Demokrasi Mücadelesinin Öznesi Olmak Ve Seçimler…

Demokrasi Mücadelesinin Öznesi Olmak Ve Seçimler…

Halkların Demokratik KongresiSeçimler yaklaştıkça halkın politikaya ilgisi artıyor. Bunun birçok nedeni var. Gündelik yaşamda ekonomik sorunlar öne çıkmasına rağmen, yapılan halk röportajlarında insanların çözüm önerileri konusunda net bir yaklaşımı yok. Burjuva partilerinin sokak yarışı, sistemin piramitlerinde kaybolup gidiyor. İnsanların yığınla sorunları var. Kapitalist sistemin doğal işleyişinin sonuçları olan bu sorunlar (nedeni kendileri olmasına rağmen) burjuva partileri tarafından seçimlerde çözüm vaatleri üzerinden kullanıyor. Emekçiler, kırsal kesimde yaşayanlar, kendilerinde olan oy kozunu yaşadıkları zorlukların çözümü yönünde siyasetçilerin önüne koyuyor. Burjuva toplum düzeninde dört yılda bir oynanan bu oyun işçi sınıfı ve emekçi halklar lehine hiçbir şeyin değişmediği bir döngüyle kapitalist işleyişin demokrasi aldatmacası olarak sunuluyor. Milletvekili yarışına katılan adaylar seçim süresince normal yaşamında belki de hiç uğramadığı, bilmediği yerlerin dertlerine “deva” olarak aşındırdığı sokakları, köyleri, mahalleleri seçim bitiminde birden unutuveriyor.

 

Yoksul mahalleler ve kırsal kesim insanlarının önemli bir kesimi, yılların biriktirdiği unutulmuşluğu bir umut beklentisiyle seçim şölenlerinin sahte gülüşüne kapılıp yaşamını zindan eden yapılanmaların ardında tüketiyor. İşçilerin, köylülerin, orta katmanların sorunları sandıklar kapanana kadar göstermelik cilalama ile idare edilip yeni seçimlere uyutuluyor. İşsizler, gençler, dışlanan bütün kesimler seçimden seçime hatırlanan reylerini avlama yarışında burjuva siyasetçilerinin kapılarında bir umut beklentisiyle adeta kapitalizmin uysal köleleri haline dönüştürülüyorlar.

Konuyu böylesi bir yaklaşım üzerinden ortaya koyma nedeni şundandır. Ülke değerlerini üreten işçiler, emekçi köylüler, sağlık eğitim ve hizmet sektörünün çalışanları yaşadıkları sıkıntılarının kaynağı kapitalist işleyişe yönelik toplu bir karşı tavra yükseltemiyor. Emekçilerin önemli bir çoğunluğunun, kapitalizmi yeniden üreten burjuva siyasetinin ardına gitmesi şaşılası bir durumdan çok, sömürü düzeninin işleyişine yönelik uyarıcı ve yönlendiren çalışmalarının yetersizliğidir. Kurumsal bir demokratik işleyişin olmadığı cumhuriyet Türkiye’sinde sosyalist çalışmalarının acımasız yöntemlerle baskılandığı dönemlerin çalışma biçimi, sadece burjuva düzeninin çizdiği seçim sınırları içinde kalmamalı. Elbette ki işçi sınıfı ve özgürlük mücadelesi veren halklar parlamenter mücadeleyi yadsıyamaz. Bu alanda burjuva bakışın sınırları içinde kalmak ve parlamento dışı mücadelenin bir birleşik unsuru haline getirememek sol içinde de bu alanda kariyerizm hastalığını yeşertebiliyor.

Yaşadığımız koşullar tarihte hiçbir dönemde olmadığı kadar emek ve demokrasi güçlerinin birliğini dayatıyor. Bu alanda atılacak adımların siyasi mücadelenin içinde olan kesimlerin bir araya gelişinden çok, nesnel olarak kapitalizmden zarar gören bütün sosyal kesimlerin egemen anlayışın etki alanından çıkaracak ve eylemli birliğini sağlayacak biçimlerin yaratılmasıdır. Halkların Demokratik Kongresi bu ihtiyaca yönelik olarak onlarca değişik çevre ve anlayışın ortak iradesiyle biçimlendi. Sömürülen, baskıya uğrayan, dışlanmış ve ayrımcılığın acımasız şiddetini yaşayan çoğunluğun edilgen bir durumdan, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir öznesi haline gelmesi yönündeki çalışmalar HDK’nın önüne koyduğu temel bir görev olmuştur.

