Komünistlerin Eğitsel Çalışma ve Mücadele Perspektifinde Önemli Bir Eser: ANTİ-DÜHRİNG

Komünistlerin Eğitsel Çalışma ve Mücadele Perspektifinde Önemli Bir Eser: ANTİ-DÜHRİNG

Marksizm-Leninizm Klasikleri dizisi -3- 

Karl Marks’ın, dolaşan komünizm heyulasının verdiği korkuyu dile getirdiği günden bu güne, burjuvazinin korkusu artarak devam ediyor. Reel Sosyalizm’in uygulandığı devletlerdeki karşı-devrimlerden sonra, tarihin sonu ilan edilmesine rağmen, Marksist-Leninist ideoloji Kapitalist-Emperyalist ideologların gündeminden düşmedi.

Geçmişin kaba anti-komünist şartlamaların yerini, sosyalizmi yeniden tanımlama ve kapitalizmin sınırları içinde tutacak ehlileştirmiş bir içeriğe kavuşturulma projeleri başlatıldı. Önce Stalin’in gözden düşürülme çabalarına hız verildi. Ardından Lenin’in aşıldığı, Marks’ın da eleştiri dışı kalmaması gerektiği üzerinden yoğun bir ideolojik bombardımanla sürdü. Bu Post-Marksist kampanyalar sosyalizm adına mücadele verdiklerini ifade eden kimi yapıların programlarına girdi. Marksist-Leninist temel ilkeleri reddeden noktadan, günümüz koşullarına uyarlama mantığı ile kapitalizmle barışık uysal bir sosyalizm yaratılması amaçlandı. Reel Sosyalizm’in geçici yenilgisinden bu güne, küreselleşme adıyla anamalcı düzen tüm çıplaklığıyla halk düşmanı yüzünü gösterdi. Bu koşullarda kapitalizmin nesnel ve köklü bir eleştirisini ve oradan işçi sınıfı lehine çıkış yollarını gösteren Marksizm-Leninizm, çok yönlü çarpıtmalara rağmen burjuvazinin korkusu olmaya devam etti. Günümüzde kapitalizmin sömürü, yoksulluk, açlık, işgal, savaş, çevre tahribatı ve düşmanlaştırma karşısında Marksizm-Leninizm, işçi sınıfına ve dünya halklarına kurtuluş yolunda hala yol gösteriyor.

***  

Gazetemiz bu sayısında, Friedrich ENGELS’in Anti-Dühring (bay Eugen Dühring Bilimi Altüst Ediyor) adlı eserini ele alıyor.

İşçi sınıfının dünya görüşü, mücadele dönemlerinin deneyimi, yadsıma ve doğrulama pratikleri üzerinden gelişti. Marksizmin önemli yapı taşlarından Anti-Dühring de böylesi bir pratik sürecin ürünü olarak ortaya çıktı.

Sosyal Demokrat Parti yeni kurulduğunda henüz Marksizm kaynakları Almanya’da ulaşılır ve yaygın değildi. Belli başlı klasik Marksist eserler yeni yayımlanmaya başlanmış, Manifesto’nun ancak ikinci baskısı yapılabilmişti.1875 yılına gelindiğinde Sosyal Demokrat yöneticiler Marksist eserler üzerine düşünme zamanı bulsalar da, teorik formülasyondaki yetersizlik belirgindi. Bir işçi sınıfı partisi olma iddiası taşıyan yapının programı bilimsel temellerin eksiksiz ifadesini kapsar. Bu alandaki eksiklik, sapkın ve problemli düşüncelere kapı aralar. Daha 1876 yılında Alman işçi hareketi Dühring’n anti-Marksist yanıltıcı teorilerine bu nedenle açık hale gelir. Gelişen bir partinin teori gereksinmesi, Marks’ı yeterince anlayamamış kadrolarda bu teoriyi yanlış yerlerde aramaya yöneltebilecekti. Daha önceleri yaşanan bölünmeler, Dühring e yönelme biçiminde tekrar ortaya çıkması tehlikesi taşıyordu.

Dühring kendini sosyalist olarak tanımlamasına rağmen, toplumsal sorunlara burjuva çözümlemeler üzerinden yaklaşıyordu. İşçi hareketi içinde kısmen karşılık bulan bu düşüncelere karşı, Engels’in dostları acil çözüm üretme gerektiğini düşünüyordu. Engels o yıllarda İngiltere’deydi. Konu kendisine geldiğinde çekincelerine rağmen Dühring meselesini ele aldı ve işçi sınıfı biliminin yapı taşlarından ANTİ-DÜHRİNG eseri ortaya çıktı.

