Katliamın 4. Yılında Anıldılar
7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’nde AKP, 2002’den beri yapılan seçimlerde ilk kez çoğunluğunu kaybetti. R.Tayyip Erdoğan kaybetme duygusunu ilk kez derinden yaşadı ve MHP’yi kendisine yedekleyerek hamlesini yaptı. Kasım 2015’te seçimleri yenileme kararı alındı. Haziran’dan Kasım’a neler yaşandığını biliyoruz. Rojava’da Kürt savaşçıları-
nın yenilmez sanılan IŞİD canilerine darbe üstüne darbe vurması, Türkiye’de istihbarat örgütlerinin denetiminde IŞİD canilerinin bombalama eylemleri başladı. Suruç’ta Kobane’ye çocuklara oyuncak götürmek için toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri- nin basın açıklaması yaptığı sırada intihar saldırısı düzenlendi. 31 kişi hayatını kay- betti, 104 genç yaralandı Temmuz ayında.
10 Ekim 2015’te bu kez Ankara’da Emek ve Demokrasi Güçleri’nin dü- zenleyeceği mitingte iki canlı bomba
Serdar Ben İsmail Kızılçay Kemal Tayfun Benol
Gar önünde toplananları hedef aldı.
103 insanımızı katledip yüzlercesinin yaralanmasına neden oldular. AKP-Saray rejimi istediğini elde etmişti. 1 Kasım’da yapılan seçimleri bir kez daha kazanıp nefes aldı.
Ankara Katliamında gazetemizin Kurucu Sahibi ve Sorumlu Yazıişle-
ri Müdürü Kemal Tayfun Benol da kurucuları arasında yer aldığı İnşaat-İş Sendikası’nın üye ve yöneticileri Tekin Arslan, Serdar Ben, Erol Ekici ve İsmail Kızılçay ile birlikte can verdi.
10 Ekim’de katliamın 4. yılı nede- niyle yapılacak anma eylemlerine bir gün kala, yani 9 Ekim günü AKP Genel Başkanı Erdoğan, uzun zamandır ortağı MHP’nin en çok sevdiği “Bir gece ansı- zın gelebiliriz” şarkısının yeni versiyonu “Bir gece ansızın girebiliriz”in emrini vererek emeline ulaştı. Bu saldırı, yerel seçimlerde yenilgiyi bir kez daha tadan
AKP-MHP cephesinin tam da sallandığı, krizinin derinleştiği ve tepetaklak düşüşe geçtiği günlerde can simidi oldu. Meclis- teki HDP ve TİP dışındaki tüm partiler, meclis dışındaki adını sayamayacağımız onlarca parti, sivil örgüt, sözde muhalif gazeteci, “sanatçı-şarkıcı”, “futbolcu”, “boş-beleş prof.lar”, tespih taneleri gibi AKP-MHP’nin ardında sıralandılar. Ha- maset tepe yaptı.
Savaş karşıtları, barış savunucula-
rı bugünlerde sayıca çok az olsalar da seslerini yükseltmek zorundalar. 1950’li yıllarda da diktatörlük koşullarında bir avuç barış yanlısı Kore’ye asker gönde- rilmesine karşı çıktı. Bedeli neyse göze aldılar. Bunu biliyoruz... Bugün de savaş karşıtları cesaretle söyleyecek sözlerini söyleyebilmeliler. Sevgili Demirtaş’ın belirttiği gibi cesaret bulaşıcıysa eğer yığınları harekete geçirmek için cesur olmalıyız.