Devletin Ajanlaştırma Girişimleri

Devletin Ajanlaştırma Girişimleri

DÖDEF AÇIKLAMASI

Son dönemlerde gençler ve öğrenciler üzerinde gelişen çözüm sürecinin ruhuna aykırı baskılarla ilgili DÖDEF, ÖHD, Eğitim-Sen, HDP İstanbul İl yönetiminin katılımıyla İHD’de basın açıklaması yapıldı. Polislerin tacizine ve ajanlaştırma çabalarına maruz kalan Ozan Hebun Sümeli’nin babası yaptığı açıklamada çocuklarının yanında olduklarını söyledi.

Basına ve Kamuoyuna

Biz Demokratik Öğrenci Dernekleri Federasyonu olarak içinde bulunduğumuz çatışmasızlık sürecini çok değerli buluyoruz. 35 yıllık bir savaşın yaralarının sarılması için çok önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Bu süreç sonunda legal siyaset alanının olması gereken demokratik düzleme oturarak Kürt halkının ve ezilen bütün kesimlerin önünün demokratik alanda açılacağını umut ediyoruz. Yaşanılan savaşın bitmesinin ve kalıcı olarak onurlu bir barışın sağlanmasının tek yolunun da demokratik siyasetin güçlendirilmesi olarak görüyoruz. Fakat AKP ve AKP’nin cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecini içeriksizleştirip kendi dar iktidar çıkarlarının bir basamağı olarak kullanmak istiyor. Özellikle son dönemde ordu içerisindeki eski statükoçu kanatla yapılan işbirliği ile birlikte kırsal alanda yapılan geniş çaplı operasyonlar bizde ve bütün demokratik kamuoyunda büyük bir kaygı yaratmakta.

PKK’nin silah bırakmayı ve legal bir biçimde siyaset yapma tartışmalarını gündemine aldığı bu dönemde, AKP hem kırsal alanda hem de legal Kürt siyasetine yönelik operasyon hazırlığı yapmakta ve zihniyetinin eski yasakçı zihniyetten farklı olmadığını göstermektedir. Demokratik düzlemde ses olmaya çalışan kurumumuza da AKP’nin polisi yönelime girmiş; baskı, tehdit, sindirme politikalarıyla gençliğin demokratik yollarla hak arama yolunun önünü tıkamak istediğini somut olarak göstermektedir.

DÖDEF Türkiye’deki en geniş örgütlülükteki demokratik kitlesel gençlik hareketidir. Türkiye’nin gerçek anlamda demokratik siyasete geçişi için yaşanılan bu kritik süreçte, gerçekleştirdiğimiz demokratik kitlesel eylemlerle üniversite gençliğinin sesi olmaktayız ve coğrafyanın demokrasi mücadelesi için oldukça önem taşıyan bir misyonumuz bulunmaktadır. Biz DÖDEF ve üyeleri olarak bu tür baskı ve provokasyonlara, bundan böyle de hiç bir biçimde boyun eğmeyeceğimizi, her zaman olduğu gibi halklarımızın özgürlük mücadelesinin içinde, demokratik öğrenci hareketinin de önünde saf tutmaya devam edeceğimizi yüksek sesle söylüyoruz. Bu süreçte arkadaşımızın yanında olduğumuzu belirtiyoruz.

OZAN HEBUN SÜMELİ Yaşadıklarını Anlattı:

Ozan Hebun SümeliDevlet’in demokratik siyaset üzerinde olan baskısı eskiden hiçbir farklılık göstermeden devam etmektedir. Günümüzde özellikle gençlik ve üniversite öğrencilerini, devlet, düşman ve kolay lokma olarak belirlemiştir. Bunun için demokratik muhalif siyaset içinde olan gençlere ajanlaştırma, tehdit, şantaj, baskı, yıldırma politikaları uygulanmaktadır. Bu devlet politikalarından ben de nasibimi almış bulunmaktayım.

31 Mart günü okuldan çıkıp eve gidiyordum. Maslak’taki okulumdan çıktıktan bir saat sonra saat 18:00 civarında İncirli-Ömür Plaza önündeki otobüs durağında otobüs beklediğim sırada sivil giyimli bir polis bana seslendi. Ardından çevremi 5-6 tane sivil polis sardı. Hakkımda ihbar olduğunu Bakırköy’e karakola gelmem gerektiğini söylediler. İhbar hakkında bilgi almak istedim. Ancak isteğim geçiştirildi. Polis otosuna bindirildim. Karakola gittiğimizi düşündüğüm sırada Bakırköy’de bir kafeye geçtik. Benimle konuşmak istediklerini söylediler. Aralarından bir kişi kendisini Selim ismiyle tanıttı ve istihbaratta çalıştığını, polis amiri olduğunu söyledi. Benim DÖDEF’in basın açıklamalarına katılmalarımdan rahatsız olduklarını söylediler. DÖDEF’le ilişkimin devamı halinde sonumun ya cezaevi ya da kırsal alana gitmem, ki bunun da ölümle sonuçlanacağını söylediler. DÖDEF ile olan ilişkimi kesmemi istediler. DÖDEF’in illegal bir kurum olduğu ve çözüm süreci olmasa idi operasyon yapacaklarını söylediler. DÖDEF ile olan ilişkim kesilmediği takdirde istedikleri zaman benim evime operasyon yapabileceklerini ve bunun da hoş bir görüntü olmayacağını söylediler. Okuldan mevzun olmam durumunda ise HDK’nın çalışmalarında ve toplumsal alanda yeniden inşa çalışmalarında bulunmamın da tehlikeli olduğunu söylediler. Ardından benden onlarla bundan sonra da görüşmemi istediler. Sık sık görüşüp sohbet etmeyi “abi-kardeş” ilişkisi içinde olmayı istediklerini başka türlü karşılaştığımızda ortamın daha farklı olacağı söylendi. Ardından maddi durumum soruldu. Harçlık vermeyi teklif etiler. Ayrıca onlarla daha sık görüşüp bilgi aktarmam durumunda maddi ve manevi ihtiyaçlarımın karşılanacağı söylendi. Taleplerini reddetmeme rağmen ısrarla baskı yaptılar. İstedikleri durumda daha farklı karşılaşabileceğimizi söylediler. Baskılarına karşılık psikolojik olarak yıprandım. Daha sonra tekrar görüşmek istediklerini yenilediler. Ben yine kabul etmedim. Onlar ise 10 gün sonra seni tekrar arayacağız dediler. Arabaya bindirilmemden konuşmanın bitmesi yaklaşık bir buçuk saat kadar sürdü.

Bana yapılan bu hukuksuz saldırı, devletin demokrasiye ve muhalif kesime nasıl baktığın bir kez daha gösterdi. Ancak hakikat engellenemez. Devletin bütün hukuksuz uygulamalarına karşın gençlik demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyecektir.


Konuyla ilişkili diğer makaleler