Onlar için…
Mücadele, tarihimiz boyunca yani 15’lerin katlinden beri, karanfil ekip kendi kanlarımızla suladık bu toprakları. Boy verdi karanfiller ve her biri yeni bir bedende can bulup geçti onurlu savaşımımızın saflarına... devamı
Mücadele, tarihimiz boyunca yani 15’lerin katlinden beri, karanfil ekip kendi kanlarımızla suladık bu toprakları. Boy verdi karanfiller ve her biri yeni bir bedende can bulup geçti onurlu savaşımımızın saflarına... devamı
Politika Gazetesi olarak 2014 Kasım ayında yayın hayatına yeniden merhaba dedik. Yeni bir dünyaya merhabamızı, sevimli maskotumuz “Bir Ekmek Bir Politika” çığlığıyla ve işçi sınıfının politik örgüt geleneğinin bu topraklardaki en köklü mirasının üzerindeki yasağın kaldırılması ve Suphilerden bugüne, tüm siyasi cinayetlerin aydınlatılması, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için, tüm yenilgilerinden zafere yürüyüşün hem ilkesel hem güncel hem de ideolojik hattını, yeniden ve yeniden sınıfla, tüm ezilen ve sömürülenlerle, halklarla hizalama gerekliliği ve sorumluluğu ile yola çıktık. devamı
Bilen yoldaşı anarken O’nun mücadelesini sürdürmek, O’nu Türkiye Komünist Partisi’nin mücadelesi içinde yaşatmak ayrı bir önem taşıyor. Türkiye Komünist Partisi’nin mücadelesi, dünya proletaryasının uluslararası mücadelesinin bir parçası olarak, Türkiye işçi sınıfının mücadelesidir.
Bilen yoldaş, sarsılmaz ilkeleri olan bir komünist olarak mücadele etti. Marksizm-Leninizm’in ilkelerini göz bebeği gibi korurken, partinin yığınlar içinde yaygın örgütlenmesinin, politik etkisinin artmasına da özel dikkat verirdi. Tüm parti örgütlerinin, parti politikası doğrultusunda mücadele içinde olan, işçi, köylü, teknik eleman, aydın, kadın, gençlik örgütlenmelerinin sorunlarını, gelişimlerini en ince ayrıntısına kadar takip eder, sorgular, müdahale ederdi. devamı
18 Ekim 1977
Soru: Bilinçli yaşamınızın 55 yılını TKP’ye adadınız. Bu 55 yıllık savaşın sizce belirleyici dönemi nedir? Genç kuşaklar bu savaş deneyinden ne gibi sonuçlar çıkarabilir? devamı
16 Kasım 1982... Askeri faşist cuntanın köpekleri yine kan kusuyorlar. Gayrettepe 1.Şube. Günlerce süren polis takibi sonucu yakalanan ve en ağır işkencelere maruz kalan bir yiğit yeni bir işkence seansından sonar hücreye bırakılıyor. Hücrede bir devrimci daha var. Son saatlerine tanıklık eden Namık Kemal Cibaroğlu, o saatleri “tekmelediler, vurdular, yumrukladılar, adını bile söylemedi” sözleriyle anlatıyor; devamı
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana silah üreticisi ülkeler için kârlı bir Pazar olan Türkiye, ABD, İsrail ve AB emperyalizmi açısından Türkiye’nin hep yüksek kârlı ve düşük rüşvetlerle silah satabilecekleri bir ülke konumunu sürdürmüştür. devamı
Dünyada yeni bir çağ “Kapitalizm’den Sosyalizm’e geçiş çağını” açan Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin 98. yıl dönümünde güncel durumumuza bağlı olarak kimi noktalara değinmek istiyoruz.
