Biliyorum, beni en çok zorlayan bir yazı bu. Sözcüklerin seçiminde, tümcelerin kurulmasında ve acabalarla dolu bir sıkıntıyla, onu -gerektiği gibi- yüreğiyle, insan yanıyla ifade edebilecek miyim kaygusuyla başladığım bir yazı şu ele aldığım. Damıtılmış bir dostluktan bahsedeceğim çünkü, kardeşlikten, yoldaşlıktan bahsedeceğim. Öyle ezbere, mideden sözlerle ucuz ilişkiler üzerine kurulmuş birinden değil; hele yapay, vıcık vıcık düzen kokan, kaygan zeminde kendini kaybeden, egemen bir düzenin gölgesinde kalanlardan değil, naif, emek kokan, toprak kokan bir dil işçisinden bahsedeceğim size. Seçtiği her konuyla, altını çizdiği her örgü, bir yaşamın gerçeği bir de öykünün -yazının- gerçeğiyle alabildiğine yoğrulmuş bir yapıttan, onun yazarından, yani Ahmet Sefa’dan bahsedeceğim size. devamı