Cem Yakışkan’dan Mektup...
Gezi Direnişi’ne verdikleri destek yüzünden 16 Aralık’ta müebbet hapis istemiyle hakim karşısına çıkacak olan ÇARŞI’nın liderlerinden Cem Yakışkan, önceki gün Twitter hesabından bir mektup paylaştı.
Gezi Direnişi’ne verdikleri destek yüzünden 16 Aralık’ta müebbet hapis istemiyle hakim karşısına çıkacak olan ÇARŞI’nın liderlerinden Cem Yakışkan, önceki gün Twitter hesabından bir mektup paylaştı.
“Orta Asya’dan geldik!”
Peki o dönemde Anadolu boş muydu?
Egemen sınıfların emekçilerdeki siyasal uyanışı frenlemek için özellikle son 30 yıldır kullandıkları en büyük silah milliyetçilik ve siyasal islamdır. 12 Eylül sonrası sahneye konan “Türk-İslam Sentezi” değişik kombinasyonlarıyla bugün hala devam etmektedir. Aslında emekçilerin ülkelerine duyduğu sevgi ve dini inançlarında somutlaşan kimi ahlaki ilkeler, son derece insani olgulardır. Yurtseverlik, gerçekte devrimcilerin de içlerinde taşıdığı ve diyalog kurabileceği pozitif bir unsurdur.
O meşhur panoyu hepimiz okul yıllarından, ya da çocuğumuzun okulunun duvarlarından biliriz: Yıllardır binlerce ilkokulun duvarına devlet tarafından asılan “Türk Büyükleri” panosundan bahsediyoruz.
Siyasal İslam, son 10 yıldır resmi ideoloji olan Kemalizme sözde karşı çıkarken, en az onun kadar akıl dışı olan kendi ideolojisini yaymaya çalışmakta, ve doğrultuda bu ülkede yaratılmış tüm değerleri Müslümanlara ve İslamiyet’e indirgemektedir. Peki bu doğru mudur? Başka bir deyişle 600 yıldır bu topraklarda birlikte yaşadığımız Hristiyan ve Yahudiler hep sessiz ve etkisiz birer “azınlık” olarak mı yaşadılar? Bunu düşünmek büyük bir haksızlık ve her şeyden önce emeğe saygısızlıktır.
Sınıfımızın büyük ustasının dediği gibi,
Atilla Tanılkan’ın “GAYRETTEPE, SELİMİYE, METRİS” adlı kitabı çıktı. Kitaba önsöz yazan Cavlı Çulfaz şunları söylüyor:
Bu yıl 11 - 14 Aralık 2014 tarihleri arasında, Fransız Kültür Merkezi Sinema Salonunda, beşincisi gerçekleştirilen “İnsan Hakları Belgesel Film Günleri” fikriyle ilgili olarak TİHV yetkililerinin verdiği bilgiye göre:
Soma ile Ermenek Arası/Emeğin Alnı Kömür Karası Korkun Bre Ağalar, Beyler ! / Bize de Gelir Sırası Son on iki yılda 14.455 işçi iş kazalarında –cinayet demek daha doğru- hayatını kaybetti. Buna, gazete yayınına kadar geçen süredeki iş cinayetlerini de eklemeliyiz.
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin 30 Ekim 2014 Tarihli Açıklaması:
Soma... 13 Mayıs 2014. Resmi rakamlara göre 301maden işçisi, iş cinayetinde katlediliyor. Madende yaşam odaları olsa 301 can bugün hayatta olacaktı.
Torba yasa çıktı. Yaşam odaları onaylanmadı. Her bir yaşam odasının en donanımlısının fiyatı 500.000 TL. Devlet işverenlere ve kendi işletmelerine bu yaşam odalarını şart koşamadı. Çünkü devlet, işverenlerin devleti.
Politika gazetesi otuz dört yıl sonra tekrar yayınlanırken, bu soruya farklı yanıtlar verilebilir. Belki de en doğrusu bu konuda kendi düşüncemizi açıklamamızdır. Politika gazetesi bir ihtiyaç sonucu yayın hayatına başlıyor.
Metal iş kolunda 150.000 işçiyi ilgilendiren Toplu İş Sözleşmesi uyuşmazlık ile sonuçlandı. TÜRKİŞ’e bağlı Türk Metal ve HAK-İŞ’e bağlı Çelik İş sendikaları, MESS ile sözleşme imzaladı, ancak DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş sendikası direniyor.
HAK-İŞ’e bağlı Öz Gıda-İş sendikasının işverenle uzlaşıp işçilerin haklarını savunmaması nedeniyle, DİSK’e bağlı Gıda-İş sendikasına üye olan 8 işçi bu nedenle işten atıldı. İşçiler Cevizlibağ’daki fabrikanın önünde direnişteler.
TÜRK-İŞ’e bağlı Tek Gıda-İş Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan, patronları Muharrem Yılmaz’ı TÜSİAD Başkanlığından istifa ettiren Sütaş işçilerinin açtığı işe iade davası kazanımla sonuçlandı.
Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 18 işçinin sendikal nedenlerden dolayı işten çıkarıldığını tespit ederek işçilerin işe iadesine karar verdi. işçi, işine geri dönmek istemezse işverenden 12 aylık maaşı kadar “tazminat” alacak.
Türkiye’de resmi araştırmalara göre 1 milyon, gayrı resmi tespitlere göre ise 3,5 milyon çocuk işçi çalıştırılıyor. Atölyelerde, küçük sanayi işletmelerinde, tamirhanelerde hizmet sektöründe ve kırsalda, hayvancılık ve çiftçilikte çocuk işçi çalıştırmak Türkiye’de kanıksanan bir hal aldı.