Eser ilk önce 1878 yılında yayımlandı. Eserde Alman işçi hareketinin gelişimi ve bu süreçte ortaya çıkan farklı yaklaşımlar sonucu bölünmeler yanında, gelinen noktada Dühring’in görüşleri ve anlamı eleştirel olarak ele alınır. Kitabın Engels tarafından yazılıp, değişik baskılarda kullanılan üç önsözü vardır. Türkçe basımlarında bu üç önsöz kitapta yer almıştır. Felsefe, evrim, ekonomi-politik ve sosyalizm konularında, Dühring’in saçma teorilerine karşılık, Engels’in polemikçi yaklaşımı yanında, Marksist bilime önemli katkılar sunan, komünistlerin her dönem faydalanacağı bir baş ucu kaynaktır Anti-Dühring.

Marksist felsefe yapıtlarının, “Alman İdeolojisi”’nden “Felsefe Yazıları”’na ve “Kutsal Aile”’den, “Klasik Alman Felsefesinin Sonu” yapıtlarıyla Engels’in bu eseri Diyalektik ve Tarihi Materyalizmin tamamlayıcı kaynakları arasında yer almıştır. Aşağıda yayınladığımız ön sözde, daha kapsamlı açıklamalar ile bir ön bilgi vermesine rağmen, eserin bütününün okunması komünistlerin eğitsel çalışmalarında baş vurulması gereken önemli bir kaynaktır. 

MUSTAFA SUPHİ VAKFI
Eğitim Bürosu Kolektifi
  

  

ANTİ-DÜHRİNG İÇİN YAZILAN I. ÖNSÖZ           

Bu çalışma herhangi bir "iç dürtü"nün ürünü değildir. Tersine. Bundan üç yıl önce, Bay Dühring, sosyalizmin yandaşı ve aynı zamanda düzelticisi olarak birdenbire yüzyılına meydan okuduğu zaman, Almanya'daki dostlar, o sıralarda Sosyal-Demokrat Parti Merkez Organı olan Volksstaat'ta (Halk Devleti ÇN) bu yeni sosyalist teorinin eleştirici incelemesini yapmam için beni birçok kez zorladılar. Onlar, bu işin, eğer henüz çok genç olan ve kesin olarak daha kısa bir süre önce birleşmiş bulunan partide, tarikatçılık anlayışına yeni bölünme ve karışıklık çıkarma fırsatları verilmek istenmiyorsa, mutlaka gerekli olduğunu düşünüyorlardı. Almanya'daki dostlar, Almanya'daki koşulları benden daha iyi değerlendirecek bir durumda bulunuyorlardı; buna göre, onlara inanmam gerekiyordu. Ayrıca sosyalist basının bir kısmının, bu yeni dönmeyi, gerçi sadece iyi niyetine yönelen bir sıcaklıkla karşıladığı belli olmuştu; ama aynı zamanda, bu gazetelerde, Bay Dühring'in sözü geçen iyi niyetine karşı beslenen saygı sonucu, onun öğretisini ve üstelik gözü kapalı kabul etme iyi niyeti de kendini gösteriyordu. Hatta bu öğretiyi vülgarize bir biçim altında işçiler arasında yaymak için hazırlanan kimseler bile çıktı. Ve, son olarak, Bay Dühring ve küçük tarikatı, Volksstaat'ı böyle büyük iddialarla ortaya çıkan yeni öğreti karşısında açık bir durum almaya zorlamak için, her türlü reklam ve entrika ustalıklarını kullanıyorlardı.

Gene de, öbür işleri bir yana bırakarak bu ekşi elmayı ısırmaya karar vermem için bana bir yıl gerekti. Bu ekşi elma, gerçekte, bir kez ısırdıktan sonra tamamen yutulması gereken elmalardandı. Ve sadece çok ekşi değil, çok iriydi de. Yeni sosyalist teori, yeni bir felsefi sistemin son pratik meyvesi olarak ortaya çıkıyordu. Öyleyse, bu teoriyi, bu sistem bütünü içinde incelemek, ve sonra sistemin kendisini incelemek gerekiyordu; Bay Dühring'i, olanaklı, olan her şeyi ve daha başka birkaç şeyi ele aldığı o geniş alanda izlemek gerekiyordu. 1877 yılından başlayarak, Volksstaat'ın ardılı olarak Leipzig'de çıkan Vorwaerts'de (İleri ÇN) yayımlanan ve burada bir arada bulunacak olan bir dizi makalenin kökeni budur.

Eleştirilen konunun, yani Bay Dühring'in yapıtlarının bilimsel yüküyle tamamen ters orantılı boyutlar kazandıran şey, konunun niteliği oldu. Bununla birlikte, bu boyutları bağışlatabilecek iki başka şey daha var. Bir yandan, bu boyutlar, bana, burada yanaşılması gereken çok çeşitli alanlarda, bugün bilimsel ya da pratik bir önem taşıyan sorunlar üzerindeki görüşümün olumlu bir açıklamasını sunma fırsatını veriyordu. Bu işi her bölümde yaptım ve bu yapıt Bay Dühring'in "sistem"ine karşı bir başka sistemi çıkarma amacını ne kadar az taşırsa taşısın, tarafımdan sunulan düşünceleri birbirine bağlayan iç bağın, okurun gözünden kaçmayacağını umarım. Bu bakımdan, çalışmamın büsbütün verimsiz olmadığı konusunda, daha şimdiden yeterli kanıtlara sahibim.

