HDP Danışma Kurulu Etrafında Estirilen Fırtına...

HDP Danışma Kurulu Etrafında Estirilen Fırtına...

Halkların Demokratik Partisi (HDP)HDP son gerçekleştirdiği 5. Kongresi’nde Danışma Kurulu’nu genişletti. Eski vekil, parti yöneticileri ve kurucularının yanında kimi seçilmiş aydınları da bu kurula dahil etti. Danışma Kurulu adı üstünde bir karar ve icraat organı değil, birdanışma organıdır. Parti politikalarının geliştirilmesinde parti yönetimine, yani Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu’na tavsiyelerde bulunur. Bu tavsiyelerin ne derece karar haline getirileceği partinin karar organlarının değerlendireceği bir konudur.

Danışma Kurulu’ndan rahatsız olanlar kimler? Kimler saldırıya geçti. Öncelikle iktidar yanlısı basın ve politikacılar. Bu anlaşılır. Sonra... Cumhuriyet ve benzeri adı muhalefet olan ama aslında devletin doktrinini savunan basın ve Kemalist siyasiler. Neden rahatsız olmuşlar? Yok efendim Danışma Kurulu’na dahil edilen isimlerden kimileri daha önce AKP ile bağ kurmuş kişilermiş, “yetmez ama evet”çilermiş ve Cemaat ile ilgili yargılananlarmış. Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu ve Mehmet Altan en çok tartışılan isimler oldu.

Eğer bu şahıslar AKP-MHP rejimine destek vermek yerine ülkede demokratik bir dönüşüm için çaba harcayacak ve düşünsel olarak katkıda bulunacaklar ise bunun kime ne zararı var. Hatta etkiledikleri çevre açısından yararı olmaz mı? Yöneltilen eleştirileri detaylı incelediğimiz zaman eleştirilerin devletin kodlarının korunmasına yönelik bir çabayı içerdiğini görmemiz zor olmayacaktır. Özellikle Cumhuriyet yazarı Barış Doster “Bunlar, Türkiye’nin milli aydını değil, emperyalizmin kullanışlı entelleridir” ifadesinin derinlerinde asıl niyetin ne olduğu ortaya çıkmaktadır. Kayıtsız şartsız olarak ABD ve NATO’nun egemenliğini kabul edenler ile, Rusya ve Çin’in Avrasyacı modellerini arzu edenlerin son tahlilde birleştikleri nokta var olan devlet statükosunu koruyacak milliyetçi bir yaklaşım olduğu ortadadır. Kısacası Ergenekoncu Kemalistler ile Amerikancı NATO’cular aynı mahallede buluşmaktadırlar. Buna da şaşırmamak gerekir, çünkü Ergenekoncu Kemalistler de temel eğitimlerini ve dünya görüşlerini ABD ve İngiltere’de tamamlamışlar ve elde etmişlerdir.

Burada altını çizmemiz gereken ve değerlendirilmesi gereken konu Danışma Kurulu’na yeni dahil olan Prof. Dr. Şebnem Oğuz’un anında görev yaptığı üniversiteden istifasının istenmesidir. İstifasını isteyen rektör iktidar yanlısıdır, yazısında Şebnem Oğuz’a saldıran Doster ise sözde muhaliftir. Bu muhalefetin nasıl bir muhalefet olduğunu bu süreçten anlamak çok mümkündür.

Asıl sorun HDP Danışma Kurulu’nda kimlerin görev aldığı meselesi değil, HDP’nin etki alanının genişlemesi ve ülkede düzenin restorasyonu dışında yeni bir demokratik kuruculuğun politikasını savunmasıdır. Bu politika toplumda karşılık buldukça HDP’ye de, HDP’yi destekleyenlere de saldırılar daha da artacaktır. HDP’nin ambleminden de esinlenerek “Meyve veren ağaç taşlanır” tespitini hatırlatmakta bir beis görmüyoruz.


Konuyla ilişkili diğer makaleler