TKP MK Genel Sekreteri İ. Bilen Yoldaşın “TKP’nin SESİ” Radyosuna Verdiği Demeç

TKP MK Genel Sekreteri İ. Bilen Yoldaşın “TKP’nin SESİ” Radyosuna Verdiği Demeç

18 Ekim 1977

Soru: Bilinçli yaşamınızın 55 yılını TKP’ye adadınız. Bu 55 yıllık savaşın sizce belirleyici dönemi nedir? Genç kuşaklar bu savaş deneyinden ne gibi sonuçlar çıkarabilir?

Yanıt: En başta partiye girişim gelir. Partiye ben, dünyayı kökünden sarsan Kızıl Oktobr’un etkileri altında gelişen ulusal bağımsızlık savaşı içinde, işçi sınıfının sıralarından gelerek girdim. İşçi sınıfının devrimci gücünü savaşlar içinde tanıdım. Partimiz beni, bu savaşlar içinde yetiştirdi. İşçi sınıfına, Komünist Partisine, Leninizme, proletarya enternasyonalizmine bağlılığı partimin sıralarında öğrendim. Partinin dışında komünist olamaz.

Partimizin tüzüğündeki birinci madde, Lenin’in partililik ilkelerini tümüyle içerir. Yalnız parti programını, kararlarını tanımak yetmiyor. Yalnız kesenek ödemek yetmiyor. Partiye bütün ömrünü tümüyle vereceksin. Bu tartışılmaz, su götürmez devrimci bir gerçektir. Partiye zorla girmiyorsun. Partiye bir örgüt içinde gönüllü giriyorsun. Parti disiplinine, Leninci ilkelere, devrime bağlılık bir bilinç, bir onur sorunudur.

Ben bir komünist olarak üyeliğe ilişkin bu Leninci, devrimci ilkeyi her komünistin, her parti üyesinin kendi yaşamına ardıcıl olarak geçirmesi ve onu sonuna kadar savunması zorunluluğuna inanıyorum.

Partinin genç kuşaklarına salık vermek istediğim ikinci nokta da şudur: İşçi sınıfının gücüne inanmak, devrimin utkusuna inanmak, olayları olduğu gibi görmekle sıkı sıkıya bağlıdır. Savaşta engeller vardır. Biz bunu yaşadık. Partinin yükselme, gerileme, yerinde sayma, yeniden atılım yapma gibi birbirinden ayrımlı dönemleri olmuştur. Böylesi dönemlerde ne dünyayı gül pembe görüp baş dönmesine kapılmak, ne de ortalığı kapkara görmek, paniğe yuvarlanmak... Her ikisi de komüniste yabancıdır. Partimiz böylesi dönemleri yaşadı.

Bununla bağlı daha bir olay var: Düşmana olduğu gibi, parti içinde her tür oportünizm belirtisine karşı ardıcıl ve Leninci bir savaş yürütmek zorunludur.

Partimiz bugün kalkınma ve atılımlar içindeyse, biz bunu, dünya sosyalist sisteminin güçlenmesi ve Türkiye işçi sınıfı hareketinin yükselmesine, bunların yanı sıra böylesi bir savaşım anlayışını başa almamıza borçluyuz.

Partimizin en güçlü yönü, onun proletarya enternasyonalizmine bağlılığı, Leninizme bağlılığı, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’yle sıkı kardeşçe dayanışmaya bağlıdır. Partimizin kurucuları Mustafa Suphi, Ethem Nejat, Salih Hacıoğlu yoldaşlar bu ilkeleri göz bebeğimiz gibi korumakla bizi görevlendirdiler. Bu uğurda canlarını verdiler. Partimizin en güçlü yanı işte budur, uluslararası komünist ve işçi hareketinin kopmaz parçası olmasıdır.

Genç partili yoldaşlarım, TKP’nin genç kuşakları: Gerici-faşist güçlerin ateşleri altında, her boydan ve her soydan oportünistlerin saldırıları altında çetin bir savaş yolunda yürüyorsunuz. Partimizin savaş yolu Leninci yoldur. Suphi’lerin, Hacıoğlu’ların yoludur. Bunu unutmayın, ülkemizde, Türkiye’mizde Anadolu’da sosyalizm üstün gelecektir. Bunun güvencesi Komünist Partisinin sarsılmaz birliğidir. İşçi sınıfına, onun devrimci savaşına sıkı sıkıya bağlılıktır. Onun daha da güçlendirilmesidir. 55 yıllık savaş yaşamım bana bu gerçeği öğretti.

(Kaynak: TKP MK Genel Sekreteri İsmail Bilen Kısa Biyografi, TÜSTAV Yayınları, 2004)


Konuyla ilişkili diğer makaleler