Yerel Halk Meclisleri ve Demokrasi Meclislerinin Önemi

Yerel Halk Meclisleri ve Demokrasi Meclislerinin Önemi

İşçi sınıfının politik mücadelesinin nihai amacı sosyalizmdir. Bu amaca ulaşabilmek için  faşizme yönelmiş, zorla, baskıyla ve savaşla ayakta kalarak iktidarını sürdüren AKP-Saray iktidarı yıkılmalıdır. Bu, kendiliğinden olmaz. Çıkarları faşizmle çelişen en geniş kitlelerin asgari noktalarda bir araya gelerek Demokrasi Cephesini oluşturarak militan bir mücadeleyi sürdürmekle olur. Bunun için en geniş kitleler burjuvazinin etkisinden kurtarılarak kendi öz çıkarları için bu cephenin içinde yer almalıdır.

Demokratik bir yaşamda halk; başka bir deyimle işçiler, emekçiler, ezilenler, köylüler, dar gelirliler, aydınlar ve sanatçılar, kendi yaşam alanlarında oluşturdukları örgütlenmeleri sayesinde ülkenin yönetimine katılırlar ve etkinlik kazanırlar. Ne kadar güçlü ve doğru bir halk örgütlenmesi yapılırsa demokrasi mücadelesi de o kadar güçlü olacaktır. Bugün ülkede faşizm zirveye doğru gidiyor. En ufak "demokratik" kırıntılar bile törpüleniyor. Bu olguyu çoğu kişi kanıksamış durumda ve kılı bile kıpırdamıyor. Diğer yandan halkın ve işçi sınıfının devrimci mücadelesi gelişiyor. Sömürü düzeni kapitalizmi aşarak "sömürüsüz ve savaşsız bir dünya"nın yolunu açmak için halkın ve üretim alanlarının örgütlenmesi gerekiyor. Yerel Halk Meclislerinin ve Demokrasi Meclislerinin kurulmasının önemi burada ortaya çıkıyor. Yerel Halk Meclisleri ve Demokrasi Meclisleri kurulmadan örgütlenmenin, birlik olmanın, dayanışmayı sağlamanın ve mücadele etmenin olanakları hep cılız kalacaktır.

Hep belirttiğimiz gibi teokratik-faşist diktatörlüğü durduracak, AKP-Saray iktidarını geriletecek ve demokratikleşmenin önünü açabilecek politik güçler vardır. Dağınık durmak, ayrı kulvarlarda koşmak, egemen güçlere yaramaktadır. Çok güçlü devrimci bir halk hareketinin yaratılması gerekmektedir. Bunun oluşabilmesi için aynı zamanda işçi sınıfının güçlü bir devrimci hareketinin de olması gerekiyor. Karşılıklı bir diyalog ve etkileşim olmalıdır. Ülkenin en ücra köşesinde ve merkezinde yapılan direniş ve çalışmaların koordinasyonu sağlanmalıdır. Demokratik bir halk hareketine ve sendikal mücadelenin birliğine giden yolun önü açılmalıdır.

Halk Meclisleri değişik sınıf, katman, inanç, politik düşünce ve yapılanmaların içinde yer aldığı bir örgütlenme biçimidir. Bunun iş yerlerinden mahallelerden başlayarak ülke düzeyine yükseltilmesi, faşizme karşı bir Demokrasi Cephesinin kurulması demektir.

Mahalle ve yörelerdeki işçi sendika ve dernekleri, hemşeri, il ve ilçe yardımlaşma, dayanışma ve güzelleştirme dernekleri, spor kulüpleri, lokalleri ve taraftarları, siyasi parti örgütlenmeleri, alevi ve diğer inanç  grupları, öğrenci, gençlik ve kadın dernekleri, kooperatifler, doğa ve çevre insiyatifleri, meslek odaları ve birlikleri, demokrasi ve barışın savunulması adına kurulmuş dernek ve platformlar demokratik ilkeler etrafında bir araya gelerek Yerel Halk Meclislerini oluşturarak aktif bir çalışmayı yürütmelidir.

Faşizmin panzehiri, en geniş ve güçlü halk ve işçi örgütlenmeleridir. Bugün ülkemizin  gerçekliğiyle bağdaşan örgütlenme biçimi Halk ve İşçi Meclisleridir. Halk Meclisleri, meşrutiyeti olan, halkça oluşturulan, anlaşılan ve günlük pratik içinde rahatlıkla çalışılan yapılanmadır. Halk Meclisleri aracılığıyla doğa sorunlarından genel seçim çalışmasına, bir şölen düzenlenmesinden kooperatifleşmeye kadar en ufağından en büyüğünden, en basitinden en karmaşığa kadar her çalışma birleşik bir güç ile birlikte yapılabilir. Bu öneminden dolayı Halk Meclisleri, demokratik gündemimizden düşmemelidir. Aksine, bu konu, Trakya'dan Mezopotamya'ya kadar ülkenin en küçük yerel birimlerine kadar vücut bulmalıdır.

Bütün demokratik güç ve kişilerle beraber ortaklaşarak ilk adımları atacağımıza, onurlu ve zorlu olan bu görevin üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Bu düşüncemiz çoğalmalı ve halka mal olmalıdır. Böyle olduğunda bu devrimci hat yaşam alanı bulacaktır.  

Bu Meclislerin oluşturulması için ne yapmalıyız? Ülke nüfusunun çoğunluğu işçiler, emekçiler ve ezilenlerdir. O kitlelerle konuşarak, tartışarak işe başlamalıyız. Görüşme, forum, toplantı, panel düzenlenmelidir. Komiteler oluşturulmalı, koordinasyon sağlanmalıdır. Her katılım ve çalışma gönüllüce yapılmalıdır.  Ne gerekiyorsa onu yaptığımızda, gecemizi gündüzümüze kattığımızda, yüreğimizin tamamını çalışmaya sunduğumuzda yapamayacağımız ve başaramayacağımız iş yoktur.

Barış, demokrasi ve özgürlük için mücadelenin başarısı kitlelerin örgütlülüğüdür. Yerellerde Demokrasi Meclisleri oluşturularak ülke düzeyinde sağlanan koordinasyonla Demokrasi Konseyi kurulmalıdır. İşyerlerinde İşçi Komiteleri oluşturularak ülke düzeyinde İşçi Konseyi oluşturulmalıdır.

Yerel Halk Meclisleri, en geniş halk kesimlerinin demokratik taleplerini dile getirerek çalışmalıdır. İşçi Meclisleri, işçi ve emekçi kitleler arasında örgütlenerek onları sendikal mücadeleye kazandırmak için çalışmalıdır. Böyle bir çalışma biçimiyle seçilmiş belediye başkanı ve meclislerinin görevden alınmasının ve on binlerce kamu emekçisinin keyfi biçimde işten atılmalarının önüne geçilebilir. Ülkenin içinde ve dışında yürütülen savaşı ancak ve ancak barış ve demokratik taleplerle ayağa kalkan örgütlü bir halk hareketi durdurabilir. Kaostan çıkararak barışa ve demokrasiye yönelmek, kitlelerin ellerindedir.


Konuyla ilişkili diğer makaleler