Onlar için…
Mücadele, tarihimiz boyunca yani 15’lerin katlinden beri, karanfil ekip kendi kanlarımızla suladık bu toprakları. Boy verdi karanfiller ve her biri yeni bir bedende can bulup geçti onurlu savaşımımızın saflarına...
Suphi’den Nazım’a, Marat’tan Talip hocaya ve Hayrullahoğlu’na ve son olarak da Kemal Tayfun Benol’a kadar yitirdiğimiz tüm yoldaşlarımızdan ağır bir sorumluluk aldık. Elbet üzüldük, elbet acı çektik düşen her yoldaşımız için. Ama dövünmek vakti değil çok işimiz var çok!
Nazım’ın dediği gibi,
Ölenler
döğüşerek öldüler ;
güneşe gömüldüler.
Vakit yok
onların yasını tutmaya !
Akın var
güneşe akın !
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın...
****
Şu televizyonun kapitalist reklamlarından birinde çocuk diyor ya, “Çok çalışmam gerek çoook!”
Biz daha çok çalışmalıyız!
Mülkiyet edinmek, daha çok para kazanmak için değil elbet. Daha çok bilememiz gerek, sınıfsal öfkemizi.
Burjuvazi boş durmaz. Bunu en iyi biz biliriz.
Fabrikalarda, tarlalarda hayatın her alanında yeni Tayfun’lar olmalıyız!
Devraldığımız mücadele bayrağını yükselterek ilerlemeliyiz.
Şimdi sorumluluklarımızı yerimize getirmemiz gereken sancılı bir dönemden geçiyoruz. Önümüzde zor bir dönem var..
Burjuvazinin yüreğinde 1 Kasım’da açamadığımız deliği ilk deliği açmalıyız.
Eksikliklerimizi telafi etmeliyiz.
Bugüne kadar yitirdiklerimiz için ve Reyhanlı’da Suruç’ta, Diyarbakır’da Ankara’da hain saldırılarda öldürülen arkadaş, dost ve yoldaşlarımız için. Onlar için yapmalıyız bunu!
Oy sandığında bitmedi işimiz. Bitemezdi de. Asıl iş şimdi başlıyor.
Ulaşabildiğimiz herkesle konuşmalıyız, harekete geçirmeliyiz. Kendi öz deneyleri temelinde gerçekleri görmelerini sağlamalıyız. Bilincimiz doğrultusunda tarif ederek bulunduğumuz yeri, nedenini, niçinini anlatmalıyız insanlara.
Nazım ile başladık, Nazım ile bitirelim:
Daha gün o gün değil,
derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların
ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı,
bu kavga hürriyet kavgasıdır.