, Londra’da doğdu. St Anthony’s School’da eğitim gördü. Komediler yazdı, Yunan ve Latin edebiyatı okudu. 1501’de, 23 yaşında avukat oldu ve 1504 yılında da parlamentoya girdi.

More’nin Parlamentodaki ilk hareketlerinden biri, Kral VII Henri için önerilen ödeneği azaltmayı öne sürmek oldu. Kral intikam almak için More’in babasını hapse attı, bir ceza ödenene ve More sosyal hayattan çekilene kadar da içeriden çıkarmadı. Kralın 1509 yılında ölümünden sonra More yine aktif hale geldi. 1510’da Londra’nın iki Şerif yardımcısından biri oldu, adaletli ve fakirlerin koruyucusu oluşuyla ün kazandı.

1534 yılında Thomas More, Parlamentoda Halefiye Kanunu ve Sadakat Yemini andını içmeyi reddetti ve 17 Nisanda Londra Kulesi’ne gönderildi ve vatan hainliğinden suçlu bulunarak 6 Temmuz 1535 tarihinde Piskopos Fisher ile birlikte boynu vuruldu. More’nin darağacındaki son sözleri: “Kralın iyi, Tanrı’nın ilk hizmetkârı...” oldu.

Yazar Ütopya’nın bir yerinde şöyle diyor:

“(...) Bir gün kendisiyle beraber yemekteyken bizimle birlikte masada bulunan İngiliz bir hukukçu; yasanın hırsızlara karşı takındığı sert tutumu övmeye başlayarak, idamlardan duyduğu memnuniyetten söz etmeye koyuldu: ‘Bazen tek darağacında art arda yirmi infaz gerçekleştiriliyor. Yasanın hırsızlara karşı tavrı bunca açıkken ve katı, bu suçu işleyip de idam cezasından sıyrılabilmiş mahkûmların sayısı bir elin parmaklarını geçmezken nasıl oluyor da hırsızlık olayları azalmıyor, şaşıyorum doğrusu’ diye buyurdu.

“’Bunda şaşılacak bir şey yok,’ dedim Morton’un evindeki konuşma özgürlüğünden güç alarak. ‘Çünkü hırsızları idam etmek adil değildir. Ve adaletsizliğin topluma faydası yoktur. Böyle bir ceza basit bir hırsız için ağırdır. Öte yandan, yaşamını çalmadan sürdüremeyen, çalmadığı zaman zaten açlıktan ölecek olan bir adamı asmak elbette hırsızlığı önlemeyecektir. Yalnızca İngiltere’de değil, pek çok ülkede hukukun suç önleme konusunda düştüğü genel hatalardan biri bu. Bu tutum öğrencisini eğitmek yerine döven bir öğretmenin tutumuyla aynıdır. Suçluları ağır cezalarla eğitmek yerine, onlara yaşamlarını sürdürebilmeleri için gereken imkanlar verilirse, kimse cezasını canıyla ödeyeceği bir hırsızlık macerasına girişmez.” der...

Thomas More, tarihte ütopik sosyalizmin kurucusu olarak anılır ve “hayal” anlamına gelen “ütopya” deyimine hayat veren ilk İngiliz filozoftur. Felsefi alanda verdiği en büyük eser olan Utopia, XIX. Yüzyıla kadar toplumcu düşünce alanında verilmiş en önemli eser olarak kabul edilir...


Konuyla ilişkili diğer makaleler