Ocak 2015

İGD Pinoşet'e karşı eylemlerde

İşçi sınıfının yolunda İGD’den İDG’ye!

10 Eylül 1920’de Mustafa Suphi’nin öncülüğünde kurulan Türkiye işçi sınıfının öncü politik örgütü TKP (Türkiye Komünist Partisi), iğneyle kuyu kazar gibi bir sabırla, bir sarraf titizliğiyle işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve gençliğin içinde çalışarak 1970’li yıllarının ortalarında dev bir ATILIM yaptı. devamı


Müslüman Emekçiler: Sınıf düşmanına karşı ortak mücadelede omuz omuza

Müslüman Emekçiler: Sınıf düşmanına karşı ortak mücadelede omuz omuza

Dünyada ve Türkiye’de son 20 yılda din olgusunun önemi giderek arttı. Sadece emperyalizmin bu konudaki planları ve yatırımlarının ötesinde, sosyalist sistemin çöküşünün yarattığı umutsuzluk ve çaresizlik de insanların yığınlar halinde dine yönelmelerinde ciddi bir rol oynadı. O açıdan, toplumu gerçekçi bir gözle değerlendirmek isteyen hiçbir devrimci, din olgusunu göz ardı etme lüksüne sahip değildir.

Dinin iki yönü: devamı


Sovyet İktidarı ve Müslümanlar

Sovyet İktidarı ve Müslümanlar

1917 Ekim Devrimi sonrasında Bolşevikler, Çarın işbirlikçisi olan Ortodoks kilisesine karşı sert bir tavır takınmakla birlikte, Çarın ezdiği bir kesim olan Müslümanlara karşı büyük bir dostluk ve hoşgörüyle yaklaştılar. Camilere, dinsel yaşama hiçbir müdahalede bulunmadılar. Lenin “Doğu’nun Müslüman Emekçilerine” başlıklı tarihsel bildirisinde onları Müslüman halkları ezen emperyalizme ve kapitalizme karşı mücadeleye çağırdı. devamı



17-25 ARALIK HIRSIZLIK HAFTASI ÜLKE ÇAPINDA KUTLANDI!

17-25 ARALIK HIRSIZLIK HAFTASI ÜLKE ÇAPINDA KUTLANDI!

Ves sâriku ves sârikatu faktaû eydiyehumâ cezâen bimâ kesebâ nekâlen minallâhi vallâhu azîzun hakîmun.

Hırsız erkek ve hırsız kadının, (çalıp) kazandıklarına bir karşılık, Allah’tan, ‘tekrarı önleyen kesin bir ceza’ olmak üzere ellerini kesin. Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (KURAN-I KERİM, MAİDE SURESİ/38) devamı


Kanıksama

Türkiye’nin her halde en büyük sorunu KANIKSAMA olarak ifade ettiğimiz, ALIŞMAK, KABULLENMEK kavramı. Bu kavram aynı zamanda ciddi bir olgu. Düşünün ki, bir işçi kardeşimiz yoğun emek sömürüsü altında bir fabrikada ya da atölyede çalışıyor ve bu işyerini arkadaşları arasında nitelerken “BİZİM FABRİKA” diyebiliyor. Kimse de çıkıp “Bu fabrika nereden senin oluyor?” sorusunu yöneltmeden sohbete devam ediyor. devamı