Ali İhsan Özgür ve Politika Gazetesi
Ali İhsan Özgür, O dönemde günlük olarak yayınlanan Politika Gazetesinin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini yürütüyordu. Ali İhsan bir haftaya yakın haber vermeksizin görevine gelmedi. Bunun üzerine arama ve soruşturmalar başlatılıyor, sonuç alınamıyor, ta ki 21 Kasım 1978, Salı günü Fenerbahçe’de battaniyeye sarılı bir ceset tanınmamış halde bulunana kadar… O dönemde Gülhane’de olan Morg’a kaldırılıyor, babası Şevket Özgür Ali İhsan’ı teşhis edebiliyor. O dönem burjuvazinin ölesiye saldırıya geçtiği dönem. Her gün köşe başlarında ilericiler, devrimciler devletin kiralık katilleri faşist çeteler tarafından katlediliyorlar.
Türkiye’nin değişik illerinde ciddi kayıplar veriyorlar. Kısa bir süre sonra Maraş Katliamı yaşanacak ve Aralık 1978’de Türkiye’nin kimi illerini ama özellikle İstanbul’u kapsayan Sıkıyönetim ilan edilecektir. 12 Eylül 1980 askersel faşist darbesinin ayak sesleri yaklaşmaktadır. Ali İhsan da bilinçli ve planlı bir tezgah ile kaçırılmış, işkencede sorgulanmış ve konuşturamadıklarından, işbirliği yapmamasından dolayı vahşice katledilmiştir. O dönemde siyasi polis ya resmi olarak gözaltına alıp ağır işkence yapmayı göze alamadığı sol kadroları, ya da konuşturamayacağını bildiği kadroları, polisin taşeronu olarak görev yapan, içinde polislerin de olduğu sivil faşist paramiliter güçlere ihale ediyordu. O dönemde buna benzer başka cinayetler de işlenmiştir.
Ali İhsan tüm eziyet, tehdit ve işkencelere karşı teslim olmadığı, ruhunu satmadığı, işbirliği yapmadığı için vahşice katledildi. Bu direniş, işçi sınıfının davasına, halkına bağlı olmasının kanıtıdır. Kendi özel çıkarlarını ve bir insanın en zor vazgeçebileceği canını mücadelesi için feda etmesi yüce bir insanlık örneğidir. Ali İhsan’ın, Levent Taşçıoğlu’nun, Ahmet Hilmi Feyzioğlu’nun, Mustafa Asım Hayrullahoğlu’nun, zindanlarda işkencelerde direnen nice yiğitlerin tercihlerini anlayamayacak nitelikte olanlar bugün savrularak tarihin çöplüğüne gömülmüşlerdir. Ancak Ali İhsan Özgür ve onun gibi halkına ve işçi sınıfının davası için can veren emekçilere bugün de onların mücadelelerini sürdürenlere örnek oluyorlar, yol gösteriyorlar.
Ali İhsan, insan sevgisiyle dolu, yorulmak bilmez, şakacı, özverili, dost canlısı bir insandı. Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptığı Politika gazetesi, 18 Şubat 1980 tarihinde 1. Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Necdet Üruğ emriyle 1402 sayılı yasanın C-maddesi C-bendi gereğince kapatılarak yayın yaşamı sonlandırıldı. Ali İhsan Özgür, 1954 Sinop-Ayancık doğumludur. Sinop Ayancık belediyesi önceki başkanlarından Mustafa Özgür'ün torunudur. Galatasaray Lisesi'nde okudu.
1973 sonrasında İstanbul İktisat Fakültesine devam etti. Eyüp Halkevi'nde çalıştı. Halkevleri İstanbul İl Koordinasyonunda görev aldı. İlk önce DİSK daha sonra DİSK'e bağlı Maden İş Sendikası tarafından çıkarılan ve halkın çıkarlarını savunan bir çizgi izleyen, günlük olarak yayın yapan, Politika gazetesinin yazı işleri müdürlüğüne getirilmişti. Bundan 40 yıl önce faşistler tarafından kaçırılıp, işkence edilerek öldürülmüş, cesedi tanınmaz halde bir araba bagajında bulunmuştu. Eğer bugünkü kuşaklar, O sancılı dönemde neler olup bittiğini öğrenebilecekleri bir dokümana sahip olabilmişseler, bunu Recai Ünallara, Ali Ihsan Özgürlere ve diğer namuslu, korkusuz basın emekçilerine borçludurlar. İşte, Politika Gazetesi’nin "o sancılı yıllarda" İstanbul Devlet Kütüphanesi arşivinde olabilmesi belki de, Muzaffer Gökman gibi efsanevi
Kütüphane müdürlerinin 44 yıl süresince, o kütüphaneleri yönetebilmeleri sayesindedir.
Aradan 40 yıl geçtikten sonra bile, fincancı katırlarını "o haliyle" ürkütmeye devam eden Politika Gazetesi, kendinden "en çok korkulan gazete" olma özelliğini bugün bile devam ettirmektedir.
