POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 11.02-17.02.2019

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 11.02-17.02.2019

POLİTİKA’DAN GEÇMİŞ HAFTAYA BAKIŞ 11.02-17.02.2019

CENAZE SİYASETİ

Türkiye siyaseti iyice dibe vurmaya başladı. Bu haftanın yeni tartışması “cenazelere katılıp katılmama” konusu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu Kartal’da çöken binada hayatını kaybeden işçilerin cenaze törenine katılmamakla eleştirdi.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a cenazeleri 1,5 saat beklettiği üzerinden cevap verdi. AKP açıkca cenaze ve ölüm siyaseti yapıyor. Bir süredir asker cenazelerine katılmadıkları için şimdi kendi sorumluluğu ile ölen işçilerin cenazelerine katılmayı, cenaze kaldırmayı büyük bir meziyet olarak sunuyor. Aynı zamanda Kürdistan’da mezarlıklara, cenazelere saldırıyor. Oradaki cenazelere katılmayı yasaklıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP’lileri “Cenazelere katılsınlar da görelim” diye tehdit ediyor. Bunun toplamı cenaze siyasetidir, ölüm siyasetidir. Hükümet Soma’da hayatını kaybeden 301 maddencinin hesabını vermedi, Ermenek, Torunlar cinayetlerinin hesabını vermedi, şimdi de Kartal’daki binada hayatını hayatını kaybeden işçileri siyasi malzeme konusu yapıyor.

 

YENİ ASKERLİK UYGULAMASI

Erdoğan, yeni askerlik sisteminin taslağını Balıkesir'deki mitingde açıkladı.Taslağa göre bedelli askerlik kalıcı olacak, bir aylık zorunlu eğitimden sonra isteyenler para ödeyip ayrılacak, isteyenler ise altı aylık zorunlu askerliklerini bitirdikten sonra maaş alıp devam edecek. Yeni Şafak başta olmak üzere AKP basını bu açıklamayı “Askerlikte Devrim” sözleriyle manşete taşıdı. Oysa açıklanan formül, savaş sürdürüldüğü sürece de, “Paran varsa paranı, yoksa canını alırım” anlayışına dayanıyor ve yoksul olanlara ölümü dayatıyor. Bu durum aynı zamanda iktidarın “paralı ordusunu” oluşturmayı beraberinde getirecek. Bu konuda savunulacak temel yaklaşım “vicdani red” hakkıdır. Bedelli askerlik yerine isteyenin gittiği, mecburi askerliğin kaldırıldığı bir formülün getirilmesi gerekiyor.

 

SURİYE ÇIKMAZI

Türkiye cenaze polemiği, Soylu’nun HDP’yi hedef alan açıklamaları üzerinden Yerel seçim gündemine odaklanırken, Suriye’de de önemli gelişmeler yaşanıyor. ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa ülkelerine Suriye'deki çatışmalarda yakalanan 800 civarındaki IŞİD militanları arasında bulunan vatandaşlarını alıp yargılamaları çağrısında bulundu. Trump aksi taktirde bu militanları serbest bırakmak zorunda kalacaklarını açıkladı. Aynı açıklamayı bir süre önc Suriye Demokratik Güçleri (SDG), yapmıştı. Rojava’da yaşanan ve yargılanan çok sayıda IŞİD üyesi ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürüyor ve dünya bu soruna çözüm olmaktan uzak duruyor. Öte yandan SDG’nin IŞİD’e karşı operasyonu sona ermek üzere. BBC “IŞİD yenildi” açıklamasının kısa süre içerisinde yapılacağını ve SDG Komutanlarının da bu açıklama sonrasına planlamak üzere bir araya geldiğini yazdı. Aynı dönemde Esad’tan iki önemli açıklama geldi. Birincisi siyasi çözüm için masaya oturan muhalefeti “Suriye halkını değil Türkiye’yi temsil ediyorsunuz” sözleriyle suçlayan Esad, Kürtlere de, Türkiye’nin saldırılarına karşı “Sizi Amerika değil kendi devletiniz koruyacak” sözleriyle uyardı. Münih Konferansına katılan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rojava’ya yönelik saldırı isteğini yenilerken, Adana Mutabakatının bu konuda “terörle mücadeleye izin verdiğini” dile getirdi.
 

YEREL SEÇİMLER

Bütün bunlarla birlikte iktidar HDP’nin seçim başarısını düşürmeyi hedefliyor ve temel stratejisini de HDP’yi durdurmak üzerine kurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlarda söylediği “Bunlar 4’lü Çete”, “Bunlar Terör Taşeronu” sözleri bir çok AKP gazetesinde manşete taşındı. Söylem olarak CHP, Saadet Partisi ve İyi Parti’yi HDP ile ilişkilendirerek “teröre destek veriyorsunuz” algısı yaratılmaya çalışılıyor. Bu suçlamalara karşı Saadet Partisi (SP) İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, önemli bir çıkış yaparak, "Diyorlar ki 'CHP ile niye ittifak yaptınız?' Bir defa sana ne. Biz, bütün bu partilere eşit mesafedeyiz. Sen MHP ile ittifak yapıyorsun. MHP dediğin, 28 Şubat'ın borazancısı değil mi?" sözleriyle bu suçlamalara karşı önemli söylem geliştirmiş oldu. Bununla birlikte İçişleri Bakanlığı üzerinden HDP’ye yönelik operasyonlar derinleştiriliyor. İçişleri Bakanlığı “15 Şubat'ta protesto ve kitlesel eylem hazırlığında olduğu üne sürülen 735 kişinin gözaltına alındığını” açıkladı. Açıklamada, "PKK'nın 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri öncesi kaos çıkarmaya yönelik kitlesel eylem hazırlığında olduğu" da ileri sürüldü. İktidar bu operasyonlar ve gözaltılarla şimdiden kaybedeceği seçimleri sabote etmeye çalışıyor. Ayrıca bütün bunlar yapılırken, HDP’de tahrik edilerek bu tartışmanın içine çekilmeye çalışılıyor. Süleyman Soylu bu konuda özel olarak görevlendirilmiş ve sabah akşam HDP’ye haraket ediyor. HDP kendisine cevap verdiğinde de bundan nemalanıyor.

 

LEYLA GÜVEN

Bugün Leyla Güven’in açlık grevinin103’üncü günü. Dün Bakırköy’de yapılan yürüyüş ve eylem, Leyla Güven ve açlık grevlerini gündeme taşımak için vekillerin bölgede yaptığı yürüyüşten sonra önemli gelişmelerden biri oldu. Ancak, halen gereken duyarlılık sağlanmış değil. Hükümet halen bu konuda 3 maymunu oynamaya ve kararlılığı ölümle test etme dayatmasını sürdürmeye devam ediyor. Öte yandan Erdoğan’ın “Laiklik istismarına son vereceğiz” söylemi, ekonomideki gelişmeler de gündemde çıkan önemli konular oldu.


Konuyla ilişkili diğer makaleler