Newroz Coşkusu, Yaklaşan Tehlike ve Görevler
Türkiye, Türkiye olalı böyle Newroz görmedi. 2015 Newroz’u sadece Kürt Halkının ulusal direniş günü olarak kutlanmadı. Tüm Türkiye halklarının Barış, Demokrasi, Özgürlük, Dayanışma bayramı olarak kutlandı. Amed Newrozu bir milyon katılımı aştı. Ya İstanbul? Çok da geri kalır yanı yoktu. Peki, İzmir’e ne dersiniz? Gündoğdu Meydanı mahşer yeri gibiydi. Ankara, Eskişehir, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Bursa, Çanakkale, Çorlu... Türkiye’nin batısı da “doğusu” gibi ayakta idi. 2015 Newrozu’nu önceki yıllar ile ayıran da bu nitelik oldu.
2015 Newroz’u aynı zamanda 7 Haziran seçimleri için Türkiye’nin en diri güçlerinin seçim kampanyası startı idi. Bu Newroz kutlamaları, Kürt sorununun çözümü için yığınların kararlı direnişinin bundan sonra mücadelenin seyrini belirleyebileceğinin de göstergesi oldu. Bu madalyonun bir yanı. Üstünden bir hafta geçmedi ki, ülkede farklı gündemler oluştu.
26 Mart 2015’de “İç Güvenlik Yasa Paketi” oldu bitti ile Meclis’te oylanarak geçti. AKP, daha önce kendisi için en önemlilerini içeren 67 maddeyi geçirdikten sonra, 63 maddeyi geri çekmişti. Son yapılan oylamada 2 yeni madde eklenerek paket 69 madde olarak yasalaşmış oldu. Eklenen yasa maddeleri de örtülü ödenek ve güvenlik bütçesini Cumhurbaşkanının kontrolüne veriyor. Oylamaya toplam 231 vekil katıldı, 199’u kabul, 32’si red oyu verdi. Buradan 2 soru çıkıyor. Bu yasa paketine karşı olduğunu beyan eden tüm muhalefet partilerinin vekil sayısı 32 midir? Oylamada paketin tümünün oylanmasında neredeydi bu “milletin vekilleri”?
Peki, parlamento dışı muhalefet nerede? Newroz’daki milyonları, işçi sınıfını, aydınları, gençleri, kadınları bu derece ilgilendiren, ülkeyi bir polis devleti haline getirecek bu yasaya karşı HDK’nin, BHH’nin, Halk Evleri, Halk Cephesi, DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve hatta demokrasiden yana olduğunu seçim kampanyalarının başlığına çıkaran CHP’nin tepkisi nerede? Meclis basın toplantılarında rol keserek, mecliste eylem yaparak olmuyor bu işler. Devlet, sokaktaki muhalefete karşı yasa çıkarıyorsa bunun yanıtı da sokakta, meydanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda, üniversitelerde verilir.
Bir kaç sayıdır yazıyoruz. Türkiye faşist bir diktatörlük tehlikesi ile karşı karşıya. Adım adım bunun yolu döşeniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Harp Akademilerinde TSK karşısında özür dilemesi uzlaşmanın somut göstergesi. Anlaşma tamamlanmıştır. Genel Kurmay, yine bildirileriyle siyasete müdahale etmeye başlamıştır. Barış, Demokrasi, Özgürlük ve Sosyalizm güçleri bir an önce silkinip doğru temelde biraraya gelmeli. Çakallar bugün uluyor, yarın köylere, mahallelere, şehirlere inecekler. Onun hazırlığını yapıyorlar. Biz daha hazırlıklı olmalıyız, yoksa geç kalacağız. Geçmişten ders çıkaralım.
Politika