AKP Politikaları ve HDP Yeni Yaşam Manifestosu

HDP'nin mitinginden bir görüntü

AKP Politikaları ve HDP Yeni Yaşam Manifestosu

Son dönemde bölgemizde seçim ve AKP politikalarıyla ilgili yapılan incelemelerde AKP hükümetinin ilçe ve köylerde yapılan çalışmalarda dini ve kutsal kitabı Kur’anı Kerimi öne sürmesi, referans göstermesi onlar için sonun başlangıcını göstermektedir. AKP tüm gezilerinde tepkiyle karşılanmakta insanların nefretiyle o bölgeleri terk etmektedirler. AKP’nin köylere dağıttıkları kömür, elbise, para, onlara kurşun gibi iade edilmektedir. Halk bütün aşağılayıcı küçük düşürücü, uygar dünyada, köle muamelesi görmelerine karşı militanca tavır koymaktadır. Hükümet ve AKP politikaları çürümüş zihniyetin düşünceleri olarak değerlendirip her konuda tavır koyuyorlar.

Mazıdağı’nda yapılan köy ve halk toplantılarında AKP’nin özellikle dini ve kutsal kitabı kendi siyasi ve kişisel çıkarlarına alet etmeleri, halkta büyük nefret tohumlarını ekmiş durumdadır. Özellikle Eş Başkan Ali Özkan’ın, köylerdeki çalışması, ikna gücü, dini konuları iyi bilmesi, kollektif çalışması sonucu köylerde olumlu iz bırakmıştır. Eski Belediye Başkanımız Hasip Aktaş ve Belediye Meclis Üyemiz Osman Azak ve daha niceleri bire bir insanlarla konuşmaları ev ev, dükkan dükkan, mahalle mahalle, seçim çalışmalarına katılmaları, ayrıca HDP İlçe Başkanı ve DBP İlçe Başkanı, gençlik içerisinde ilerici bir genç olan Uğur Başak olağan üstü seçim çalışmaları ve AKP politikalarını mahkum etme çalışmaları, ayrıca 1980 Eylül önesi İlerici Kadınlar Derneği’nde çalışmış zekasıyla, ikna gücüyle öne çıkan Zinnet yoldaşın köylü kadınlar, halk pazarı içindeki temas ve çalışmaları, akşamları ilçe içindeki mahallelerde ev ev dolaşması takdir toplamaktadır. Halk tarafından AKP’nin savaş konseptinin bir parçası olduğu yönünde görüş ve tespitleri, son dönemde HDP il ve ilçe binalarına yapılan saldırıların sorumlusunu AKP ve yöneticileri olduğu, iktidar delisi Erdoğan olduğu, AKP’nin çözüm sürecinden vazgeçtiği, Türk Silahlı Kuvvetleri ile anlaştığını dile getirmekteler. Barış ve demokratik çözüme sırtını döndüğü, İŞİD’le işbirliğine gittiği, paramiliter güçlere yardım ettiği, silah mühimmat verdiği, halk, toplum, köylüler tarafından söylenmektedir.

Özellikle köylerdeki kadınların, genç kızların olağanüstü seçim çalışmaları gayretleri övünecek durumdadır. Bana kolhoz ve sovhozlarda çalışan kadın yoldaşları hatırlatıyor. Bir yerde çocuklarıyla ilgileniyorlar, bir yerde koyun ve kuzulara bakıyorlar, bir yerde halay çekiyorlar, bir yerde AKP politikalarını eleştiriyorlar, bu arada HDP’nin büyük risk aldığını da söylüyorlar, ardından hemen şunu da ekliyorlar; “risk almasan kadınların kurtuluşu olmaz, risk halkların desteği ve tüm demokrasi güçleriyle aşılacaktır” diyorlar. Köyler ve köylüler arasındaki gençler ve kadınlar, sosyal bilinç, demokrasi ve özgürlük kültürü, mesela Che Guevara’dan bahsetmeleri dikkate değerdir. Yaşadığımız bölgede en çok da AKP ve Erdoğan’ın Rojava ve Kobane politikalarına büyük nefret vardır, Kürtlerin özgür yaşamalarını, kendilerinin kendilerini yönetip idare etmelerini istemediğini söylemekteler. Halen halk arasında anımsatılan bir söz vardır: “En iyi Kürt ölü Kürttür, en iyi Kürt köle Kürt”. Bunu unutmamışlar.

