Gerilla’nın seçimlere katkısı

Bu başlık da nereden çıktı şimdi diyebilirsiniz. Ne ki, Tuğçe Tatari’nin “Anneanne Ben Aslında Diyarbakırda Değildim” adlı kitabını okurken edindiğim izlenim bu oldu. Özellikle kitabın Doğan Yayınlarında yayımlanması ve D&R Kitap evlerinde “Son Çıkanlar” ve “En Çok Satanlar” kategorisinde raflarda öne çıkması benim bu intibamı güçlendirdi. Daha önce bir çok Gerilla kitabı yayınlanmıştı. devamı


Mücadelenin içinde öğrenmek

Sovyet yazarı Nikolay Alekseyeviç Ostrovskiy ‘in “Ve Çeliğe Su Verildi” adlı eserini okudunuz mu? Yazar, “Bugünkü Ukrayna’nın Rovno bölgesinde bir köyde dünyaya geldi. Çocukluğu yoksulluk içinde geçti. Pek çok işte çalıştı. Kızıl Ordu saflarında iç savaşa katıldı. Yaralandı. Sağlığı ayakta çalışmasına elvermeyecek derecede kötüleştiği zaman kendisini yazmaya verdi. 1935 yılında Lenin Nişanı aldı. devamı


İnsan Hakları Derneği'nin bir eyleminden görüntü

Yaşam hakkının olmadığı bir yerde hiçbir hakkın anlamı yoktur

100 yıl önce 24 Nisan 1915 tarihinde evlerinden gözaltına alınıp bir daha geri dönemeyen İstanbullu Ermeni aydınlarımızı anmak için buluştuk.

Dünyada gözaltında kaybetmenin tarihi, Fransa’daki Alman İşgal Kuvvetleri Komutanlığı’nın “Gece ve Sis” adını verdiği kararnameye göre, tutukladığı binlerce Fransız direnişçiyi gece trenleriyle Almanya’ya götürmesi ve yok etmesiyle başlatılır.

Oysa gözaltında kaybetmenin tarihi 100 yıl önce bu topraklarda başladı... devamı


2015 yılının ilk 3 ayında 1970 çocuk hak ihlali tespit ettik

Çocukların yaşam hakları, ruhsal ve bedensel bütünlüklerini ortadan kaldıran ağır hak ihlallerinin artarak sürmesi biz insan hakları savunucularını kaygılandırmaktadır.

Çocukların gözaltına alınması ve tutuklanmasına tüm evrensel hak belgelerinde ”istisnai” durumlarda olanak tanınırken; ülkemizde başta toplumsal olaylarda olmak üzere; çocukların karıştığı iddia edilen tüm asayiş olaylarında çocuklar özensizce gözaltına alınmakta ve cezaevlerine konulmakta. devamı


İşçi semtlerinde devrimci olanaklar...

Gazetemizin 10. sayısında metropollerdeki işçi semtlerinin 1950’li yıllardan başlayarak gelişimlerini, Türkiye Kapitalizminin ve siyasi atmosferinin değişimine bağlı olarak bu güne gelişlerini irdelerken, devletin bu mahalleler üzerindeki senaryolarına dikkat çekmiştik.

Yazımızda öne çıkan başlıklar, özellikle AKP iktidarı ile birlikte ötekileştirme ve itibarsızlaştırmanın iyice derinleşmesi, yaygın uyuşturucu kullanımının da yine bu döneme denk gelmesidir. devamı



Somalı Madenci Aileleri 10 Mayıs 2015 günü katliamın yıl dönümü haftasında Soma Katliamının unutulmaması ve unutturulmaması, sorumlularından hesap sorulabilmesi için eylemdeler

Soma Katliamının Birinci Yıldönümünde: Soma’da Yürüyüşe

Somalı Madenci Aileleri 10 Mayıs 2015 günü katliamın yıl dönümü haftasında Soma Katliamının unutulmaması ve unutturulmaması, sorumlularından hesap sorulabilmesi için bir miting yapacaklar. Ailelerin çağrısı iş cinayetlerine dur diyebilmek için Soma’nın sesinin tüm ülkede yayılması ve 13 Mayıs haftasında yapılacak miting, anma ve diğer etkinliklerin güçlü bir biçimde gerçekleşmesi önem taşıyor. devamı


1 Mayıs ve Gençlik

Bu yıl yine Taksim Meydanı, 1 Mayıs uluslar arası işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü kutlamalarına yasaklandı. Bu yasaklama, işçi sınıfının devrimci savaş yolunda yürüyen ilerici, devrimci, yurtsever ve özgürlükçü gençliği derinden etkiliyor. Gençlik, işçi sınıfının yolundan sapmadan ve üretimle olan bağını koparmadan yasak zincirinin bir bir kırılmasında üzerine düşen rolü oynayacaktır. devamı



Biz Mahmut Ak’ları Hasan Tan’lardan biliriz!

ODTÜ Kolektif İstanbul Üniversitesi Rektörlük seçiminde birinci olmasına rağmen Tayyip Erdoğan tarafından atanmayan Raşit Tükel’e destek olmak için bir açıklama yaptı. ODTÜ Kolektif ’in açıklamasını yayınlıyoruz:

Biz Mahmut Ak’ları Hasan Tan’lardan biliriz! devamı


Tayyipist Eğitim Sistemi!

Pek tabii ki önce eğitim sisteminden başladılar değişikliklere. Çünkü ağaç yaşken eğilir.

Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda da benzeri olmuştu. Alfabe değişti, modern eğitim sistemine geçildi. Ve “Milli” tarih dayatması başladı yetiştirilen çocuklara.

Kemalizmi oluk oluk akıttılar tazecik beyinlere.

Şimdi ise başka bir tek adamın yeni gerici sürecinin en ağır darbelerini eğitim sistemi alıyor.

Şu son birkaç yıla bakın. devamı



Emek Gençliği üyesi gençler, Ankara’da düzenlenen 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde 6 Mayıs’ta idam edilen Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in posterleri ile 6 Mayıs’taki anma yürüyüşlerine katılmaya çağırdılar

6 Mayıs 1972/Deniz , Yusuf, Hüseyin

Geçmiş yıllarda sosyal medyada paylaşılmıştı; “Siz hiç çocuğuna Cellat adını koyan kimseyle karşılaştınız mı? Ama yeni doğan yüzbinlerce çocuğa Deniz adı verildi...” Mealen aktardığımız bu cümle çok fazla anlam içeriyor.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, çok genç... Yirmili yaşlarının başlarında, uğruna mücadele ettikleri ilkeler için yiğitçe ve soğukkanlı olarak idam sehpasına çıktılar. Tarih 6 Mayıs 1972’yi gösteriyordu. devamı