Bir ülkede emek ve demokrasi lehine köklü dönüşümler sadece politik örgütlenmelerin işi olamaz. Kitleler pratik olarak eylemli sürece katılamadığı zaman, siyasal örgütlenmenin, demokratik topluma, halkların demokratik iktidarına ulaşması olanaksızlaşır. HDK bu bilinçle sömürülen ve ezgiye uğrayan bütün sosyal kesimleri demokratik halk iktidarının öznesi haline gelmesi yönünde kitle bağlarını meclis tipi çalışmaları üzerinden oluşturur. Bu mücadele yöntemi, politik örgütlenmenin içinde olmayan, ama kapitalizmden zarar gören, yaşadığı sorunlarının kaynağının yeterince farkında olmayan kesimlere yönelik bir yığın çalışması olarak ortaya çıkar. Aynı zamanda doğrudan demokrasinin bir aracıdır. İnsanların yaşadığı en basit özgün sorundan, emek, çevre, kadın, inanç, vb. alanlarında yaşanan sorunlarda halkın kendi deneyimleri üzerinden öğrenmesi, mücadeleye katılması meclis çalışmalarının ortaya çıkaracağı önemli bir sonuçtur. Meclis çalışmalarının başarısı bilinç aktarımı ve mücadele deneyimi yanında, halkın körü körüne burjuva partilerinin peşine takılmasının da önünü alacaktır. Kimi zaman dile getirilen meclis çalışmalarına ‘seçim gündemi nedeniyle katılamıyoruz’ gerekçeleri kitle çalışması ve parlamenter mücadele birliğinin kavranamadığını gösteriyor. Aksine toplumun bütün kesimlerine yayılan meclis örgütlenmeleri siyasal alanı besleyecektir. Kitleler katılmadıkça demokrasi ve özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşması olanaksızdır. Günümüzde bu dinamizmini büyütmek, işçi sınıfı ve halkların birleşik gücünü oluşturma yönünde HDK başarmanın önemli bir koşulu olarak ortaya çıkıyor.

Kitlelerin demokrasi mücadelesinin öznesi olarak alanlarda olması parlamenter alanı da burjuvazinin bir demokrasi oyunu olmaktan çıkaracaktır. Sömürüsüz ve özgür bir gelecek yaratma hedefinde sokak mücadelesinin bir bileşeni olarak parlamenter mücadele bir anlam kazanabilir ancak. HDP böyle bir işlevle ortaya çıktı. Sermayenin ezdiği emekçi sınıfların ve Kürt halkının kararlı mücadelesiyle HDP’nin parlamenter başarısı gelecek seçimlerde de yanılgısız temel amaca yönelmenin aracı olmalıdır.

Devrimci demokrat güçlerin dünya ve ülkemizde önemli bir parlamenter mücadele deneyimi var. Bu deneyimlerden günümüze aktarılan en önemli ders sınıf ve demokrasi mücadelesinin parlamenter çevresi ve parlamento içine hapsedilme tehlikesidir. Demokrasi ve özgürlük mücadelesinin sistemi değiştirmeye yönelik içeriğinin, bir kariyer basamağı olma tehlikesi de taşıyan bu alanın yığın hareketinin bir bileşkesi olduğunu unutarak, burjuva sınırlar içinde kalan popülist yönelimi besleyebiliyor. HDK- HDP’nin parlamenter mücadele deneyimi sürecinde kimi eksikliklere rağmen, doğrudan demokrasi ve halkın demokratik iktidarı mücadelesinde, kayyumlara, hapsedilmelere rağmen ezgi ve sömürüye uğrayan bütün kesimlerin eseri olarak mücadelesini büyütmelidir. 

Günümüz demokrasi ve devrimci mücadelenin en önemli yanı sömürü, baskı, ayrımcılığa karşı emekçi ve haksızlığa uğrayan bütün kesimlerin burjuva etkisinden kurtaracak, mücadele alanına çekecek çalışmalardır. Halkların sırtına kene gibi yapışan bir avuç azınlığı silkip atmak, böylesi bir çabayla mümkün olacaktır. Din, milliyetçilik vb. üzerinden sinsi propagandalarla çıkarlarının demokrasiyi kazanma yönünde olduğu unutturulmaya çalışılan orta kesimlerin, dışlanmışların gerici partilerden desteğini çekmelerini sağlamak bu çalışmaların parçası olmalıdır. Halkları birbirine düşman eden savaş tacirlerine, işçi sınıfının emeği üzerinden palazlanan kapitalist-emperyalist gericiliğe karşı savaşkan, güçlü bir devrimci bilinç ortaya çıkarılmadıkça özgür bir geleceğin kapıları aralanamaz. Bu nedenle önümüzdeki seçimler sınıf ve demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak, halkların ve bütün dışlanmışların birleşik gücünü oluşturma yönünde işlev görmelidir. Bu, işçi sınıfı ve bütün ezilenlerin çıkarlarından başka gündemi olmayan özverili ve mücadeleci bütün kesimlerin birincil görevi olmalıdır.


Konuyla ilişkili diğer makaleler