Trakya Somutunda Çevre Örgütlenmeleri Deneyi

Trakya Somutunda Çevre Örgütlenmeleri Deneyi

Trakya Platformu

1975 yılından sonra Trakya’nın kapısını sanayileşmeye aralamasıyla birlikte felaketin çanları da yavaş yavaş çalmaya başladı. Her şeye para gözüyle bakan, kâr hırsıyla davranan kapitalizm, gözü dönmüşçesine davranarak uçsuz bucaksız, pırıl pırıl bir doğaya, verimli toprağa ve bol su kaynaklarına sahip olan Trakya’ya göz koydu.

Ülkede uygulanmakta olan neo-liberal politikalardan bu güzelim bölgemiz de nasibini almaktadır. Bir yandan Ergene Havzasına can veren Ergene nehrinin kirliliği artmaktadır, diğer yanda ise nehir suyu korumaktadır. Çevre kirliliğinin had safhaya ulaşması sonucu bitki, hayvan, insan ve bütün canlıların yaşamı risk altındadır.

1 Temmuz 2017 günü Ergene ilçesinin Ulaş mahallesinde yapılan Trakya Platformu’nun 3. Genel Kurulu’nda dile getirilen düşünceler çok önemlidir. Trakya Platformu, TMMOB Makine Mühendisleri Edirne Şubesi tarafından 1993 yılında başlatılan “Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumları” ’nın bir sonucu olarak dile getirilen, koordinasyon, bilgilenme, bilgilendirme, talep ve uyarılarda bulunma ve benzeri işlevleri üstlenen; kısacası müdahalede bulunmayı hedefleyen tüm kuruluşların katılabileceği sivil bir platform oluşturma hedefinin bir karşılığı olarak kurulmuştur.

Trakya Platformu Tekirdağ İl Yürütme Kurulu Sözcüsü, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Cemal Polat: “Trakya insanını bekleyen bir felaket var. Özellikle son günlerde Tekirdağ bölgesinde Norveç ve Kanada firmalarının iki tane sondaj çalışması yaptığını öğrendik. Bunlar yasal olarak izin alınmadan yapılan sondajlar ve kaya gazı ölçüm tespit çalışmalarıymış. Büyükşehir belediyesine gelen bir talep var. Bize de Büyükşehir belediyesi ulaştı. Trakya kaya gazı anlamında zengin. Ama kaya gazının özellikle yaratacağı çevre boyutunu felaketini göz önünde tutmamızda yarar vardır. Bugün kaya gazı dediğimiz gaz, o da bir doğalgazdır. Doğalgaz gibi üst katmanlarda değil taşların altındaki derin katmanlarda biriken gazların açığa çıkartılması için 640 küsur tane kimyasal madde kullanılarak bu taşlarının parçalanması ve ondan sonra bu gazın çıkartılması gerekmektedir.
Bu ne demektir? Bir Trakya bölgesi depremi bölgesi olduğu için bu taşların kırılması fay hatlarının kırılması demektir. Depremin daha şiddetli bir şekilde oluşmasını tetiklemektir. İkinci bir olay 640 küsur tane kimyasal kullanılacak. Bu kimyasallar toprak ve havanın zehirlenmesi ve burada yaşayan canlı yaşamın yok olması anlamına gelir. Bu yüzden Amerika‘da kaya gazı çalışmaları çevre örgütlerinin mücadelesi sonucu durmuş vaziyettedir. Ama ne hikmetse bizim ülkemizde bakanlık bu bölgede yaşan insanlarımızın ve geleceğimizin özellikle ve özellikle tarımsal faaliyetlerin en yoğun olduğu en zengin bölgeyi gözden çıkarmalarını anlamıyoruz. Buna anlam veremiyoruz. Biran önce yetkililerin siyasi otoritelerinin bu konuda görüşlerini gözden geçirmelerini bekliyoruz. İğneada Nükleer santralinin ölüm tehditi yanı  sıra bir de kömür santrallerinin saçacağı zehir ile yüz yüzeyiz. Kısaca bir taraftan nükleer radyasyon bir taraftan zehir kuşatılacağız. Dolayısıyla ormanımızı, suyumuzu, meramızı ve çocuklarımızı kurtarmak için mücadelemiz devam edecektir.”

Trakya Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Doğan Durmaz, Ergene Nehri’nin halen kirli aktığını hatırlatarak, şunları söyledi: “Ergene Nehri’nin hali malum. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 6 Haziran 2016 yılında Kırklareli’ndeki açıklamasında Ergene Nehri’nin 2017 yılında temiz akacağını söylerken, geçen hafta Edirne’deki açılışta nehrin 2019 yılında temiz akacağını açıkladı. Ancak artık biz, size olan inancımızı kaybettik. Bu konuda kamuoyunda oluşan baskı nedeniyle Ergene Derin Deşarj A.Ş.’nin genel müdürü geçen haftalarda bir açıklama yapmak durumunda kaldı. Ergene’nin korunması için başlatılan çalışmaların sürdüğünü, Ergene havzası koruma eylem planı kapsamındaki çalışmaların yüzde 80'inin tamamlandığını söyledi. Ancak biz en büyük OSB olan Velimeşe OSB’nin  sağlık mahallesindeki arıtma inşaatının durduğunu biliyoruz. OSB’lerin içinden atık suyu arıtmalara taşıyacak kanalların veya boruların yapımına daha başlanmadı. Bu şartlarda 2019 hedefinin çok gerçekçi olmadığını düşünüyoruz.” dedi.

Trakya’da yaşayan insanların çevre konusunda bilgilendirilmesi ve örgütlenmesi güncel bir konudur. Çevrenin tahribatına yol açan girişimleri durdurmanın yolu, halkın çevreye sahip çıkmasıdır. Bunun için var olan çevre platformları arasında koordinasyonu sağlamak, demokratik çevre örgütlenmesini geliştirerek güçlendirmek demokrasi mücadelesinin mihenk taşlarındandır. Bugün çalışmalarımızın başına aldığımız “Meclislerin Kurulması” bu açıdan da yaşamsal önem taşımaktadır. Bu anlamda gazetemiz Politika, üzerine düşeni yerine getirerek rolünü oynayabileceğine inanıyoruz. Bütün demokrat, ilerici, anti-kapitalist çevreci kişi ve platformlarla görüşerek, buluşarak, diyalog kurarak ve koordinasyonun sağlanmasında etkin davranarak katkı sunmalıyız. Bu görevin yerine getirilebilmesi için onlarca araç ve olanak önümüzde durmaktadır. Yeter ki yığınlarla bağlanalım, yığınları örebilelim.