Öte yandan, "sistem yaratıcı" Bay Dühring, bugünkü Almanya'da tek başına bir olay değildir. Bir süreden beri, Almanya'da evrendoğum, genel doğa felsefesi, siyaset, iktisat vb. sistemleri, bir gece içinde, mantar gibi, düzinelerle boy vermektedir. En önemsiz felsefe doktoru, hatta en önemsiz öğrenci bile, bugün, kendini, en azından bir tam "sistem" kurmaktan bağışık saymıyor. Tıpkı modern devlette, her yurttaşın, üzerinde oy vermeye çağrıldığı bütün sorunlar konusunda bir yargıya varmak için olgun bulunduğunun varsayılması gibi; tıpkı ekonomide, her tüketicinin, geçimi için satın alma durumunda bulunduğu bütün metalar üzerinde tam bir bilirkişi olduğunun kabul edilmesi gibi - aynı varsayım bundan böyle bilimde de hüküm sürecek. Bilim özgürlüğü, kişinin öğrenmediği şeyler üzerinde yazması ve bunu sıkı sıkıya bilimsel tek yöntem olarak satması anlamına geliyor. Bay Dühring'e gelince, o, bugünün Almanya'sında her yerde birinci plana fırlayan ve yüksek perdeden yaygarası her şeyi bastıran bu gösterişçi sözde-bilimin en temsil edici örneklerinden biridir. Şiirde, felsefede, siyasette, iktisatta, tarihte yüksek perdeden yaygara, ders ve siyaset kürsüsünde yüksek perdeden yaygara, her yerde yüksek perdeden yaygara, öbür ulusların harcıalem ve yavanca adi yaygarasından farklı olarak; üstünlük ve fikir derinliği iddialarına sahip yüksek perdeden yaygara; Almanya entelektüel sanayiinin tam da Filadelfiya sergisinde ne yazık ki yanlarında temsil edilmediği öbür Alman malları gibi; ucuz ama  kötü kaliteli, en karakteristik ve en iri ürünü olan yüksek perdeden yaygara. Alman sosyalizmi bile, bu yakınlarda, özellikle Bay Dühring tarafından verilen iyi örnekten bu yana, kendini işporta malına veriyor, ve tek sözcüğünü bile gerçekten öğrenmediği bir "bilim"i sergileyen şu ya da bu kişiyi öne sürüyor. Alman öğrencisinin sosyal-demokrasiye dönüşünün başlangıcını gösteren ve bundan ayrılmaz bir şey olan, ama işçilerimizin dikkate değer derecede sağlıklı yaradılışı sayesinde çabucak üstesinden gelinecek bir çocukluk hastalığıdır.

Eğer Bay Dühring'i ancak amatör olarak ilerleme savında bulunabileceğim alanlarda izleme zorunda kaldıysam, bu, benim suçum değil. Böyle durumlarda, çoğu kez, hısmının düzmece ya da yanlış· olumlamalarının karşısına, doğru, söz götürmez olguları koymakla yetindim. Hukuk alanında ve sık sık da doğa, bilimlerinde böyle oldu. Öbür durumlarda, doğa bilimlerinin teorik kısmından çıkartılmış genel fikirler, yani uzmanın bile, Bay Virchow’un; itirafına göre, hepimiz gibi bir "yarı-bilgin" olduğu komşu alanlara geçmek için, kendi uzmanlığının dışına çıkma zorunda kaldığı bir alan söz konusudur.  Bu konuda, küçük yanlışlıklar ve anlatım beceriksizlikleri için herkese gösterilen hoşgörünün bana da gösterileceğini umarım.

Bu önsözü bitirirken, elime Bay Dühring'in Rasyonel Bir Fiziğin ve Rasyonel Bir Kimyanın Yeni Temel Yasaları adlı yeni bir “temel” yapıtını duyurmak için, gene bay Dühring tarafından kaleme alınmış bir kitabevi duyurusu geçti. Fizik ve kimya bilgilerimin yoksulluğunu ne kadar bilirsem bileyim, gene de, bu yapıtı hiç görmeksizin, Bay Dühring'in bu yapıtta ortaya koyduğu fizik ve kimya yasalarının, yanlışlıklar ve beylik düşünceler bakımından, kendisi tarafından daha önce bulunmuş ve bu kitapta incelenmiş olan iktisat, evrenin genel şematik bilgisi vb. ile ilgili yasalar yanında yer alacaklarını ve Bay Dühring tarafından yapılmış rigometre, ya da - son derece düşük ısıları ölçme aletinin, yüksek ya da düşük ısıları değil, ama sadece Bay Dühring'in zır cahil gururunu ölçmeye yarayacağını söyleyebilmek için, Bay Dühring'imi yeteri kadar tanıdığımı sanıyorum.

 

Londra, 11 Haziran 1878

Friedrich Engels


Konuyla ilişkili diğer makaleler