Doğal olarak okuyucunun dikkatini öncelikle çeken konu “Kapitalizm’den Sosyalizm’e geçiş çağı” tanımlamasının Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde yaşanan ve Dünya Sosyalist Sisteminin çökmesine neden olan karşı-devrimin sonucunda hala geçerli olup olmadığı olacaktır. Bizce geçerlidir. Bunun sebebi ise, emperyalizm çağında kapitalizmin nesnel olarak ömrünü tükettiği tespitimize bağlıdır. devamı
Türkiye, birisi 7 Haziran, diğeri 1 Kasım’da yapılmış olan iki seçim yaşadı. 7 Haziran seçiminde devletin bütün baskısına rağmen halkların isteği sandığa yansıdı. O nedenle Erdoğan’ın hoşuna gitmedi, çeşitli oyunlarla “tekrar seçim” söylemi ile ikinci bir seçime götürdü Türkiye’yi. Hiç kimse bu seçimin adil ve eşit ortamda geçtiğini söyleyemez. RTE 1 Kasım seçimleri öncesi herkes sonuçlara saygılı olmalıdır diyordu. devamı
Maalesef, gazetemizin sahibi ve sorumlu müdürü Kemal Tayfun Benol arkadaşımızı Ankara Katliamı’nda diğer arkadaşlarımız ile beraber kaybettik. Tayfun’un bize emanetini daha da geliştirmek, misyonu gereği konumlandırmak ve Tayfunların hesabının sorulacağı güne hazırlanmak için siz nasıl insanüstü, devrimci bir irade ile tutukevlerinde direniyorsanız, biz de aynı irade ile görevlerimizi yerine getireceğiz. devamı
Bu yazı Errol Babacan ile Murat Çakır’ın ABD’nde yayımlanan Jacobin dergisi için kaleme aldıkları makalenin kısaltılmış Türkçe çevirisidir. Makale Türkiye kamuoyunda da tanınır bir yeri olan Uluslararası Af Örgütü’nün Rojava hakkında yayınladığı son raporu eleştirel okumayla ele almaktadır. AKP iktidarının Kürdistan Özgürlük Hareketine karşı yürüttüğü kirli savaşın yanı sıra, bilhassa PYD öncülüğündeki Rojava’ya karşı hasmane tutumlarını ve saldırganlığını artırdığı bir dönemde yayınlanan bu hayli sorunlu raporun eleştirisini okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. devamı
Ekonomik olarak egemen olan burjuvalar ve onların devlet örgütü, örgütlü yapısı ile bir terör örgütüdür. Bu kapitalist ve emperyalist devletler; uluslar ve azınlıklar, işçi sınıfı ve emekçi halklar üzerinde baskı ve sömürü aracıdırlar. Ve bundan dolayıdır ki teröristlerdir. devamı
“Saraysız Başkan” olarak bilinen, Uruguay’ın eski devlet başkanı José Mujica, Türkiye’yi ziyaret ediyor. Namı diğer “Pepe” ve Uruguay Ulusal İşçi Birliği’nden Fernando Gambera, DİSK’in düzenlediği bir etkinlikte işçilerin sorularını yanıtladı. devamı
HDP’ nin Haziran (7 Haziran) seçimlerinde % 80’in üzerinde oy aldığı ilçe, mahalle ve semtlerde yaşayan Kürt halkı, seçimlerden hemen sonra yaz aylarında, yaşadıkları bu yerellerde fiili durum yaratarak “özyönetim” bölgeleri ilan etmişti. devamı
Kardeşini, dostunu, yoldaşını kaybedenlerin sayısı; yaşanan acının tarifi yok. Anlatılan hikâyelerin bir sonu da. Patlayan bombalarla yaşamını yitirenler coğrafyanın dört bir yanında toprağa düşmüş, yeni kavgalara filizlenmişken; kim bilir kaç evde aktı gözyaşlarımız yüreğimizin en derinine, kaç sokakta yankılandı yitirdiklerimizin isimleri... devamı
Hiç kimseye silah doğrultmadı, elini kana bulamadı bu geleneğin insanları 95 yıdır; hep öldürüldükleri, zindanlara atıldıkları, işkencelerden geçirildikleri, sürgünlere gönderildikleri halde... Katillerden farkımız budur işte bizim, insan sevgisi ve vicdan sahibi olmak... devamı