POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 06.04-12.04.2020

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 06.04-12.04.2020

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 06.04-12.04.2020

COVİD-19 SON GELİŞMELER

COVID-19 yeni haftaya da yayılma hızını artırarak giriyor. Açıklanan son verilere göre dünya genelinde 1 milyon 853 bin vaka tespit edilerek vaka sayısı 2 milyon sınırına yaklaştı. Hayatını kaybedenlerin sayısı da 115 bine çıktı.

Salgının yeni merkezi haline gelen ABD vaka ve ölüm sayılarında bütün ülkeleri geçerek ilk sıraya yükseldi. Dün itibariyle ABD’deki vaka sayısı 560 bine hayatını kaybedenlerin sayısı ise 22 bine yükseldi. ABD’yi vaka sayısında İspanya, İtalya, Fransa, Almanya, İngiltere, İran ve Türkiye gibi ülkeler takip ederken, ölüm sayısında ise İtalya, İspanya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler takip ediyor. Vaka ve ölüm sayılarında 17 Mart’tan beri pik yapmaya başlayan salgın algoritması gereği sayılarını her gün katlayarak yayılıyor. İtalya gibi salgında en fazla can kaybı yaşanan kimi ülkelerden iyi haberler geliyor. İtalya’da dün açıklanan verilere göre son 24 saatte 431 kişi artarak 19 bin 899'a yükseldi. Bu veri 19 Mart’tan bu yana salgından dolayı yaşanan en düşük ölüm verisi olarak kayıtlara geçti. Buna karşılık ABD, İngiltere, İspanya gibi ülkelerde ölüm sayılarındaki artış devam ediyor. Salgın sosyal yaşamı etkilemeyi de sürdürüyor. Hristiyan aleminin en önemli yortularından biri olan Paskalya ayini, salgın nedeniyle dünya çapında ilk kez cemaatsiz yapıldı. Ayinler sosyal medyada canlı yayınlandı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünyadaki dini liderlere, COVID-19 ile girilen mücadeleye katılmaları çağrısında bulundu. Avrupa Komisyonu, COVID-19 nedeniyle koruyucu maske ve solunum cihazı gibi stratejik tıbbi malzeme stoklamaya hazırlanıyor. AB, Macaristan’ı hükümete geniş yetkiler tanıyan acil durum yasası konusunda uyardı. Von der Leyen konuyu Adalet Divanı’na taşıyabileceğini söyledi. Dünyada salgınla mücadele ve dayanışma konusunda farklı yöntemler geliştiriyor. Yapılan bir çağrı üzerine Fransa’da, yaşlı, bakıma muhtaç ve kimsesiz insanlar pencerelerinden kırmızı bez sarkıtarak insanların kendileriyle yardımlaşması çağrısında bulunuyor.

Türkiye’de de salgın nedeniyle vaka ve can kaybı sayısı artıyor. Dün açıklanan son verilere göre 97 kişi daha hayatını kaybetti; 4 bin 789 yeni vaka tespit edildi. 12 Nisan itibarıyla toplam ölü sayısı 1.198; toplam vaka sayısı ise 56 bin 956'ya yükseldi. Sayıların tam olarak açıklanmadığına ilişkin kaygılar sürerken, Türkiye’de önümüzdeki günlerde vaka ve ölüm sayılarının artabileceğine ilişkin uyarılar sürüyor. Cuma akşamı açıklanan sokağa çıkma yasağının yarattığı panik ve insanların sokağa taşmasının da salgını yaygınlaştırmasından endişe ediliyor.

TÜRKİYE'NİN YURT DIŞINDA "İTİBARI" VE YALANCININ MUMU

Türkiye'de hastahanelerde hekimler ve sağlık emekçilerine yeteri kadar ücretsiz maske ve özellikle koruyucu tulum dağıtılamazken, sağlık personeli özellikle tulum ve eldivenler ile yüze takılan siperlikler ve gözlükleri kendi paraları ile satın almak zorunda kalırken Türkiye Cumhuriyet, Cumhurbaşkanlığı forslu kargolarla yurt dışına ve özellikle İngiltere gibi emperyalist bir ülkeye ikinci posta sağlık malzemesi gönderiyor. Yurt dışında "itibar" kazanmayı kendi halklarının sırtından ve onların zararına gerçekleştiren bir akıl sorunlu bir devlet aklıdır.

