Yaşam Hakkının Olmadığı Yerde Hiçbir Hakkın Anlamı Yoktur

Yaşam Hakkının Olmadığı Yerde Hiçbir Hakkın Anlamı Yoktur

İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi'nin Yaşam Hakkı NöbetiBiz insan hakları savunucuları biliyoruz ki, bir ülkede yaşam hakkı korunamıyorsa hiçbir hak katagorisi korunamaz. Bizler biliyoruz ki yaşam hakkının güvenlik güçleri tarafından ihlal edildiği bir ülkede haklar ve özgürlükler sistematik olarak ihlal riski altındadır.

Bu gün burada 23. Yaşam Hakkı Nöbetinde yine bir aradayız.

Bugün yine yaşam hakkı devlet güçleri tarafından elinden alınmış bir çocuğun öyküsünü dinleyeceğiz.

15 Şubat 2008 günü Cizre’de topantı ve yürüyüş esnasında polisin yine aşırı ve orantısız güç kullanımı sonucu 16 yaşında bir çocuk polis panzerinin altında can verdi.

Bireylerin ve toplulukların şiddet içermeyen araçlarla diledikleri konuda, diledikleri talepleri ileri sürdükleri toplumsal gösteri yapma hakları vardır. Demokratik ve uygar ülkeler, farklı fikirlerin ifade edilmesi ve toplumsal gösteri düzleminde gerçekleşmesi hakkını korur.

Oysaki Türkiye’de polisin güç kullanımı sonucu toplumsal olaylarda yaşam hakkının ihlal edilmesi neredeyse günlük yaşantımızın bir parçası haline gelmiştir.

15 Şubat 2008’de Cizre ilçesinde çıkan olaylarda ilk önce başına taş isabet etmesi sonucu öldüğü söylenen Yahya Menekşe’nin polis panzeri tarafından ezildiği ortaya çıktı.Cizre Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan “Olay yeri keşfi ve ölü muayene tutanağında; çocuğun üzerinden sert bir cismin geçmesi sonucu öldüğü yazıldı.’’ Malatya Adli Tıp Kurumundan ‘“ölümünün araç altında kalmasına bağlı olarak oluşabilecek nitelikte olduğu’’ raporu verildi.

Ancak bu iki rapora rağmen Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma izni vermedi.Cizre Kaymakamlığı soruşturma talebini reddetti.Menekşe’nin babası Salih Menekşe; “oğlumu öldürdüler panzerle ezdiler, kimileri diyor ki kafasına taş değmiş. Herkes şahit oğlumu panzer ezdi’’ dedi.

Çocuğunun ölüm haberini duyan Raziye Menekşe, gözyaşları dökerek Kürtçe ağıtlar yaktı.Çocuklarının ölümünden devleti sorumlu tutan anne Menekşe şunları söyledi: “Oğlumu Türk hükümeti öldürdü, devletten davacıyım. Oğlum polis panzerinin ezmesi sonucu öldü. Kürtler ezilen, yoksul ve kimsesizlerdir. Zamanında devlet evlerimize bomba attı, yerlerde sürükleyerek perişan etti. Şimdi yüreğimin köşesi olan oğlumu benden aldılar. Devletten davacıyım.’’

Yahya Menekşe’yi ezerek öldüren panzeri kullanan polis O.Y hakkında, taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan, dava çok sonra açıldı ve olay yerinde keşif iki yıl sonra yapıldı. Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava 11 Aralık 2012’de sonuçlandı ve polis memuru O.Y hakkında beraat kararı verildi. Karara itirazı olan aile yargıtaya başvuruda bulundu.

Yahya kendisini panzerin altına atmış!

Beraat kararına itiraz eden Av.Rojhat Dilsiz ‘’Menekşe panzer altında ezildi.Bu konuda raporlar da var.Ancak mahkeme esas olarak öldüreni değil ölen çocuğu suçlu buldu.Karara göre Yahya Menekşe kendini panzer altına atmış “ dedi.

Bu karar vicdanları sızlattı

Oysa basit bir trafik kazasında bile sürücünün hukuk karşısında her türlü sorumluluğu bulunmaktadır.Yahya Menekşe gibi panzerle öldürülen Mizgin Bingöl,Şahin Önder, Hasan Bakdur ve daha bir çok çocukla ilgili mahkemeler suçu işleyenlerle ilgili bir cezalandırmaya gitmediler.

Toplum vicdanını yaralayan ve adil yargılanma inancını zedeleyen bu tür davaların takipçisiyiz.

Yahya Menekşe’nin öldürülmesi insanlığa karşı işlenen suçlardandır!

Yaşam hakkı en kutsal haktır!

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
İZMİR ŞUBESİ


Konuyla ilişkili diğer makaleler