Bütçe Açığı ve Cari Açık Nasıl Finanse Edildi?

Bütçe Açığı ve Cari Açık Nasıl Finanse Edildi?

Bütçe açığı; devletin bütçede yer alan gelirleriyle harcamaları arasında ortaya çıkan ve gelirlerin giderlerden düşük kalmasından doğan açığı gösterir. Cari açık; yurtiçinde yerleşik kişi ve kurumların yurtdışında yerleşik kişi ve kurumlarla yaptıkları mal ve hizmet alışverişi sonunda ortaya çıkan döviz açığını gösterir.

Bütçe açığı ve cari açığın çeşitli şekillerde finansmanı söz konusudur. Bunları 2017 yılı Türkiye uygulaması açısından ele alalım.

Türkiye’de Bütçe Açığı ve Finansmanı

2017 yılında Türkiye’de bütçe gelirleri 630,3 milyar TL, bütçe giderleri 677,7 milyar TL ve dolayısıyla bütçe açığı da 47,4 milyar TL olmuştur. Bütçede bu gelir giderlerin dışında 2017 yılı içinde emanet ve avans hesaplarından dolayı da 6,1 milyar TL açık gelmiş ve dolayısıyla bütçenin nakit temelinde açığı 53,5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Gelelim bu açığın nasıl finanse edildiğine. Aşağıdaki tablo emanet ve avans ödemeleriyle birlikte 53,5 milyar TL’yi bulan bütçe nakit açığının hangi yollarla finanse edildiğini gösteriyor.

 

 

Milyar TL

Yıl İçinde Alınan (+)

Yıl İçinde Ödenen (-)

BÜTÇE AÇIĞI

-47,4

 

 

Emanet ve Avanslardan Eklenen [i]

-6,1

0,25

6,1

BÜTÇE NAKİT AÇIĞI

-53,5

 

 

FİNANSMAN

53,5

 

 

Borçlanma Net

83,6

 

 

Dış Borçlanma Net

16,8

42,5

25,7

İç Borçlanma Net

66,8

127,2

60,4

Net Borç Verme

0,3

 

 

Özelleştirme Geliri

0,0

 

 

TMSF’Den Gelen

0,0

 

 

Kasa/Banka Hesapları

-30,4

 

 

 

Tabloya göre 53,5 milyar TL tutarındaki açığın finansmanı için Hazine toplam 83,6 milyar TL net borçlanma yapmış. Bunun 16,8 milyar TL’si net dış borçlanmadan sağlanmış. 16,8 milyar TL tutarındaki net dış borçlanma için yıl içinde 42,5 milyar TL dış borç alınmış ve 25,7 milyar TL de dış borç ödenmiş. 66,8 milyar TL’si de net iç borçlanma yapılarak sağlanmış. 66,8 milyar TL tutarındaki net iç borçlanma için yıl içinde 127,2 milyar TL borç alınmış ve 60,4 milyar TL borç ödemesi yapılmış. Sonuçta 53,5 milyar TL’lik bütçe nakit açığı için 83,6 milyar TL borçlanma yapılmış ve elde kalan (83,6 – 53,5 + 0,3 =) 30,4 milyar TL de kasa banka hesaplarına konulmuş. Buna göre Hazine 2017 yılında ihtiyacı olan 53,5 milyar TL’den 30,4 milyar TL fazla borçlanmış olmaktadır.

Merkez Bankası analitik bilançosunda 2017 yıl sonu itibariyle kamu mevduatı olarak yer alan miktar 40,2 milyar TL’dir. Bunun 30,4 milyar TL’si yukarıda gösterilen nakit açığından yani ihtiyaçtan fazla yapılan borçlanmadan gelen miktardır.

Türkiye’de Cari Açık ve Finansmanı

2017 yılında Türkiye’nin cari açığı 47,1 milyar Dolar olmuştur. Bu açığın oluşumunda en önemli pay ihracat ve ithalat farkı olan 58,6 milyar dolarlık dış ticaret açığından kaynaklanmıştır. Aşağıdaki tablo bu açığın oluşumunu ve finansman kalemlerini gösteriyor:

 

 

Milyar Dolar

Milyar Dolar

Cari Açık

 

-47,1

Dışticaret Açığı

-58,6

 

Hizmet Gelirleri Fazlası [ii]

+20,1

 

Birincil Yatırım Açığı [iii]

-11,3

 

İkincil Kaynaklı Gelirler [iv]

+2,7

 

Finans Hesabı

 

38,9

Doğrudan Yatırım Net [v]

8,1

 

Portföy Yatırımları Net [vi]

24,3

 

