21. Yaşam Hakkı Nöbetimiz...

21. Yaşam Hakkı Nöbetimiz...

İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi'nin 21. Yaşam Hakkı NöbetiYaşam hakkı en kutsal, en önemli haktır. Hele çocuklar söz konusu ise bu önem daha da artar.

Bu ülke bizim değil bizi öldürmek isteyenlerin ülkesidir.” demişti Tezer Özlü.

Ne yazık ki devlet olarak öldürmeye devam ediyorsunuz. Bunlar ilk cinayetleriniz, ilk katliam girişimleriniz değil. İnsan hakları savunucuları olarak geçmişte de neler yaptığınızı biliyoruz. Yapmayacaktınız. Anaların gözlerinden bile sakındığı evlatlarının plastik mermilerle gözlerini çıkarıp üstüne bir de sırıtmayacaktınız. 15 yaşındaki çocuğu katledip anasını meydanda yuhalatmayacaktınız. Köylüleri bombayla parçalayıp, adalet bekleyen annelerin yüzüne “soruşturmaya gerek yoktur” kararını okutmayacaktınız. 301 madenci, verdiğiniz ruhsatlar sayesinde, toprağa gömüldüğünde gidip orada sağ kalan işçilere yumruk, tekme atmayacaktınız. Üç-beş Ermeni gencinin Hrant Dink’i anmak için tuttukları küçücük bir salona güvenlik için gönderdiğiniz sivil polise beyaz bere taktırmayacaktınız. Cemevinde ibadete gelmiş alevinin kafasına kurşun sıkmayacaktınız. Ardından “polis nasıl bu kadar sabredebiliyor şaşırıyorum” demeyecektiniz. “Onu öyle bırakmam” diyerek gazetecileri hedef göstermeyecektiniz Doğaya bu kadar düşman olmayacaktınız. “Kürt sorunu yoktur” demeyecektiniz.
Şimdi iyi dinleyin bizleri.

Bu insanların dilini yasaklarken mutlu muydunuz? Şarkılarını yasaklarken mutlu muydunuz? Kürt değil “kart-kurt” derken eğleniyor muydunuz? ... Fabrikalarınızda madenlerinizde ucuz, kaçak, sigortasız çalıştırırken, siz semirdikçe onlar ölürken mutlu muydunuz? Her sene mevsimlik işçi olarak çoluk çocuk tarlalarınızda üç otuza çalıştırırken mutlu muydunuz? Mevsim sonu naylon çadırlarda hastalıktan ölen bebeklerini sizin topraklarınıza gömüp göz bebeklerini geride bırakıp giderlerken mutlu muydunuz? Köylerini bir gecede boşaltırken, bu adamlar ne yapar, nasıl yaşar diye aklınızın ucundan geçti mi hiç? ... Diyarbakır’ı hedef alarak bombalıyor ve bir kaos ortamı, iç savaş peşinde koşuyorsunuz. Diyarbakır’da bilinen oyunlar yeniden oynanıyor. Seçimden önce bombaları patlattılar, sonra yetmedi insanları katletmeye devam ediyorlar. Yine 16 ve 17 yaşlarındaki çocuklarımız öldü. Civan Aslan, Ramazan Yıldız gülüşleri yüzlerinde yitirdiğimiz çocuklarımızın sayısını unuttuk. Sözümüz herkese; Ne yapmayı düşünüyorsunuz? Sokaklara çıkıp, “Kürtlere reva görülen bu zulüm son bulsun!” diye haykırır mısınız? Diyarbakır huzura kavuşana kadar, günlük yaşantınızı aralayıp bir şeyler yapar mısınız?

Bizler insan hakları savunucuları olarak “YETER ARTIK “ diyoruz . Herkesi barış için mücadeleye çağırıyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
İZMİR ŞUBESİ


Konuyla ilişkili diğer makaleler