Kürt Sorununun çözümü üzerine sesli düşünceler...

Kürt Sorununun çözümü üzerine sesli düşünceler...

Kürdistan’ın dört parçaya bölünmesiyle egemen devletler Kürtlerin en ufak istemlerini ya hiç kabul etmediler ya da tamamen jenositten geçirdiler, imha ettiler. Her ne kadar, tek tük yurtsever Kürt şahsiyetleri ülke dışına çıktılarsa da onlara kendi halkını savunma haklarını vermediler, bu yurtsever insanlar aydınlar, güzelim ülkelerini terketmek zorunda bırakıldılar, susturuldular. Kamuran Bedrettinler, Seyit Rızalar, Ali Şerler, Şeyh Saitler, Kadı Muhammetler vs. gibileri hepsi kendi canlarıyla ödediler. Aileleri sürgün edildiler, aileler paramparça edildiler.

1917 Ekim devriminden sonra Kürt yurtseverleri, aydınları kendi örgütlerini kurmaya başladılar. Modern anlamda örgütlenmeler değildi, daha çok milliyetçi bazda örgütlenmelerdi ama hiç bir zaman ülkelerini unutmamışlardı. Yürekleri ülkeleri için çırpınırdı. 1945’de Doğu Avrupa ülkelerinde halk demokrasileri, sosyalist ülkeler oluştu. Kürtler artık sosyalizmle, tanıştılar modern örgütlenmeyle tanıştılar, işçi sınıfının içinde, öncü partisinde yer aldılar çalıştılar seslerini orda yükseltmeye başladılar. Maalesef sesleri bilinçli bir şekilde kısıldı, bu Türkiye’de de böyle oldu, ta ki 1973 Atılımına kadar. Artık TKP içinde Kürt sorunu tartışılmaya başlandı, bürolar kuruldu, Kürdistan örgütü oluştu. Bu kadroların önemli bir bölümü bugün Kürt özgürlük hareketi içinde ve çevresinde mücadele ediyor. Yok olmadılar. Bu anlamda TKP’nin Kürdistan örgütlenmesi diğer örgütlenmelere benzemedi, kalıcı izler bıraktı.

Daha önce de Kürt devrimciler, yurtseverler, 60’larda TİP içinde örgütlendiler, sonradan DDKO, DDKD kuruldu, Özgürlük Yolu oluştu. Hepsi kürt mücadelesi için çalıştılar ama 1980 faşist askeri darbeden sonra yurt dışına çıkmalar, mücadeleyi bırakmalar, evinde oturmalar oldu, ta ki 1978 de Lice’de kurulan PKK’nin, 1984 yılında silahlı mücadele döneminin başlamasına kadar... Diyarbakır zindan direnişi, yılmadan faşist rejime karşı aralıksız mücadele PKK’nin yönetiminde gelişti. Artık her dört parçada mücadeleye öncülük etmesi Kürt Özgürlük Hareketini Ortadoğuda halkların umudu haline getirdi. Rojava’da, inançların, halkların, kültürlerin demokratik halk devrimini gerçekleştirmesi ve Kobane direnişi ile evrenselleşmesi Kürt sorununu dünya gündemine yerleştirdi.

Türkiye halklarıyla birlikte, barış içinde bir arada yaşamak için, savaşsız sömürüsüz özgür demokratik bir cumhuriyet ve Türkiye için, demokratik özerk Kürdistan için, işçi sınıfının öncüsü TKP ile, tüm demokrasi güçleriyle ortak mücadeleyle Kürt sorunu çözülecektir. Kürt sorunu yalnızca Kürtlerin sorunu değildir. İşçi sınıfının, emekçilerin sorunudur, tüm devrimci demokratların, tüm demokrasi güçlerinin sorunudur, değişim ve dönüşümden yana olan tüm kesimlerin sorunudur. Artık bu gerçeği açık ve net kavramamız gereklidir. Türkiye solu, Kürt sorununun çözümünde görevini yerine getirememiştir. Kürt özgürlük hareketi, sorunun çözümü konusunda elinden geleni yapmıştır ama Türk halkının, solunun desteğini alamamıştır. Reel olarak pratikte yardım edilmemiş, enternasyonal dayanışma göstermemişlerdir. Bugünden sonra Kürt sorununun çözümü konusunda netleşmeliyiz. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’de hiç bir sorun çözülmez, Türkiye’ye demokrasi gelmez. Gün, darılma, küsme, evinde oturma günü değildir. Gün birlik ve dayanışa günüdür. Gün faşizme karşı güç ve eylem birliği günüdür.


Konuyla ilişkili diğer makaleler