Cumhurbaşkanı önceleri "Almanya bizi kıskanıyor" diyordu. Türkiye ve Almanya'nın nüfusu 80 milyon ile hemen hemen aynı. Almanya COVID-19 ile sağlık mücadelesine 100 Milyar Euro, genel olarak COVID-19 nedeniyle ülkelerindeki üretim, dağıtım, hizmet ve sağlık sektörüne toplam 650 Milyar Euro bütçe ayırdı. En küçük boyutlu ticari işletmelere dahi başvurularından sonra en fazla 5 iş günü içinde talep edilen 3 aylık sübvansiyonu havale eden, geçim sıkıntısı çeken hanelere maddi ve ayni yardım götüren bir burjuva yönetimi var. Türkiye topu topuna sadece sağlık alanı için değil, tüm COVID-19 tedbirleri için 100 Milyar TL ayırdı. Bu rakam karşılaştırırsak 14 Milyar Euro yapar. Yani 650 Milyar Euro karşısında 14 Milyar Euro. Almanya Türkiye'nin neresini kıskanacak? "İtibarımız" tam!

Ücretli izin konusu Türkiye'de uygulanmıyor. Uygulanılmasına da niyet yok. Rusya ise Mart'ın son haftasında tüm ülkede 1 Hafta Resmi Ücretli Tatil ilan etti, yetmedi Ücretli Resmi Tatili Nisan ayı sonuna dek uzattı. Bunun karşısında Türkiye mi kıskanılacak ülke?

Almanya ve Rusya da birer kapitalist ülke olmalarına rağmen bu koşulları yaratırken Türkiye yönetimi 100 milyar TL gibi komik bir rakamı bütçe olarak ayırırken bunun yüzde onunu da yine halktan toplamaya çalışıyor. Ne oldu yıllardır devlet tarafından beslenen ve semirtilen tekeller. 1920'den beri 100 yıldır bu ülkede tekeller devlet tarafından semirtilmedi mi? Onlara pamuk ellerini ceplerine sokma sırası ne zaman gelecek? Ve en başta sormamız gereken soruyu soralım; O anlı şanlı devletiniz nerede? Bu işler kendin muhtaçken başka ülkelere uçak uçak sağlık malzemeleri kargolayıp yollamakla olmuyor. Bu şekilde "itibar" kazanılması mümkün değil. Ve bu gerçekler bugüne dek zaten kamuoyundan gizlenmeye çalışılırken, yeni çıkarılmaya çalışılan basın ve sosyal medya yasası kısıtlamaları ile daha da karartılmaya çalışılıyor. Ama unutmayalım, güzel bir özdeyişimiz vae; "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar". İşte o mum söndüğü zaman bu karanlıktan da kurtulmuş olacağız. Çok mecazi bir durum ama gerçek böyle olacak. Onların mumu kararacak ama ülkenin üzerine adım adım aydınlık gelecek, ta ki kızıl bir güneş doğana kadar...

EN BÜYÜK KAYNAK SAVAŞ VE DİYANET BÜTÇESİDİR

Türkiye bu koşullarda her gün daha fazla batağa saplanırken hiç bir sorun yokmuşçasına Suriye, Irak ve Libya'da onbinlerce Türk askeri savaşıyor veya savaşmak için bekliyor. Bu kadar ölçüsüz savaş planlarına uygun silah, techizat, mühimmat ve araç da bu ülke topraklarında var ve sürekli yenileri sevkediliyor. Bu savaşın Türkiye'ye günlük maliyeti ülkedeki COVID-19 öncesi ve sonrası ekonomik, sosyal ve sağlık sorunlarını çözmeye yeter de artar. Bu kaynakların ülke içinde ekonomik, sosyal ve sağlık alanlarında değerlendirilmesi için savaş planlarına derhal son verilmeli ve askerler sınırların içine geri çekilmelidir.

 


Konuyla ilişkili diğer makaleler