Öyle ki; Devlet Kütüphanesi'de mevcut bulunan sekiz adet politika gazetesi ciltlerine politik operasyon yapılmış ve dört adet cilt dolaşımdan kaldırılmıştır. (Demirbaş no: 1222. Katalog sayfa no: 180- aynı kütüphanede defalarca incelediğimiz politika gazetesinin, 1975 yılına ait 9/11 aylarına ait ciltdi ve ayrıca 1976 yılı 1/3 aylarına ait ciltleri envantere kayıtlı olmalarına rağmen "keyfi olarak" dolaşımdan kaldırılmıştır ve akıbetleri de belli değildir.) Bu uygulama resmen basın özgürlüğü ihlalidir. Burada, bu direktifi verip ve zorlamayı yapan birim, Kültür Bakanı, Kütüphaneler Genel Müdürü ve Devlet Kütüphanesi Müdürü suç işlemişlerdir. Nasıl olsa, Ülkede anayasa askıdadır. Onlardan kim hesap sorabilir ki!
Ercan Arıklı yönetiminde, yayın hayatına 15 Eylül 1975 Pazartesi günü başlayan Politika Gazetesi, el değiştirerek önce Vedat Dalokay'a akabinde de Kemal Türkler'in başkanlığını yaptığı DİSK'e bağlı Maden İş Sendikası yönetimine geçmişti.15 Kasım 1976'da DİSK Yönetim Kurulu aldığı karar gereğince, Politika Basın Yayın A.Ş. hisselerinden bir kısmının DİSK'e satılması kararını almıştı.
15-21 Ekim 1977'de, DİSK Yönetim Kurulu tarafından alınan diğer bir karar gereğince
DİSK'in Politika Gazetesi’ndeki pay senetlerinin tamamının DİSK’e üye Maden-İş Sendikası’na satılması kararı alınmıştı.
Politika Gazetesi 1975 ile 1980 arasında, Türkiye'nin çok sancılı kritik beş yılına tanıklık etmiş bir gazetedir. Bir zamanlar bu ülkede, çok muhteşem insanlar tarafından yayınlanan bir gazeteydi Politika Gazetesi. 12 Eylül'ün paramparça ettiği arşivden, neredeyse ancak yurtdışına kaçırılan, evlerde korkusuz insanlarca saklanan kimi belge, evrak ve fotoğraflardan yeniden arşiv oluşturuldu. Şimdi o bilgi, belge ve evraklar bilgisayar ortamına aktarılıyor. Yani bu konseptli bilgiye ulaşım son derece zorlaştırılmış durumdadır. Bu oluşturulmaya çalışılan, Politika Gazetesi’nin özgeçmişi nedir makalesinin amacı da, bu arşiv çalışmasına bir katkıdır. (Oğuz Soydan).
Bir anı: "Müşir Kaya Canpolat'ın ofisine karlı bir kış sabahı, Büyük Grev
1977 kitabımı vermek ve eşsiz katkılarından dolayı teşekkür etmek için gittim- 28 Şubat 2012 günü. Uzunca söyleşide bulunduk, bana şiirlerini okudu. Maden İş'in Politika gazetesini satın almasının hikâyesini anlattı. Bir gün Kemal Türkler Canpolat'ı çağırmış, o günlerde Tercüman Kemal Türkler aleyhine ve Türkler'in gayrimenkullerini-mal varlığını- konu alan yazılar yayınlamaktaymış art arda. Türkler buna karşı dava açmasını istemiş,
Canpolat, Tercüman'la bu yolla mücadele etmenin topa karşı tüfekle karşı koymaya çalışmaya benzeyeceğini , böyle bir dava açılması durumunda Tercüman'ın bu davaları geniş olarak ve yıpratıcı biçimde yayınlayacağını söylemiş. Bunun üzerine Türkler, "öyleyse biz de gazete çıkaralım" demiş ve Politika gazetesinin Maden-İş tarafından satın alınması böylece gündeme gelmiş, Canpolat, bu karara İsmail Cem'in de çok sevindiğini ve Cem'le gazetenin satın alınması meselesini konuşmaya da kendisinin gittiğini anlatır. (Can Şafak).
Kuşkusuz, Kemal Türkler'in Politika gazetesini satın almaktaki asıl amacı, ezilenlerin kamuoyu nezdinde güçlü bir direngi noktaları olabilmesi amacını da taşıyan bir karar olmasıdır.
Ali İhsan Özgür Aile Mezarlığı'nda kimler var sorusu şöyle yanıtlanabilir:
Baba Şevket Özgür (1914-1998), Anne Sabahat Özgür (1918-2014), kardeş
Prof. Dr. Mühendis Doğan Özgür (1938-2014), diğer kardeş Doğu Özgür ise hayatta.
Politika gazetesi yazı işleri müdürü Ali İhsan Özgür 24 yaşında iken, kaçırılıp işkenceli sorgulama sonrası katledilmişti. Naaşı, 9 gün morgda bekletildikten sonra,1 Aralık 1978, Cuma günü
cenazesi, İstanbul-Topkapı/Eski Kozlu Mezarlığı- Gasilhane bölümüne defnedilmiştir.
Ada 12 - No: 215.
Ali İhsan Özgür ve Politika gazetesi makalesi kolektif bir çalışma sonucunda hazırlanabilmiştir. Tüm katkı verenlere teşekkürlerimle ve Ali İhsan Özgür anısına saygıyla...