Şerzan Kurt’u Öldüren Polise ''TAHRİK'' İndirimi: 16 Yıl Hapis

Şerzan Kurt’u Öldüren Polise ''TAHRİK'' İndirimi: 16 Yıl Hapis

Şerzan Kurt'u öldüren polise indirimMuğla’da 11-12 Mayıs 2010’da, sol görüşlü bir kadın öğrenciye küfredilmesi üzerine gerginlik çıkmıştı. Kürt öğrencilerin gözaltına alınması üzerine, aralarında üniversiteli Şerzan Kurt’un da bulunduğu gençler bu işlemi protesto için yürüyüş yapınca, üzerlerine ateş açılmıştı. Muğla Emniyet Teşkilatı’nda görevli ‘derin’ lakabıyla anılan Gültekin Şahin tarafından silahla vurularak ağır yaralanmıştı. 24 Mayıs 2010’da İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Anestezi Yoğun Bakım Servisi’nde komadan çıkamayarak yaşamını yitirmişti.

Şerzan Kurt’u öldüren Gültekin Şahin ilk yargılamada Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘olası kastla cinayet’ suçundan, 7 Eylül 2012’de son duruşmada sekiz yıl hapis cezasına çarptırılarak, tahliye edilmişti. Mahkeme, Türk hukuk tarihine geçecek ölçüde skandal bir ‘formül’ bularak, ilkin ‘olası kastla cinayet’ suçundan 20 yıla çarptırdığı polis Şahin’e, ‘suça yardım’ indirimi yaparak, sekiz yıl vermişti.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin geçen yıl 14 Nisan’da oy çokluğuyla verdiği kararında, Gültekin Şahin’e TCK’nın 81. maddesi gereğince ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası verilmesi gerektiği kaydedilmişti. Daha sonra Şerzan Kurt’un da aralarında olduğu göstericilerden polise taş atıldığı gerekçesiyle cezada ‘haksız tahrik’ indirimi yapılması ve Şahin’e 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istendi.

Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde son duruşması görülen Gültekin Şahin’e cinayetten müebbet hapis cezası verildi. Ardından Şerzan Kurt’un da aralarında olduğu göstericiler tarafından polise taş atıldığı iddiasından hareketle ‘tahrik’ indirimi yapıldı. Bu nedenle ceza, 16 yıla indirildi. Karar sonunda Şahin tutuklanarak, cezaevine gönderildi.

Verilen karara itiraz eden Kurt Ailesi ve avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, hiçbir sanığın tahrik iddiasının olmadığını belirterek, “Ben tahrik oldum’, ‘Bana taş geldi’ diyen bir sanık yokken, Yargıtay’ın bu yönde karar vermiş olması, bundan sonra kolluk görevlilerini yol açacağı öldürme olaylarında içtihada neden olur’’ itirazında bulundu. Bir gösteride eylemci öldüren polis, ‘Ben tahrik oldum’ der, bu da öldürmeyi meşrulaştırır ve cezasızlığa götürür” dedi.

Hep gördüğümüz ve artık sık da görmeye başladığımız bu ve bu gibi durumlar, iktidarın işçi ve köylü halklar karşısında zoru dayatarak onların direncini kırmak ve kendi sermaye iktidarını sağlama alma tepinişidir.