Halk arasında yaptığımız çalışmalarda, direnişe geçen metal işçilerini selamlamakta olduklarını, desteklediklerini, birlik ve dayanışma içinde olduklarını iletiyorlar. AKP’nin din iman tanımayan faşizan karekterini çok çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyorlar. 12 Eylül faşizmine, Kenan Evren’e AKP’nin sahip çıktığını söyleyip durmaktalar. Bana bölgede şunu açık ve net söylediler; bir değişim dönüşümün olduğunu, devrimden, toplumsal ilerlemeden, insanlıktan, barıştan, özgürlükten yana döndüğünü, HDP’nin barajı geçmese bile sol ve işçi sınıfıyla kol kola dayanışma içinde olacaklarını, HDP’nin sosyal ve siyasal anlamda ana muhalefet partisi olduğunu açıkça dile getiriyorlar. Barajı AKP’ye rağmen aşacaklarını söylüyorlar. AKP iktidarı yıllardır, işçi ve emekçileri ezerek, sömürerek, dolandırarak, bugünlere geldi. AKP açlık, yoksulluk, düşük ücret, uzun çalışma süreleri, taşeronlaştırma, güvencesiz ve güvenliksiz çalışma sistemini emekçilere, işçi sınıfına, halklara dayattı. İktidar, içerde ekonomik sorunların ağırlığı altında, ezilen, sömürülen işçi sınıfı ve emekçi halkların direnişini engelemek için, grevleri yasaklıyor, erteliyor, yeni faşizan iç güvenlik yasaları çıkarıyor. Devlette devamlılık esastır derler doğrudur, AKP hükümetleri, diğer hükümetler gibi işkence, soykırım, yasaklamalar, sürgünler, failli meçhuller, köy yakmalar, çocuk kırımları, kadın cinayetleri, işçi ölümleri, çocukların vahşice öldürülmesi, Roboski’de yapılan katliamların tümü AKP iktidarı döneminde devam etmiştir. Orduyu, polisi, yargıyı, üniversiteleri, basını, kısacası devletin tüm kurumlarını işgal etmiş durumdadırlar. Sendikalar ve kitle örgütleri kapatılmıştır. Grev ve toplu sözleşmeler yasaklanmıştır. Her türlü eylem ve öğrenci kitle gösterileri yasaklanmıştır. Sistematik işkence ve öldürülmeler artarak devam etmektedir. İşsizlikhızla artmakta açlık tehlikesi başlamıştır.

AKP iktidarı Kürt halkının dilini, kültürünü, tarihini, gelişimini ve var olma hakkını yok saymaktadır. Yani AKP iktidarı şairin dediği gibi, “ümidin düşmanıdır, meyve çağında ağacın, serpilip gelişen hayatın düşmanıdır.” Fabrikada işçiye düşman, köyde köylülere düşman, ırgata düşman, üniversitelerde öğrencilere düşman, sana düşman, bana düşman, tüm halklara düşman,ülke bunların evidir,ülkeye düşman düşünen herkese düşman.

Bu böyle gitmez. Halklar, Türk, Kürt, Arap, Çerkes, Laz, Süryani, Keldani, Ermeni herkes, Kürt Özgürlük Hareketi, Türkiye işçi-emekçi sınıfları, ilerici, aydın, demokrat eğitim emekçileri, tüm demokrasi güçlerini, YENİ YAŞAM için HDP’ye çağırıyoruz.

HDP, demokrasidir, adalettir, hukuktur, yeni demokratik anayasadır, barıştır, inanç özgürlüğüdür, eşitliktir, herkese iş ve aştır, özgürlüktür, sosyal güvencedir, gençliktir, kadındır, ekolojik toplumdur, dünya barışıdır, demokratik Türkiye, özerk Kürdistan, özgür ve demokratik Ortadoğudur.


Konuyla ilişkili diğer makaleler