Diğer Yatırımlar Net [vii]

6,5

 

Net Hata ve Noksan

 

0

Rezerv Varlıklar [viii]

 

8,2

 

Değerlendirme

Türkiye’de bütçe açığı her zaman iç ve dış borçlanma yoluyla finanse edildiği için 2017 yılındaki finansman biçiminde nitelik açısından bir farklılık bulunmamaktadır. Buna karşılık nicelik açısından geçmiş yıllara göre ciddi bir farklılık göze çarpmaktadır. Geçmiş yıllarda genellikle bütçe açığı kadar ya da ona yakın miktarlarda borçlanma yapılırken 2017 yılında bütçe nakit açığından yaklaşık olarak 30 milyar TL’lik (açığın yüzde 57’si kadar) fazla borçlanma yapılmış ve bu para kasa/bankaya konulmuştur. İhtiyacın bu kadar üzerinde borçlanmanın bazı nedenleri olabilir. Bunlar faizlerin artacağı endişesi, herhangi bir nedenle ileride borçlanılamayacağı endişesi, erken seçim için hazırlık gibi nedenler olabilir. Bu konuda herhangi bir resmi açıklama yapılmadığı için bunlar sadece birer tahminden ibaret kalmaktadır.

Cari açığın finansmanında ideal olan doğrudan yatırımların çekilmesi yoluyla finansman sağlanmasıdır. En kötü finansman ise sıcak para da denilen portföy yatırımlarının çekilmesiyle yapılan finansmandır. 2017 yılında Türkiye cari açığının yüzde 17,2’sini doğrudan yatırımlarla, yüzde 65,4’ünü sıcak parayla finanse etmiş, dışarıdan yeterince kaynak sağlayamadığı için de kalan yüzde 17,4’ünü de Merkez Bankası rezervlerini kullanarak karşılamıştır. Önümüzdeki yılda da benzer miktarda bir cari açık verilmesi halinde Merkez Bankası rezervlerinde azalma olmasını beklemek normal olur. Türkiye’nin mutlak surette doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmesi ve cari açığının finansman kalitesini artırması şarttır. Aksi takdirde faizleri düşürmek o kadar kolay olmayacaktır.

[i] Emanetler: Yıl içinde ödenmesi gerektiği halde ödenemeyen paraları, Avanslar: Yıl içinde henüz yapılmadan parası ödenen işlere ait peşin ödemeleri ifade eder. Geçmiş yıllardan kalan emanetler cari yıl içinde ödenmişse bu da nakit açığını büyütür.

[ii] Hizmet Gelirleri Fazlası: Turizm gelir – gider farkı, navlun gelir – gider farkı vb

[iii] Birincil Yatırımlar: Emek, finansal ya da doğal bir kaynak sağlanması karşılığında elde edilen gelirler ile ödenen tutarları göstermekte olup, çalışanların ücretleri ile doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve diğer yatırımlara ilişkin yatırım geliri ve giderlerini içermektedir.

[iv] İkincil Gelir Hesabı: Yurtiçinde (yurtdışında) yerleşik bir birim tarafından yurtdışında (yurtiçinde) yerleşik bir birime karşılıksız olarak mal ya da hizmet gibi reel bir kaynak ya da finansal bir varlık sağlanması şeklinde tanımlanan transferleri içermektedir.

[v] Doğrudan yatırım: Yatırımcının yerleşiği olduğu ekonomi dışındaki bir ekonomide bir işletmenin yönetimini kontrol ettiği veya yönetiminde söz sahibi olduğu uzun vadeli bir yatırım şeklidir. Doğrudan yatırımda, yatırımcının işletmenin sermayesinde % 10 ya da daha fazla paya/ oy hakkına sahip olması veya yönetimde söz sahibi olması esastır.

[vi] Portföy yatırımları: Menkul değerlere yapılan yatırımlar olarak tanımlanabilecek portföy yatırımları, genellikle hisse senetleri ile kamu ya da özel kuruluşlarca ihraç edilen bono ve tahvil şeklindeki borç senetlerini ve diğer para piyasası araçlarını içermektedir.

[vii] Diğer yatırımlar: Doğrudan yatırım, portföy yatırımları ve rezerv varlıklar dışında kalan tüm finansal hareketler bu bölümde yer almaktadır.

[viii] Rezerv varlıklar: Parasal Altın, Özel Çekme Hakları (SDR), Uluslararası Para Fonu Nezdindeki Rezerv Opsiyonu ve Diğer Rezerv Varlıklar kalemlerini içermektedir.

(mahfiegilmez.com sitesinde yayınlanmıştır)


Konuyla ilişkili diğer makaleler